Küreselleşme ve artan rekabet, iş kurumlarında gerek bireysel gerekse kurumsal düzeyde farklılaşmayı gerektiriyor. Başarıyı kendine hedef belirleyen ve bu doğrultuda ilerleyen çalışanlar ve kurumlar, sürekli gelişim, değişim için; her zaman daha iyiyi aramaya başladılar. Peki bir çalışan, daha iyiyi elde ettiği noktada, lider konumuna yükselince her şey çözülüyor mu?
“Bundan ilerisi yok” deyip duruyor mu? Liderler ne yaparak başarılarını ve motivasyonlarını ayakta tutabilir, hizmet verdikleri kurumları nasıl başarıya taşıyabilirler?
Yakın geçmişe ve bugüne bakıldığında liderden beklentilerin oldukça farklılık gösterdiğini görebiliriz. Geçmişte ürüne, fiyat rekabetine, odaklanan liderlik; günümüzde, var olan global ekonomi, internet ekonomisi gibi kavramlar nedeniyle insana ve yaratıcılığa yönelmiştir.
Bugün iyi bir lider, araştırmacı ve elde ettiği bilgileri iyi bir süzgeçten geçirebilen, sonuçları iyi değerlendirip neden sonuç ilişkilerini rahatlıkla kurabilen, analitik, çözümü anında geliştiren, yaratıcı, iletişime açık ve bilgilerini paylaşmayı bilen; karar mekanizmalarında öncü olabilen kişidir. Buna eklenebilecek bir çok kıstas mutlaka vardır ancak, bizim saydıklarımız, içlerinden birini çıkardığımız taktirde eksikliğe neden olabilecek niteliktedir.
Lider, liderlik ettiği organizasyonun sürekli gelişimini ve daha iyiye gitmesini sağlarken, bu gelişimin önünü açmak için aynı zamanda kendi gelişimine de zaman ayırmalı ve bunun için çaba göstermelidir.
Lider için motivasyon.
Liderliğin öneminin farkında olan kuruluşlar, üst düzey yöneticilerinin yeni ortamlara uyumunu sağlamak ya da liderlerini yetiştirmek için çeşitli yöntemlere başvururlar. Çünkü, deneyimli bir yöneticinin üst bir pozisyona ya da farklı bir role getirilirken, yeni görevine uyumlu olması istenir. Bugünün liderleri de sürekli değişimin ve rekabetin kaçınılmaz olduğu günümüz iş dünyasında başarılı olmak için bir uzmana ihtiyaç duyarlar. İşte tüm bu nedenlerden ötürü, liderlere yol gösteren “koç” larla çalışılır. Bu durum bize, liderlik konumuna ne kadar önem verildiğini gösterebilecek niteliktedir. Bir liderin motivasyonunu yüksek tutabilmek adına “koç”la yapılan çalışmalar, sadece iş yaşamıyla sınırlı kalmaz, sosyal yaşamda, aile ilişkilerinde ya da başka durumlarda da ortak çalışmalar, çözüm arayışları söz konusudur. Oldukça başarılı sonuçlar alınan durumlarda bile bu sonuçlar her zaman yeterince tatmin edici olmayabilir. Bu, başarısızlık hissi ve mutsuzluk getirebilir. Aslında bir başarısızlık söz konusu değildir.
Stratejik liderler.
İyi bir stratejik lider; geleceği doğru değerlendirmeler yaparak şekillendirebilen, bunun için gerekli stratejik yönetim anlayışını oluşturan ve bu yönde diğer yönetici ve çalışanlara görevler vererek, onları yenilikçi ve yaratıcı olmaya yöneltebilmelidir. Stratejik lider, karmaşık küresel rekabet ortamında, gerektiğinde hızla karar alabilmeli ve seri bir şekilde stratejik değişimi sağlayabilmelidir. Bir kuruluşu, teslim aldığı noktadan alıp çok daha ilerilere; bu yönde insanlara öncü olmakla sorumludur.
Stratejik liderlerde aranan belki de en önemli ve özellik, insan kaynaklarının etkin ve verimli bir şekilde yönetimidir. Entelektüel sermaye gelecekte, bir kuruluşun en önemli kaynağı olacaktır ve bu da stratejik liderlerin başarısını büyük ölçüde etkileyecektir.

Doğru davranabilen bir stratejik lider, çalışanlarının motivasyonunu ve buna bağlı olarak performansını yükseltmek için vizyonunu kullanır. Bu da sahip olunan vizyonun son derece yenilikçi, açık ve etkin olmasını gerektirir.

Stratejik başarı sağlamanın ön koşulu stratejik liderliğin güçlü olması ise kuruluşlar gelecekte kendi bünyelerinde stratejik lider geliştirilmesine odaklanacaklardır.                  
Lider dediğin…
*Bir liderin uyumaya hakkı yoktur.
İşinin başındayken tüm duyumlara daima açık olmalıdır ve etrafında olanları daima çok net ve açık görebilmelidir. Özellikle çalışanları ile kurduğu iletişimde çok titiz davranmalıdır.
Mesafeli olma fikrine takılıp kalan ve bunun ötesine geçmeyen liderler, çalışanlarıyla kurduğu eksik iletişim nedeniyle motivasyon eksikliğine neden olacaktır. İşinin başındayken tüm duyumlara daima açık olmalıdır ve etrafında olanları daima çok net ve açık görebilmelidir. Özellikle çalışanları ile kurduğu iletişimde çok titiz davranmalıdır. Mesafeli olma fikrine takılıp kalan ve bunun ötesine geçmeyen liderler, çalışanlarıyla kurduğu eksik iletişim nedeniyle motivasyon eksikliğine neden olacaktır. Bu nedenle bir lider, çalışanların beklentilerini sürekli çok iyi sorgulamalı, doğru değerlendirmeli, daima yeni gelişmelerle kendi gözlemlerini harmanlamalıdır. Aynı yöntemi müşterilerinin beklentileri için de uyguladığı zaman başarılı olduğunu görecektir. Bu konularda atacağı her yapıcı adım lidere; bilgi, iş planlama yeteneği ve özgüven kazandıracaktır. İş yaşamında hiçbir şey birbirinden kopuk değildir ve zincirin en kuvvetli halkası diye niteleyebileceğimiz lider, kazandığı başarılar ve edindiği doğru davranışlarla çalışanlarına örnek ve motivasyon kaynağı olmalıdır. Bunu, uzaktan değil, çalışanlarının yanından yapabilmelidir.
*Lider çok iyi bir iletişimci olmalıdır.
Teknolojik gelişmelere de paralel olarak, günümüzdeki liderlik anlayışı düne göre farklılıklar göstermektedir. Aşılması gereken sekreterlikler, kapalı kapılar ardında duran liderler azalmış, açık ofis ortamına geçilmeye başlanmıştır. Yapılan araştırmalar da göstermiştir ki paylaşımcı ve katılımcı liderler, itaatkar liderlere oranla daha çok verimli çalışılmasını sağlamıştır. Şirket içinde yaratacağı özgür, yaratıcı düşünceyi ateşleyen bir iş ortamı farklı bir sinerji oluşturacak ve motivasyonu artıracaktır.
*Bir lider artık yarışın hiç bitmeyeceğinin bilincinde olmalıdır.
Her geçen gün yarışmacıların ve hızın arttığı; zaman zaman kuralların altüst olduğu bir yarış söz konusu. Başarılı bir lider mutlaka şunun bilincindedir; belirlenen hedefler daima yenilenmezse veya onlara ulaşılamazsa, koşu yolunda arkadan gelen, kendisini geçecek ve hedefini ele geçirecektir. Bu nedenle lider kendini geliştirirken rekabeti hiçbir zaman göz ardı etmemelidir.
Sürekli liderlik için, sürekli başarı…
Liderliği hayatı boyunca sürdürmek isteyen bir kişi, kendinden sonrasını da düşünmek zorundadır. Bir lider “bundan başka ne kadar başarılı olabilirim ki” diye düşünmeye başladığı andan itibaren başarısız olmaya başlamıştır. Hiçbir konumda olmadığı gibi, liderlikte de başarının kalıcılığı konusunda bir garanti söz konusu değildir. Bir lider sürekliliği için öncelikle değişen ve gelişen iş koşullarını, piyasa koşullarını takip etmeyi hiçbir zaman bırakmamalıdır. Edindiği birikimlerle yarını yorumlayabildiği ve yarına yatırım yapabildiği ölçüde kalıcılığını garantileyecektir.
Liderin değişen ve gelişen iş koşullarını, piyasadaki gelişmeleri gözlemlemesi ve değerlendirmesi gerekmektedir. Bu nedenle kendisinden, yaratıcılığını kullanması ve sadece bugünü değil, geleceği de düşünmesi, hatta yaratması beklenir. Teknolojinin ve hızın hakim olduğu iş dünyasında, müşterilerin ve çalışanların sürekli gelişen, değişen beklentileri lidere, çok iyi bir değişim planlayıcısı ve yöneticisi olma yükümlülüğünü getirmektedir.