Ticari çevrelerin gelişim ve değişim süreçleri göz önünde bulundurulduğunda, alış-veriş ilişkileri ve piyasalar günümüze göre daha az değişken, teknoloji statik, müşteriler pasif, piyasaya ulaşım hızı oldukça yavaş, firmalar arası rekabet yalnızca sektörel ve bölgeseldi. 1960’lar sonrası tüm dünya bir değişim sürecine girdi. Müşteriler pasif konumlarından çıkıp, daha fazla, daha iyi, daha ucuz ve daha hızlı hizmet talep etmeye başladılar.

İşverenler ise bu yeni tip müşteri kitlesinin taleplerini giderebilmek için yenilik arayışlarına girdiler.

20. yüzyıla gelindiğinde dünya, adı küreselleşme olan yeni bir kavram ile tanıştı. Dünya, ilk olarak McLuhan’ın isimlendirdiği, “global köy” halini almaya başladı. Bu global köyün temel özelliği, ticaretin serbestliği ve kültürlerin birbirlerini eskiye oranla daha çok etkilemeye başlamasıydı. Küreselleşme, Amerika’dan Hindistan’a, bilişim teknolojilerinden insan kaynaklarına kadar her dalda etkisini gösterdi. Ülkelere has olarak bilinen kimi şirketler, tek bir büyük ve baskın ekonominin içine girip, çok çeşitli ortaklıklara dahil olmaya başladılar. Örneğin artık British Airways, sadece Britanya kökenli bir şirket durumunda değil.. Geçtiğimiz yüzyılın son beş yılındaki gelişmeler, özellikle tüm dünyanın ilgisini bilişim sektörüne çevirdi; çünkü küreselleşmenin bu denli hız kazanmasında en fazla rol bilişime aittir. Bilişim sektörünün hızlı gelişimi de nitelikli insan gücünün önem kazanmasına yol açtı; çünkü dijital ekonomide, bilginin gücü son derece önem taşımaktadır.

21. yüzyıl insan kaynakları yönetiminde etkili eğilimler olan müşteriyi ve nitelikli elemanı çekme, kriz-zaman-performans yönetimi, çalışanların yetenekleri ortaya çıkarma ve şirket içi eğitim; bu yeni endüstrinin temel dinamiklerini oluşturmaya başladılar. Yeni dönemin yeni yetenekleri artık yaratıcı, yenilikçi, hızlı düşünebilen, kendini yenileyebilen, teknoloji ile iletişim içinde olan, takım çalışmasına yatkın bireylerdir. Aynı zamanda güçlü yanlarını iyi kullanabilme nitelikleriyle, çalıştıkları şirketleri yönlendirebilme özelliğine de sahiptirler. Teknolojiyi kendi uzmanlık alanlarında kullanabilen ve bu sayede daha hızlı ve daha etkin çalışabilen, etik sahibi yeni birey, 21. yüzyılın insan kaynaklarını yönlendirmektedir.

Bütün bu gelişmeler ve bireyin teknolojik değişimi, firmaları insan kaynakları konusunda üç alanda değişim sürecine girmeye yönlendirmektedir.

Bunlardan birincisi, çalışanların yeteneklerinin ortaya çıkabileceği ve takım çalışmasının oluşabileceği bir çalışma ortamı yaratmak; ikincisi, çalışanların potansiyellerini yükselten çalışma sistemleri ve eğitim programları hazırlamak, üçüncüsü de çalışanlara verilen değeri gösteren ödüllendirme sistemleri oluşturmaktır.

İş hayatındaki ve tarzındaki sistematik değişiklikler firmaların yapılarını da oldukça değiştirmeye başladı. Yöneticilik ve liderlik kavramları radikal bir değişiklik sürecine girdi. Sıkı, disiplinli ve katı kuralları olan firmalar, politikalarını esnekleştirmeye ve 21. yüzyılın değişimi içinde yeniden yapılanmaya başladılar. Bu tip değişimler çalışma hızının ve sürelerinin artmasına, tele-konferans, video-konferans gibi teknolojik kolaylıkların üretilmesine yol açtı. Günümüzde firmalar sürekli olarak yeni teknolojiler ve eğitim programları üreterek, çalışanlarının yaratıcılıklarını ve yapılan işin kalitesini geliştirmek için uğraşıyorlar. Bu özellik, ilerde hem nitelikli çalışanların rekabete dayalı piyasada rakip firmalara gitmesini önlemek, hem de firma standartlarını yükseltmek amaçlı olarak daha geniş boyutlu şekillenecek. Örneğin firma içi etkinlikler, çalışanların ailelerinin de yararlanabileceği sosyal faaliyetler, geziler, grup aktiviteleri gibi sosyal yaşamı canlandırıcı ve ofis ortamının dışında da takım ruhunun canlı tutulduğu faaliyetler düzenlenecektir.

Yeni ekonomi, takım çalışmasına hız kazandırdı. Günümüzün büyük firmalarında hiçbir iş tek bir kişinin başarısı durumunda değil. Takım çalışması her zamankinden daha da etkin bir konumda. Fakat takımın başarısı, takımı oluşturan her bireyin eşit anlamda çaba ve başarısı anlamına her zaman gelmemektedir. Takımın performansının yanı sıra, günümüzde İK uzmanları takım içindeki her bir bireyin kişisel performanslarının da değerlendirilip, ödüllendirileceği bir sistem geliştirmeye çalışıyorlar.