Ünlü kahkahaları ve pozitif enerjisiyle adı adeta bir marka haline gelen Saba Tümer büyük bir hayran kitlesine sahip. “İnsanlar neden bahsettiğinizi unutabilir fakat onlara vermiş olduğunuz duyguyu hiçbir zaman unutmazlar” diyen Tümer, ekran önünde neyin tutacağını anladığını, dolayısıyla da kendi bildiği yoldan asla vazgeçmediğini söylüyor.

saba tümerTatlı dil ve güler yüzün güçlü bir manyetik alanı vardır; insanları kendine çeker… Saba Tümer de tam olarak böyle bir kadın, ilk karşılaştığınız andan itibaren enerjisini hissedebiliyor ve gözlerinin parladığını görebiliyorsunuz. “Bu mesleği yapmak için doğduğuma inanıyorum” diyen Tümer, iş hayatının verdiği tatmin doğrultusunda gerçek mutluluğu yakaladığını düşünüyor. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde gazetecilik eğitimi aldıktan sonra İzmir’de çalışma hayatına atılan Tümer, yaklaşık 15 yıl boyunca sürdürdüğü Talk Show’un ardından farklı bir formatla izleyiciyle buluşuyor. “Saba Tümer ile Oyuna Geldik” isimli programında kendi deyimiyle artık ayağa kalkan Tümer ile program çekiminin ardından kariyeri ve başarıya bakış açısı odağında bir sohbet gerçekleştirdik.

Kariyer yolculuğunuzun gidişatını değiştiren kilometre taşlarından bahseder misiniz?

Kariyerimde çok fazla dönüm noktası var. İzmir’den NTV’ye transfer olmam, Reha Muhtar’ın beni Show Haber’e alması, programcılığa SKY Türk’te başlamam, Okan Bayülgen ile beraber çalışıp tamamen programcılığa geçmem gibi… Ben değişikliği seven bir insanım, değişikliklerden korkmam. Yeni bir şeyi yapabileceğime inandığım zaman daha önce yapmış olduğum işe yol veriyorum. Kendimdeki potansiyeli biliyorum. Ayrıca gelen doğru teklifleri doğru değerlendirdim. Bu da benim en büyük şansım oldu.

Çalışma hayatınızla birlikte karakterinizde en çok hangi yönünüzün güçlendiğini düşünüyorsunuz?

Çalışıp daha iyi şeyler yaptığını görünce insanın özgüveni daha bir güçleniyor. Hele bir isim yaptıktan sonra mükemmeliyetçi oluyorsun mecburen. Çünkü daha önce yapmış olduğun işlerle yarışıyorsun. Elalemle uğraşacağına, en güzeli kendini aşmaya çalışmak bence. Zaman içinde daha sabırlı olmayı öğrendim. Kendimi daha iyi tanıdım ve ne istediğimi daha iyi biliyorum.

sabatumer4

Programlarınız yayından kaldırılsa bile marka değeriniz hiç düşmüyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

İnsanlar neden bahsettiğinizi, neler konuştuğunuzu unutabilir fakat onlara vermiş olduğunuz duyguyu hiçbir zaman unutmazlar. Ben o duyguyu veriyorum. İnsanlar beni görünce tebessüm ediyor, beni görünce eğleneceğini anlıyor, beni görünce ilginç bir sorunun geleceğini hissediyor. Biliyor çünkü daha önce yaşamış  bu duyguyu bedeninde; o hisse vakıf olmuş. Bu yüzden de sabun köpüğü olan programcılardan değilim. Yayından kaldırılan bir tane programım oldu, o da çok eskidendi. Benim iş hayatımda sezonluk programlar bile olmaz. Ben başka bir şeyler yapmaya karar verdiğimde, bir süre dinlenip yeni projeme hazırlanırım. Kendimi geri planda tutuyorsam yeni projelere hazırlandığım içindir. Örneğin, iki yıl öncesinden “Oyuna Geldik” programını yapacağımı biliyordum. Acun Ilıcalı’nın ricası üzerine geçen yıl eski programıma devam ettim. Doğru zamanı beklemem gerekiyordu.

Sizin gözünüzde başarıyı değerli kılan nedir?

En özüne gidersek, zaten bu dünyaya gelmeyi başarmışsın. Cepte! Bir başarının sonucu olarak zaten buradasın, başarı senin kodunda var. Her ne işi yaparsan yap, ne olursan ol hayatta bir başarın olmalı diye düşünürüm. Çok iyi bir anne ya da çok iyi bir limon satıcısı olabilirsin; kendini gerçekten iyi hissetmek için bir şeyleri başarmış olman lazım. Ben kariyerimde çok başarılıyım ama özel hayatımda değilim. Bunu da kabul etmem gerekiyor ve ettim de zaten. Her şeyi de başaramam ki sonuçta. “Tamam, ben işimde başarılıyım” dedim bir kere, öteki de olursa olur olmazsa olmaz. Keşke her insan kendisini tatmin edecek bir alanda başarıyı yakalamış olsa, en azından bir kere.

Peki neden özel hayatınızda başarılı değilsiniz?

Ben bu şekilde yaratılmışım. İşime hep daha fazla önem verdim. İlişkilerimi ikinci plana attım, belki sebebi bu. Zaten kariyerimde o kadar iyi başarılar elde ettim ki tatmin duygusu da yaşıyorum. O da olmayıversin, dünyanın sonu değil ya!

Egolarınızdan sıyrılabildiğinizi düşünüyor musunuz?

Ben egolu olduğumu düşünmüyorum. Kaprisli değilimdir ya da “Bu bana nasıl yapılır?” gibi düşünceler içine girmem.

sabatumer3En çok yaptığınız hata ne?

Hata değil, tecrübe olarak algılarım yapılanları. Bir yerde yanlışlık yaptıysan da ondan ders çıkarmaya bakman lazım. “Ah keşke şunu yapmasaydım” dediğim bir şey yok, çünkü keşkeye yer vermemek için yaparım.

İş hayatınızda en çok kime danışırsınız?

Aslında ben biraz kafamın dikine giderim. Bir şey yapmak istersem onu yapacağımı bilirim. Ama sık sık fikir aldığım insanlar da var. Acun’a ve kardeşime çok danışırım. Dinlerim ama kendi bildiğim yoldan da vazgeçmem.

İlk defa bir yarışma programı yapıyorsunuz değil mi?

Yarışma olarak algılanıyor ama bu bir oyun programı. İçerisinde oyunların olduğu bir Talk Show türü daha doğrusu.

Programa nasıl hazırlanıyorsunuz?

Altı ünlü konuğum oluyor, birbirleriyle arkadaş olmalarına dikkat ediyorum. Aralarının iyi olması güzel bir sinerji açığa çıkarıyor. Zaten oyun doğamızda var, seviyoruz oyun oynamayı.

Önceki programlarınıza nazaran daha fazla konuk ağırlıyorsunuz. İdare etmek daha zorlaştı diyebilir miyiz?

Ben çok daha fazla keyif alıyorum. Diğer programımı yaklaşık 15 yıl boyunca yaptım. Sıkıldım! Daha farklı bir format denemek istedim. Beş ay sonra aynı keyfi alır mıyım bilmiyorum. Ama her geçen program ayrı bir eğlence. İzleyiciyi de eğlendirdiğini bilmek çok güzel bir duygu.

Gazetecilikten geliyorsunuz. Beyaz Yakalı bir çalışan olsaydınız kendinizi hangi meslekte görüyorsunuz?

Halkla ilişkiler ya da turizm ile uğraşıyor olurdum sanırım. Bunu hiç düşünmemiştim. Çünkü ben bu mesleği yapmak için doğduğuma inanıyorum. Hayat da beni buraya getirdi çok şükür.

saba tümerHiç işten kovuldunuz mu?

Kovulmadım sanırım. Yani bir programım bitmişti ama o da kovulmak değil herhalde!

İlk işiniz İzmir’deki SKY TV’deydi. Oradan kazandığınız ilk maaşınızla ne aldığınızı hatırlıyor musunuz?

Adettendir çalışma arkadaşlarıma baklava almıştım.

Büyük bir ekibiniz var, nasıl bir yönetici olduğunuzu düşünüyorsunuz?

Bazen çok kolayım, bazen de hiç değilim. Aslında ben çok fazla insan yönetebilen bir tip de değilim. Fakat ne istediğimi ve ekran önünde nelerin iyi olabileceğini çok iyi biliyorum. Uzun yıllardır aynı kişilerle çalıştığım için de işler daha iyi yürüyor.

Son günlerde yaşadığınız en önemli değişiklik ne?

Yıllarca masada oturup da konuşuyordum, artık ayaktayım bütün program boyunca. Ayağa kalktım yani, büyük bir değişiklik benim için! Kariyerimde bambaşka bir format deniyorum. Çok riskliydi gerçekten. Ama olacağını biliyordum, hissediyordum. İlk gördüğünde anlarsın ya, “İşte bu” dersin, öyle bir an yaşadığımı söyleyebilirim.

Yaptığınız en büyük çılgınlık
Kendim biraz çılgınımdır ama bungee jumping yapmak gibi çılgınlıklarım olmadı. Oturduğum yerde çılgınımdır ben,
oturan çılgın!
Yaptığınız en lezzetli yemek
Çok güzel bir tavuk yemeğim var, ismi Tembel Tavuk. Çünkü çok basit, tam benim gibi tembel bir insana yakışan bir yemek. Soya soslu et yemeğim de vardır, o da kolay ama güzel oluyor. Elim lezzetlidir.
Yaptığınız en eğlenceli yolculuk
Geçen yıl birkaç arkadaşımla gittiğim mavi yolculuk.
Aldığınız en etkileyici iltifat
O kadar çok alıyorum ki en etkileyicisini seçemeyeceğim.
Aldığınız en düşük maaş
Enteresan bir skala… İzmir’de Ege TV’den 20 Lira alıyordum, NTV’den 150 Lira teklif etmişlerdi. Zengin oldum diye geldim İstanbul’a. İzmir’de 20 Lira’yla döne döne geçinirken İstanbul’da kaç katı parayla geçinmekte zorlanmıştım.

Kariyer Dergi Haziran Sayısı