Günümüzde kadınların toplumsal, siyasal ve ekonomik alanlarda konum değiştirmesinden yola çıkan KPMG Türkiye, iş dünyasında yönetici kadının yerini araştırdı. Kilidi Kırmak adlı araştırmanın sonucuna göre, Türkiye’de toplumsal cinsiyete dayalı zihniyet kalıpları değişmedikçe, daha fazla kadın yöneticiden söz etmek zor.

kpmg-haberi

KPMG Türkiye’nin kadınların toplumsal, siyasal ve ekonomik alanlarda konum değiştirmesinden “Ne pozitif ne de negatif, her tür ayrımcılığa karşı duran bir iş dünyası için” sloganıyla yola çıkarak yürüttüğü ve 15 ay süren “Kilidi Kırmak” araştırmasının sonuçları açıklandı. Basın toplantısında konuşan KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, dünyada ve Türkiye’de kadınların iş hayatında daha fazla aktif rol üstlendiğini, karar verici konuma geldiğini, şirketlerin yönetim katında artık daha çok kadın bulunduğunu vurguladı. Araştırma hakkında bilgi veren Aslan, “Kilidi Kırmak araştırması; dünyada ve Türkiye’de kadın yöneticilerin mücadele ettikleri ‘mit’leri, önlerine çıkan/çıkarılan duvarları ve engelleri aşıp nasıl ‘başardıklarını’ anlatıyor. Özellikle de Türkiye’de kadın çalışanların, yönetici pozisyonuna geçerken yaşadıklarına, karşılaştıkları sorunlara dair samimi ve önemli ayrıntılar içeriyor. Kısaca değinmek gerekirse, kadın yöneticiler ‘erkek iş dünyasında’ pek çok toplumsal önyargıyla başa çıkmak zorunda kalıyor. Yönetici konumuna geçerken yükselen bariyerler, motivasyonu yok edebiliyor veya kadın bulunduğu yerde kalmak için bir erkekten daha fazla çaba harcıyor” açıklamasını yaptı.

İş hayatında mutlak cinsiyet eşitliğini savunuyoruz

KPMG’de iş hayatında mutlak cinsiyet eşitliğinin savunulduğunu, kadını “kadın” olarak değil insan olarak gören bir anlayışın hüküm sürdüğünü ifade eden Alsan, “Durum tespiti yapmak, bundan yola çıkarak ‘mit’lerin önündeki perdeyi aralamak, yaşananları söylenir kılmak, teşhis koyup çözüm aramak, önerilerde bulunmak ve hepsinden önemlisi kendi duruşumuzu çoğaltmak amacıyla bu araştırmayı dikkatinize sunuyoruz” dedi. Alsan, araştırma aşamasında Türkiye’deki dev şirketlerin kadın ve erkek yöneticileriyle yapılan görüşmelere değinerek, “Bu sohbetler yönetici katındaki kilitlerin nasıl kırıldığına ışık tuttu. Bu nedenle, kadın yöneticilerin başarı hikayelerinin arkasında yatan nedenlerin açıkça konuşulmasını önemsiyoruz. İnanıyoruz ki, kilidi kırabilen kadın yöneticiler diğer kadın çalışanların da önünü açacak. Onlara sağlanan destekler ve önlerine çıkarılan engeller, iş dünyasında var olan toplumsal cinsiyete dayalı zihniyet kalıplarını değiştirmek için belki de anahtar olacak” diye konuştu.

Alsan, rapordan çıkan sonucu “Türkiye’de kadınlar iş hayatında yönetici pozisyonuna gelebilmek için hem kendi bakış açılarını hem de toplumun bakış açısını değiştirmek zorunda. Kadının iş hayatında kalmasını kolaylaştıran yasal düzenlemeler yetersiz ancak dahası, var olan yasalar da tam anlamıyla uygulanmıyor. Çünkü sorun yasalardan çok anlayışta” sözleriyle özetledi.

Engeller değişmedi

Basın toplantısında konuşan KPMG Türkiye Denetim Bölümü Başkanı ve Şirket Ortağı Nesrin Tuncer ise araştırmayı yapmaya nasıl karar verdiklerini şöyle anlattı: “KPMG’nin küresel ağında yapılan Cracking the Code araştırmasının aşamalarını izlerken Türkiye’de yönetici seviyesindeki kadınların yukarıya tırmanırken ne yaşadığını tartıştık. İş hayatında kadının önüne çıkan/çıkarılan engellerin 30 yıldır değişmediğini, sorunların biçim değiştirerek özünü koruduğunu gördük. 30 yıl bir nesil demek. Araştırmanın Türkiye ayağını gerçekleştirirken, bizden sonraki nesil bir 30 yıl daha kadının annelik hakkını, kreş sorununu, erkeklerle aynı işi yapıp daha az kazanmasını konuşmasın diye yol açmak istedik. Hizmet vermeye başladığı ilk günden bu yana duruşuyla, anlayışıyla, uygulamalarıyla ‘iş hayatında kadın’ kavramını hayatın olağan akışından sayan, kilidi kıran ama kadın olduğu için negatif ya da pozitif hiçbir ayrımcılıkla karşılaşmayan kişilerin çalıştığı KPMG örneğinin, bir parçası olduğumuz iş dünyasında çoğalması en büyük dileğimiz.”

ILO’nun 2017 verilerine göre Türkiye’de kadın istihdam oranının arttığına ancak orta ve üst düzey kadın yönetici sayısında paralel bir artış görülmediğine dikkat çeken Tuncer, “Yaygın değerlendirme; kadın istihdamı artarken kadınların hem iş hem de ev sorumluluğunu üstlendiği yönünde. Yani kadınlar kariyer yolculuğunda ev sorumluluklarıyla ilgili yeterli desteği alamayınca iş hayatını aktif sürdürmekle yetiniyor, yükselmek planlarını hayatından çıkarıyor” diye konuştu.

Araştırmadan çıkan sonuca göre, kadın yönetici olmanın önündeki engeller şöyle:

  • Kadının büyük bir şartlanmayla baştan yöneticiliğe düşünülmemesi.
  • Kadının kendi şartlanmışlığı ile zaten yöneticiliği hedefine koymaması.
  • Kadının anneliğinin engel olarak görülmesi.
  • Annelik için verilen aranın zaman kaybı olarak değerlendirilmesi.
  • Kadınlar işe alınırken ya da yönetici konumuna getirilmesi düşünülürken; “Evliliği ya da anneliği çok çalışmasına ya da seyahat etmesine engel olabilir” önyargısının zihinlerde hakim olması.

Tuncer, şöyle devam etti: “İş dünyasında kadın nüfusunun hızla artmasına rağmen, üst yönetim pozisyonlarında kadın çalışan oranının oldukça az olduğu görülüyor. Kadınların üst düzey yönetici pozisyonlarına gelmelerinde karşılaştıkları engeller, cinsiyet ayrımcılığı konusunda en sık karşılaşılan örnekler arasında yer alıyor. Yönetim literatüründe ‘cam tavan’ olarak adlandırılan görünmeyen bariyerler, toplumdaki ‘cinsiyet’ temelli düşünce kalıpları kadınların yönetim kademelerine gelmelerinin önündeki en büyük engeller olarak sıralanıyor. Bunlar, kadınların liyakatlerine bakılmaksızın ilerlemelerini engelleyen, açıkça görülmeyen ve ifade edilemeyen engellerin nedeni olarak biliniyor. Bu durum, kadınların kariyer ilerlemelerini olumsuz etkilediği kadar yönetimde ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Sonucunu, ‘İvedilikle zihinlerdeki cam tavanları yıkmak gerek’ diye özetleyebileceğimiz araştırmanın, en kısa sürede kadınların iş hayatında yoluna çıkan kilitli kapıların açılmasında anahtar olmasını diliyoruz.”

Eğitim ve farkındalık şart

Kilidi Kırmak araştırmasının sonuç bölümünde şu öneriler yer aldı:

  • Kadınların eşit eğitim fırsatlarına ve haklarına erişimin sağlanması
  • Sağlık, siyaset ve kamu yaşamına katılmada kadınlara öncelik tanınması
  • Kadınların rol ve sorumluluklarına ilişkin olumsuz kalıp ve yargılarla mücadele edilmesi
  • Aile yaşamı sorumluluklarının birlikte paylaşılması
  • Aile içinde kararların birlikte alınması
  • Hak ve sorumluluklarda eşitlik
  • Ailedeki kız ve erkek çocukların eşit davranılarak yetiştirilmesi
  • Kadınların toplumda görev almasının sağlanması ve desteklenmesi, kadın istihdamının artırılması, kadının çalışma hayatıyla iş hayatının örtüşmesinin sağlanması
  • Kadınların şiddete uğramasının engellenmesi
  • Ayrımcılığın yasaklanması ve ayrımcılıkla mücadele konusunun geliştirilmesi
  • Eşit fırsatlar sağlanması
  • Eşitlik sağlanana kadar kadınlara öncelik tanınması

Hazırlanan rapor, üst yönetimde kadınların temsilini artırmak için şu önerilerde bulunuyor:

  • Farkındalık eğitimlerine katılmak,
  • İşe alım süreçlerinde fırsat eşitliğine özen göstermek,
  • Her yönetim seviyesinde cinsiyet dağılımının eşitliğini sağlamaya destek olmak,
  • Cinsiyet dağılımında eşitsizliğin olduğu iş alanlarını gözden geçirmek,
  • Gelişim planlama ve uygulamalarında eşit fırsat tanımak,
  • “Eşit işe eşit ücret” politikasını benimsemek,
  • İşyerinde cinsiyet eşitliğini pekiştirecek uygulamalara destek vermek,
  • Yazılı, sözlü ve görsel iletişimlerde cinsiyet duyarlılığına özen göstermek