Bilim İlaç’ta 1998’de Kalite Yönetimi Modeli ile başlayan değişim rüzgarı, şirketi KALDER Kalite Ödülü’ne kadar getirdi. Değişimin başrol oyuncularından biri de İnsan Kaynakları Departmanı. Bilim İlaç Genel Müdürü Dr. Erhan Baş ve BİLFAR Şirketlerler Topluluğu İK Direktörü Aykut Bora anlatıyor.

Türkiye ilaç sektöründe Bilim İlaç’ın konumu nedir?
Ülkemizde ilaç sektörü yaklaşık 70 milyon nüfusun sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için dünya standartlarında yaklaşık 3400 çeşit ilacın üretimini gerçekleştiren bir konumda. Ülkemiz ilaç tüketiminin yüzde 90’ını yurtiçi üretimle karşılıyor ve ayrıca ihracat da giderek artıyor. Türkiye ilaç pazarı dünya ilaç pazarında 18. sırada yer almasına rağmen kişi başına ilaç tüketiminin en düşük olduğu ülkelerden biriyiz. Türk ilaç sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı 134 ve 20 şirket pazarın yüzde 80’ini alıyor. Bilim ilaç ülkemizde en yoğun rekabetin yaşandığı ilaç sektöründe kutu satışında 3. , TL bazında satışında 7., doktor reçetesinde yer almaya göre 3. sırada yer alıyor. Toplam çalışan sayısı 1300 olan BİLİM İlaç, Türkiye genelinde 11 bölgede, 6 farklı ekip ve 700 saha çalışanı ile pazarlama ve satış faaliyetlerini sürdürüyor ve yurtiçine olduğu gibi 1999 yılında ihracata başlayarak yurtdışına satışını yaptığı ürünlerle de ülke ekonomisinde katma değer yaratıyor.

İş Mükemmelliği uygulamalarınız nasıl başladı?
Kalite Yönetimine ilişkin sistematik yaklaşımımız 1998 yılında “Stratejik Planlama” çalışmalarıyla başladı ve öncelikle çalışanlarımızın katılımıyla misyon, vizyon ve değerlerimiz belirlendi. Bu aslında uluslararası standartlara sahip ulusal firma olmak amacıyla uygulamaya alınan bir değişim projesiydi ve bu projeyi hayata geçirebilmek ve yeniden yapılanma sürecini başlatmak için öncelikle çalışanların desteğini almak ve değişimin bir parçası yapmak çok önemliydi. Bu felsefeyi benimsetmek amacıyla İnsan Kaynakları Bölümü 1999 yılında kuruldu. Öncelikle İnsan Kaynakları’na ilişkin sistem ve süreçlerinin yapılandırılmasına EFQM modeli kapsamında oluşturulmasına danışmanlık firmalarıyla 1999 yılında başlayarak, 2003 yılına kadar “Yönetim Sistemleri Geliştirme Projesi” başlığı altında ele aldık.

İnsan Kaynakları Departmanı’nın EFQM (European Foundation for Quality Management) modeli uygulamasındaki rolü neydi?
2000 yılından başlayarak her 2 yılda 1 yaptığımız Çalışan Memnuniyeti Araştırmaları ile çalışanlarımızda aldığımız geri bildirimlerde iyileştirmeye açık alanlarımızı belirleyerek iyileştirme planlarını uygulamaya aldık ve bazı iyileştirme çalışmalarında çalışanlarımıza yer vererek kurulan iyileştirme ekiplere katılımlarını sağladık. Süreç bazlı yönetim sistemine geçmek için yapılan çalışmalar işin en zor ve zaman alıcı kısmını oluştururken bu yolculukta, “Öz değerlendirme”yi çok değerli bir yönetim performansını değerlendirme aracı olarak görerek kuruluşta tüm süreç ve sistemleri en ince detayına kadar gözden geçirerek, düzeltici faaliyetlerin çok kısa süre içinde iyileştirilmesini hedefledik. Kurulan tüm iyileştirme ekiplerine çalışanlarının katılımını özendirerek onları cesaretlendirmek ve bu felsefeyi sahiplenme duygusunu artırabilmek amacıyla üst yönetiminde yer aldığı ekip çalışmalarına katılımı sağlandı. Ortaya çıkan iyileştirmeler ile sistematik yaklaşımlar, tüm şirket çalışanları ile çeşitli bilgilendirme ortamlarında paylaşılarak katılım ve katkının artırılması için çalışanlarımızın yaratıcı ve yenilikçi düşüncelerini ortaya koyacağı öneri sistemleri ve çeşitli motivasyon araçları devreye alındı. Özellikle 1998 yılından itibaren uygulanan yeniden yapılanma projeleriyle Toplam Kalite felsefesinin temellerini atan Bilim İlaç 1998 yılında uygulamaya aldığı EFQM mükemmellik modeli çerçevesinde başladığı değişim yönetimi çalışmaları sonunda uygulamaya aldığı birçok sistem ile çağdaş yönetim anlayışını kurum kültürüyle entegre etti.

2004 yılı KALDER Kalite Ödülü Yetkinlik Belgesi’ni aldınız. Başvuru amacınız neydi?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Bilim İlaç KALDER Kalite Ödülü’nde Mükemmellikte Yetkinlik kategorisinde başarıyı hedefledi. Belki çok klasik bir söz; “ödül amaç değil, bizler ödül için uğraş vermiyoruz” ama doğrusu da bu. Tüm çalışmalarımızın Mükemmellik Modeli çerçevesinde uygulanması, çalışanlarımızın içine işlemiş bir yaşam tarzı ve şirket kültürü haline gelmesi ilk hedefimiz. Biz ödülü bu amaca ulaşmak için bir araç olarak gördük. Başvurumuzdaki en önemli etkenlerden biri, 1998 yılından beri Model kapsamında yaptığımız çalışmaların belirli bir aşamaya gelmiş olduğunu düşünmemizdir. Bu bizim düşüncemiz… En önemli kazancımız ise bu düşüncemizin, kuruluş dışı değerlendiriciler tarafından değerlendirilmiş olması. Ayrıca bunun sonucunda çok değerli bir geri bildirim raporu alacak olmamız. Bu geri bildirim, bize ileriki dönemlerde güçlü yönlerimizden yararlanma ve iyileştirmeye açık alanlarımızı iyileştirme fırsatı verecektir. Biz böylece sürekli gelişmeyi güvence altına almak ve tüm çalışanlarımızı başarıya ortak ederek yolculuğumuza devam etmek azmindeyiz.

Sizce bu ödül kurumunuza neler kazandıracak?
Ödül başvurusu da uzun süredir sürdürdüğümüz uygulamalardaki kararlılığımızın bir göstergesidir. Aslında ödülün kuruluşumuza kazandıracaklarının yanı sıra, ödüle giden uzun sürecin neler kazandırdığı ve bundan sonra sürekliliğinin sağlanması ile neler kazandıracağına bakmak lazım. Başvuru bize heyecan vermekle birlikte, önümüzde daha uzun bir yolun bulunduğunu şirket olarak çok iyi biliyoruz. Ancak çıktığımız yolculukta bir varış noktası koymadık kendimize.. Hep daha iyi ve mükemmel olmayı hedefledik. Bizler bu ödüle başvurmakla Toplam Kalite Yönetimi’ni benimsediğimizi, sonu olmayacak bir yolculukta azimle ilerleyeceğimizi taahhüt ediyoruz tüm paydaşlarımıza. Bu yüzden sorumluluğumuzun her gün daha da artacağının bilincindeyiz. Biz kendi içimizde yarattığımız bu olumlu havayı geliştirerek yaygınlaştırmak, sektörümüzde örnek olmak, yol gösterici rolü üstlenmek ve böylece misyonumuzu gerçekleştirmek istiyoruz.

Gelecek için hedefleriniz neler?
Ödülü kazanmış olmak her şeyin sonuna geldiğimizi göstermiyor. Bizim için yeni bir başlangıç olacak. Kazanamasaydık… bizler bu yolculukta, ne olursa olsun, çabalarımızın boşa gitmeyeceğinin, mutlaka sonuç alınacağının bilincindeydik. Ayrıca istenirse ve uygun ortamlar bulunursa neler yaratılabileceğini gördük ve biliyoruz.