Çevre bilinci artıyor, kurumlar çevreci yatırımlar yapıyor ve kurumsal sosyal sorumluluk projeleriyle sürdürülebilir olmak için çaba harcıyor. Peki tüm bu yeni ekonomi beraberinde İnsan Kaynaklarına nasıl yansıyor? Yeşil Yakalı çalışanlar yaratmak için İnsan Kaynaklarının hangi alanlarda profesyonelleşmesi gerekiyor? 

yesilyaka250x150Küresel iklim değişikliği tartışmaları, dünya ısınıyor konuşmaları bir tarafta sürerken toplumların sürdürülebilirliği için çevre teknolojilerine yapılan yatırımlar da hız kazandı. Yatırımların yanı sıra çevresel mal ve hizmet sektörlerinin büyümesi de çevresel istihdamın gözle görülür şekilde öne çıkmasına neden oldu. Çevre, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımları artış gösterdikçe binlerce iş fırsatı ve yeni iş dalları ortaya çıktı.  Böylece çevre dostu ürünlerin ve servislerin hayata geçirildiği bu tür işlerde görev yapan ‘Yeşil Yaka çalışan’ kavramı da İnsan Kaynaklarının terminolojisine yeni katıldı.

İnsan Kaynaklarının yetkinlik ölçümlerinde sürdürülebilirlik kavramını da değerlendirilmeye başlaması yeni kuşak çalışanların artan bilinciyle birleşince kurumların sadece Ar-Ge bölümlerinde değil tüm kuruma yayılan yeşil yakalı çalışanlara sahip olmasına neden oldu. Uzmanlar gelecek dönemde yeşil yakalı çalışanların kurumların tamamına yayılacağı ve yeni eko-jenerasyonların geleceği konusunda hem fikir.

Önce kurumun ihtiyaçları belirlenmeli 

Sürdürülebilirlik çalışmaları sadece çevreci projelerle değil içerisinde kurumsal sosyal sorumluluğun da yer aldığı pek çok kavramı bünyesinde bulunduruyor. Her biri ayrı bir iş dalı demek olan bu alanda uygun istihdamı yaratmanın ötesinde İnsan Kaynaklarının kurumunun ihtiyaçlarını doğru tespit ederek ona uygun raporlamalarla kalite standartlarının artırılmasındaki etkisi kaçınılmaz. Örneğin Türkiye’de halen yeşil yakalı çalışan sayısının tam olarak bilinmemesi raporlama konusunda alınması gereken yol olduğunun bir göstergesi niteliğinde. Ancak tüm istihdam kanalları incelendiğinde bugün 50 bin yeşil yakalı çalışanın olduğunu söylemek mümkün…

İK’ya önemli görevler düşüyor

Karbon ekonomisi hakkında çalışmalar yapan Dr. Rıza Kadılar, konunun kurumların sürdürülebilirliğine katkısının büyük olduğunu söylüyor. Günümüzde iş dünyasında en önemli katma değer yaratan grubun yaratıcılık ve inisiyatif almayı gerektiren rutin olmayan işleri yapan yüksek nitelikli çalışanlar olduğunu belirten Kadılar, “Bu tür çalışanlar ödül sistemleriyle değil işlerinde bir anlam bulduklarında motive oluyorlar. İşte burada sürdürülebilirlik kavramı çok önemli bir rol oynuyor. Yaptığı iş ile daha yaşanır bir dünyaya katkıda bulunduğunu düşünen ve gelecek nesillere daha iyi bir yaşam kalitesi bırakacağına inanan yöneticiler için işleri, bir görev veya kariyer olmaktan çıkıp bir tutku halini alabiliyor” diye konuşuyor. Bu noktada İK’ya çok iş düştüğünü ifade eden Kadılar, “Bu önemli kavramların şirketin iletişim ve yönetim politikalarının bir parçası olarak ele alınması, çalışanlara İnsan Kaynakları tarafından en etkin şekilde duyurulup çalışanların bunları içselleştirmesi ve bu şekilde çalıştıkları kuruma bağlılıklarını perçinlenmesi mümkün” diyor.

Eko-jenerasyonlar geliyor

Manpower Türkiye Genel Müdürü Reha Hatipoğlu, istihdam uygulamalarında her akımın iş fırsatları demek olduğunu söylüyor. Hatipoğlu, özellikle Y jenerasyonunun sürdürülebilirlik farkındalığının artarak devam edeceğini ve eko-jenerasyonların yakında geleceğini vurguluyor. İstihdam politikalarının şirketlerin çevre politikalarını destekleyen alt başlıklar olduğunu belirten Hatipoğlu, İK’nın bu ana politikalara başka alanlarda da destek olmasının doğal bir beklenti olduğunu kaydediyor. Hatipoğlu, “Bunların başında çevreci politika ve uygulamaların çalışanlarca desteklenmesi ve benimsenmesi için çözümler üretmek geliyor. Biz değişimin iş yapış modellerini ve dolayısıyla iş tanımlarını etkileyeceğini öngörüyoruz. Hemen hemen her sektörde zaman içinde bu ihtiyacın çalışanlarına talep olacağını düşünüyoruz. Yine de karbon salınımının yoğun olduğu Enerji, Bilişim ve Sanayi Üretimi alanlarında faaliyet gösteren şirketlerin bu sürecin öncüleri olacaktır” diyor.