Savaş Komban, son beş yılda yüzde 500 büyüyerek Avrupa’dan Afrika’ya Arabistan’dan Japonya’ya çözüm ihraç eden Elsys’in genel müdürü. Komban, kurucularından biri olduğu firmayı yönetirken görevinin öncelikle iyi bir ekip oluşturmak ardından da onları teknik direktör gibi aktif bir şekilde yönlendirmek olduğunu söylüyor.
Elsys’in kurucularından olan ve Genel Müdürlük görevini yürüten Savaş Komban, ODTÜ Endüstri Mühendislik eğitimini tamamladıktan sonra öncelikle aile şirketleriyle ilgili işleri yoluna koymuş. 1999 yılında bilişim sektörüne adım atmış. Danışmanlıkla başlayan kariyerine son 11 yıldır çeşitli konumlarda yöneticilikle ve 2003’den beri Elsys Genel Müdürü olarak devam ediyor. Komban, kariyerinin dönüm noktası olarak Elsys’in kurucularından birisi olma aşamasını gösteriyor. O dönemden itibaren kişisel bir kariyer planından çok Elsys’in büyüme planı doğrultusunda çalışmaya başladığını belirtiyor. Komban iş hayatının kendisine en başta; iş ahlakını, insanlarla kolay iletişim ve empati kurabilmeyi öğrettiğini söylüyor. Savaş Komban, sorularımızı yanıtladı.5 kişilik ekiple yola çıktık, 180 kişi olduk
Elsys’in kurucularından birisi olarak 2000’den beri Elsys’te çalışıyorum, 2003’den itibaren ise Genel Müdürlük görevini yürütüyorum. Başarımızın temelinde sağlam değerlerle kurulmuş bir ortaklık yapısı olduğundan bahsedebilirim. Birbirine güvenen, yüksek motivasyon sahibi bir ekip olarak beş kişiyle yola çıktık ve bugün Elsys’i her gün daha ileriye taşımaya kilitlenmiş 180 kişilik büyük bir aile olarak yolumuza devam ediyoruz. Elbette bu süreçte aşmamız gereken pek çok engel oldu, özellikle bizim gibi alanında örnek alabilecek öncü bir şirket olmadan ilkleri gerçekleştirmeyi deneyen bir ekip için bu oldukça zor bir yolculuktu. Tüm bu zorlukları aşarken bizim için temel referans noktası Elsys’in geleceği idi. Elsys’in geleceği için ne doğruysa onu yapmaya çalıştık ve Elsys kısa sürede kişilere bağlı olmaktan çıktı, tümüyle yüksek deneyim sahibi profesyonel yöneticiler tarafından idare edilen dünya çapında bir marka oldu. Bugün sahip olduğumuz profesyonel yönetim şekli ve kurumsal vizyonumuz Elsys’in geleceğine güvenle bakmamızı sağlıyor.

Teknik direktör gibi yönlendirme yapmak gerekiyor
Yazılım sektörü pek çok yönüyle diğer sektörlerden ayrışıyor. Bizim sermayemizin önemli kısmı entelektüel sermaye olarak adlandırabileceğimiz bilgi birikimi. Bu sermayeyi müşterilerimiz açısından “işe yarayan” bir şekilde sunarak çözüm ve ürün haline getiriyoruz. Tüm iş süreçlerimizde nitelikli insan faktörü diğer profesyonel hizmet sektörleri gibi çok ön planda yer alıyor. Yazılım sektöründeki yöneticilere düşen temel görev, öncelikle iyi bir ekip ve altyapı oluşturmak. Sonrasında ise müşteri ihtiyaçlarına en uygun “işe yarayan” çözümleri sunabilmek için bir teknik direktör gibi gereken yönlendirmeyi yapmak. Bunun dışında kariyerine yeni başlayan kişilere “yüksek değer” katan bir marka olarak fark yaratan kariyer planları hazırlayıp aynı zamanda nitelikli iş gücünün tercih edeceği, sektörde her yönüyle saygın bir konumda bulunmak. Bir yönetici için temel zorluk bütün bu gereklilikleri aynı anda başarabilmek, satış, finansal sağlamlık ve çözüm kalitesi dengesini korumak.

Son 5 yılda yüzde 500 büyüdükElsys, ekonomik görünümün çok parlak olduğu dönemlerde de sürekli olarak dengeli büyümeye çalıştı. Şirket stratejimiz açısından anlamlı bulmadığımız projelerde ticari olarak yüksek getirili olsalar da yer almadık. Son beş yılda yüzde 500 civarında büyüdük ancak bu büyüme bile sektörümüzün sahip olduğu küresel potansiyele ve Elsys çözümlerine olan talebe oranla frenlenmiş bir büyüme idi. Bu anlamda salt büyümeyi değil, sürdürülebilir olacak bir büyümeyi tercih ettik ve bunun için gerek yaptığımız yatırımların sektörel ve coğrafi dağılımı, gerekse hizmet çeşitliliği anlamında yaygınlaşmaya çalıştık. Bugün için başlıcaları gıda, tekstil, ilaç, tüketim ürünleri, otomotiv, ambalaj, makina, satış-dağıtım, mağazacılık gibi sektörlerin yanında altın, mücevherat, ayakkabı, lojistik gibi klasik anlamda teknoloji kullanıcısı olmayan sektörlere yönelik ürünler de geliştirerek sektörel yayılımı en üst düzeyde tutmaya çalıştık. Bununla birlikte sadece yurtiçine hizmet sunmayıp müşteri portföyümüzü Avrupa’dan Güney Afrika’ya, Suudi Arabistan’dan Japonya’ya kadar genişlettik.

Dengemizi koruyacağız
Kişisel hedefim Genel Müdür olarak Elsys’in bu doğrultuda ilerlemesini sağlamak, satış, finansal sağlamlık ve çözüm kalitesi olarak adlandırdığım bu dengeyi korumak. Elsys’in özellikle Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında çok iyi bir bilinirliği oluştu. Yakın dönemdeki Endonezya, Pakistan, Tayland, ABD, Çin ve Japonya’da yaptığımız projelerle bu bilinirliği uzak coğrafyalara da taşıdık.

Küçüklükten beri iş hayatının içindeyim
Çocukken doktor olmak istediğimi hatırlıyorum ancak meslekleri araştıracak yaşa geldiğimde endüstri mühendisliğinde karar kıldım ve tek hedefim bu oldu. Çok kitap okuyan bir çocuk olarak kendimi genelde okuduğum kitaplardaki kahramanlarla birlikte hayal ederdim. Küçük yaşlardan itibaren topluma faydalı birisi olmayı hayal ettim. 7-8 yaşımdan itibaren ayakkabı üretimi yapan aile şirketimize gitmeye başladım, okula devam ederken bir şekilde hep iş hayatının içinde oldum. Herhalde Elsys için harcadığım enerjiyi aile şirketimiz için harcardım.  Bilişim olmasa başka bir sektörde yine girişimci olurdum diye düşünüyorum.Çözümlerimizi Japonya’ya ulaştıran karşılıklı güven
Çok büyük planlar yaptığımı söyleyemem. Ancak küçük yaşlardan itibaren bir şekilde iş hayatının içinde olmam bana fark etmediğim bir şeyler kazandırmış olsa gerek. En başta iş ahlakını, insanlarla kolay iletişim kurabilmeyi ve empati yapabilmeyi öğrettiğini düşünüyorum. Temelden öğrenme fırsatını bulduğum bu değerleri ODTÜ’de aldığım eğitimin de yardımıyla ortaklarımla birlikte Elsys’in kuruluş felsefesine taşıyabildik. Sonrasında ise gerek çalışanlarımıza gerekse müşterilerimize ne verdiğimize odaklandık. Onlardan ne aldığımız bizim için ikinci planda geldi. Bu anlayışta buluşabileceğimiz kişilerle ve müşterilerle çalışmayı tercih ettik ve böylelikle hem çalışanlarımızla hem de müşterilerimizle karşılıklı bir güven ilişkisi kurduk. Bizim gibi bir teknoloji şirketinin çözümlerini bugün için
Japonya’ya kadar taşıyan işte bu güvendir.

Takım çalışmasına değer veren bir yöneticiyim
Kişinin kendisini tanımlayabilmesi çok kolay değil. Ancak kısaca dinleyen, öğrenen, anlamaya çalışan, değer veren ve paylaşan bir yönetici olmayı hedeflediğimi söyleyebilirim. Hem çalışanlarımızla hem de müşterilerimizle karşılıklı güven benim için çok önemli. Takım çalışmasına çok inanırım ve sektörümüzde başarı çok önemli ölçüde takım çalışmasına bağlı.

Gelişime açık çalışanlar temel yapı taşımız
Lideri bir anlamda kaptanlığını yaptığı gemi için sürekli doğru rotayı belirlemesi gereken bir kişiye benzetebiliriz. Bu görevi doğru yapabilmek için ise işletmenin her kademesine hakim, sürekli iletişime ve öğrenmeye açık olmak çok önemli. Sürekli öğrenme ve kendisini geliştirme amacında olan kişilerle çalışmak istiyoruz. Öğrenen, öğrendiğini paylaşan, sürekli araştıran çalışanlar bizim sektörümüzde başarılı olmak isteyen bir şirket için en temel yapı taşıdır. Biz de çalışanlarımızı bu hedefe inanmış, kendileri açısından çıtayı yüksek tutan, dinamik şirket kültürümüze uyum sağlayabilecek kişiler arasından seçmeye çalışıyoruz. Elsys’e iş başvurusunda bulunan kişilerin bugüne kadar ne yaptıklarına dikkat ediyoruz; ancak daha önemlisi bugünden sonra ne yapmak istedikleri.
Eşim en büyük destekçim
Döneme göre değişmekle birlikte ortalama 60 – 65 saat arasında çalıştığımı söyleyebilirim. Bizim gibi yoğun çalışan kişiler için en önemli konu aynı zamanda ailesine yeterli ölçüde zaman ayırabilmek ve iş – özel yaşam dengesini kurabilmek. Bu anlamda aileme dilediğim kadar zaman ayıramasam da kalan zamanı kaliteli bir şekilde geçirmeye çalıştığımızı söyleyebilirim. Bu konuda özellikle eşimin yakın desteği olmasa başarılı olamayacağımı düşünüyorum.

Yaptığım işten büyük keyif alıyorum
Bizim yaptığımız türden işler genellikle insanlara soyut gelen ve elle tutulamayan konular. Ancak çalışmalarımız bitince ve kurduğumuz sistemler kullanılmaya başlandığında yapılan bu çalışmaların “işe yaraması” artık şirketlerin günlük hayatlarının çok önemli bir parçası haline gelmesi, insanların sizin kurduğunuz sistemlerin dilinde konuşması bütün o yoğun çalışmaları ve yorgunlukları bir kenara bırakıyor ve yaptığınız işten büyük bir keyif almanızı sağlıyor. Bunun gibi üniversiteden yeni mezun olup şirketinizde kariyerine başlayan bir kişinin yıllar içinde kendi alanında söz sahibi olan bir otorite haline geldiğini görünce benzer bir mutluluk duyuyorsunuz.

Kısa Kısa SorularHobileriniz neler?

Boş zamanlarımda kitap okumayı ve İstanbul’u gezmeyi seviyorum.
Hangi sporlarla ilgileniyorsunuz?
Futbol ve basketbolla ilgileniyorum. Düzenli olarak yürüyüş yapıyorum.
Hangi takım taraftarısınız?
Çok iyi bir Fenerbahçe taraftarıyım.
En sevdiğiniz yemek?
Balık.
Favori tatil mekanınız?
Marmaris