İki buçuk yıl kadar Amerika’da kaldıktan sonra Türkiye’ye dönerek Tayateks Eğitim ve Danışmanlık şirketini kuran ve şirket çalışanlarına mesleki ve genel İngilizce eğitimi veren Tayateks Genel Müdürü Tarık Sönmez, hedeflerinin gelişen teknolojiye uygun yazılımlar kullanarak kullanıcıya bilgiyi hızlı ulaştırmak ve zamandan ve mekandan bağımsız çalışan sistemler geliştirmek olduğunu ifade ediyor.

Eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz? Kariyer yolculuğunuz nasıl başladı?

İlkokulu Sivas’ta okuduktan sonra ortaokul, lise ve üniversite eğitimimi İzmir’de tamamladım. Dil eğitimi ve mesleki eğitim için 2008’de Amerika’ya gittim. İki buçuk sene kalıp 2011 Ağustos’ta dönüş yaparak Tayateks’i kurdum. Öğrencilik hayatımda her yazı mutlaka çalışarak değerlendirdim. Özellikle üniversite döneminde yazları İzmir Çeşme’de çalışarak para biriktirme ve yabancı dilimi geliştirme imkanı buldum.

Kariyerinizde dönüm noktası diyebileceğiniz dönemler var mı?

Okul hayatında ve özel hayatında İngilizce konuşmayı seven ve iyi konuştuğunu düşünen biriydim. 2007 senesinde bir firmanın satış temsilcisi olarak çalışırken yaptığım bir sunumda iki kez yabancı müşterim tarafından durduruldum. Beni anlamadığı için bu sunumu dinlemeye devam etmek istemediğini belirtmesi kariyer hayatımın dönüm noktası oldu diyebilirim. Ertesi ay istifa ettim ve 3-4 ay içinde de Amerika’ya dil öğrenmeye gittim.

İnsan Kaynakları departmanları hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce nasıl kritik rolleri var?

Kariyer hayatımda sadece bir kez CV ile bir yere başvurdum. Onun dışındaki yerlere hep referans veya tavsiye ile girdim. Doğru çalışan – doğru iş uygulamasında ciddi sıkıntılar olduğunu görüyorum. Sırf iş kaygısı için sevmediği bir işte çalışan veya aldığı eğitimle alakası olmayan bir işte, zorunluluktan dolayı çalışan kişilerin sayısının fazla olması beni düşündürüyor. Şirketlerde verimin artmasının kişinin işe bağlılığının artmasıyla doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Bu konuda şirketlerin İK departmanlarının ciddi çalışmalar yaptığını da görüyorum. Z kuşağının fikirlerinin dinlenmesinin şirketlerin gelecek yıllarda nelerle karşılaşacağını ölçülmesi adına çok önemli olduğuna inanıyorum.

Sektörünüze özel işe alım hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Eğitim sektöründe işe alım; gerek CV ilanına başvuranların, gerekse referans kanalı ile gelen kişilerin değerlendirilmesi esasına bağlıdır. Kariyer.net bu konuda uzun yıllardır çalıştığımız bir çözüm ortağımız konumunda. İyi bir CV’yi anlamak için benim ilk dikkat ettiğim bölüm kişinin deneyimi ve bir yerde kaç yıl kesintisiz çalıştığı bilgisi. Çok kısa süre aralıklarında iş değiştiren ve hiç uzun vadeli çalışma tecrübesi olmayan adayları daha farklı değerlendiriyorum.

Geleceğe yönelik nasıl projeleriniz var? İK projeleriniz var mı?

Şirketimiz yabancı dil eğitimi verdiği için çalıştığımız şirketlerin İK departmanları ile yoğun iletişim içindeyiz. 2017’de Türkiye’nin altı büyük şirketinin işe alımlarında yabancı dil testini educall.com.tr üzerinden yapmaya karar verdiğini söyleyebilirim. Ayrıca 4-5 bin kişilik şirketlerin var olan çalışanlarının seviye belirlemesini educall.com.tr ile yapması bu anlamda büyük bir boşluğu dolduruyor. Birçok şirket bu soruna educall online sistemleri ile çözüm bulduğu için son derece memnun. Educall olarak çalışanlara verdiğimiz dil eğitimini mesleki ve genel İngilizce programı olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Örneğin bir banka personeline bankacılık ve finans İngilizce programını, bir otel çalışanına ise aşçılık veya turizm İngilizcesi programını uygulayabiliyoruz. Bu, personelin kendi işinde kullanacağı kelimelerle orantılı bir gelişim sağlamasına vesile oluyor. Şirket İK müdürlerinin veya eğitim departmanlarının verdiğimiz şifrelerle çalışanlarının gelişim ve programa devamlılık raporlarına erişebilecekleri ve 7/24 faydalanacakları online bir sistemimiz bulunuyor.

Bugün bu sektörde yer almasaydınız nerede olmak isterdiniz?

Eğitim sektörü heyecan verici ve her zaman yeni şeyler öğrenilen bir sektör. Bilgi sistemleri ve yazılımla sürekli iç içe bir sistem olması nedeniyle sürekli bir gelişim içindeyiz. Eğer başka bir sektörü seçseydim yine teknolojinin kullanıldığı, alternatif satış yöntemleri ve bilgi teknolojilerinin söz konusu olduğu bir sektörü seçerdim.

Şirketteki mottomuz “Yeniliklere ayak uydur, kendini yenile.” Bu anlamda işe yeni başlayan her bir arkadaşımıza bunu anlatmak için şu örneği veriyorum. Sürekli gelişen dünyada yerinde saymak demek aslında geriye gitmek demek. Biz dünyadaki ilerlemeleri takip edip kendi ilerleme hızımızı bunların üstünde tutmalıyız ki önde olalım.

Eğitim teknolojileri konusuna dört sene önce girmiş bir firma olarak başlangıçtaki rakiplerimizle şimdikilere baktığımızda sayılarında ciddi bir artış olduğunu söyleyebilirim. Bu artış devam edecek. Bizler için önemli olan gelişen teknolojiye uygun yazılımlar kullanarak kullanıcıya bilgiyi hızlı ulaştırmak. Hedefimiz zamandan ve mekandan bağımsız çalışan sistemler geliştirmek.