Uzun yıllar süren Kapalıçarşı ticaretinin ardından rotasını tamamen değiştiren Öner Döşer, bugün birçok mecrada astroloji yorumları yapıyor; videoları yaklaşık 22 milyon izlenme rakamlarına ulaşıyor. Döşer’in bu alandaki yorumu ise çok net: “Astroloji insanın hayatı ve kendisini anlaması açısından en önemli öğreti”
Birçok kişinin her gün gazete sayfalarından ya da internet sitelerinden günlük yorumlarını takip ettiği astroloji aslında oldukça derin bir alan. Öner Döşer de bu alanın en çok takip edilen isimlerinden biri. Peki, Kapalıçarşı esnafıyken Öner Döşer’in ilgisini bu değişik ve belki de çok tartışmalı alan nasıl çekti?
Öner Döşer dört kuşaktır Kapalıçarşı’da ticaret yapan bir ailenin en son kuşağı olarak kariyerine başlar. Her ne kadar lise yıllarından itibaren astronomi, astrofizik ve astroloji alanlarına ilgi duysa da babasının isteği üzerine ticaret hayatına bir aile geleneği olarak devam eder. Babası ise Yeşilçam’da bir dönemin en çok tanınan kötü adam rollerini başarıyla oynayan Önder Somer’dir.  Onun vefatının ardından 20 yıllık Kapalıçarşı hayatını 2003 yılında bırakan Döşer, o günden bu yana açtığı astroloji okuluyla birçok kişiye bu konuda dersler veriyor, bireysel danışmanlıklar yapıyor. Astrolojinin bilimsel temellerle anlatılmasının çok önemli olduğunun altını çizen Döşer’den hem kendi hikayesini hem de astrolojiyle ilgili verdiği bilgilerini dinledik.
Kapalıçarşı ticaret hayatından başlayalım, aileden gelen bu yönünüzü anlatır mısınız? 
Kapalıçarşı mazisi bizim ailemiz için dört jenerasyondur devam ediyor. Babamın dedesinin Kapalıçarşı’ya gelişinin 100 yılı aşkın bir geçmişi var.  1900’lü yılların başında mobilyacılık ve döşemecilik üzerine çalışıyorlar. Soyadımız da buradan gelir. Babam da dedemden işleri devralmış. Babam ise birçok kişinin tanıdığı eski bir sinema oyuncusu olan Önder Somer. Yeşilçam’ın önemli isimlerinden biri olarak 360 civarında filmi var. Bunun yanı sıra o da uzun süre Kapalıçarşı’da ticaret yapmış. 20’li yaşların hemen başında ise bir yönetmenden aldığı teklifle sinema hayatı başlamış. Önce dedem kabul etmemiş ama en sonunda soyadını değiştirmesi şartıyla kabul etmiş. 17 yıl süren bu kariyerin ardından ise 70’li yılların başındaki sinemadaki bozulmadan sonra çekilmiş ve Çarşı’ya geri dönmüş. Döşemecilikten gelen dükkanları turistik eşya satışına dönüştürmüş. Ben de bu geleneğin içerisinde 1982 yılında basketbol sevdasıyla sınıfta da kalınca bir yıl babamın yanında çalıştım. Okul bitirdikten sonra babam bana üniversitede ne istediğimi sordu;  “Astronomi” dedim. Ve o dönemde bunu fazla idealist buldu ve tek erkek evladı olarak açık üniversitede okuyup çarşıda çalışmamı istedi. 84 yılında tamamen Kapalıçarşı’ya girdim, 2003 yılına kadar çalıştım.
Bu yoğun ticaret hayatının içerisinde astrolojiyle olan ilginiz ne zaman profesyonelleşti?
Ben aslında astrolojiye lise yıllarından itibaren çok meraklıydım. 1996 yılından itibaren kişisel haritamı çıkarmamla beraber yeniden çok yoğun merakım oldu. Babam 1997 yılında trafik kazasında vefat etti. Babamın vefatından sonra hayatı daha fazla sorgulamaya başladığım bir dönem yaşamaya başladım. Babamın gidişiyle, bir anlamda Kapalıçarşı nedenlerim ortadan kalkmıştı. Ticareti de çok sevmiyordum ve etrafımdaki herkes Kapalıçarşı’da  değil akademisyen olmam gerektiğini söylerdi. Böylece tam hayatımda ne yaptığımı sorgulamaya girdiğim bir dönemde 1999 yılında tanınmış astrologlardan bir tanesi olan Hülya Koçak’a danışmanlık almaya gittim. Ardından Hülya Hanım’ın hakkımda anlattığı öngörülerden ziyade olayın kendisine çok ilgi duyduğumu fark ettim. Kısacası benim ne olacağımla çok ilgilenmedim, neden orada olduğumla daha çok ilgilendim. Astrolojiyi daha iyi anlamaya başladım böylece. Daha sonra 2001 yılında tekrar Hülya Koçak’a eşimle birlikte gittik ve orada eşim bir anda “Öner astroloji öğrenmek istiyor” dedi. Hülya Hanım da bize Hakan Kırkoğlu’nun eğitimlerini önerdi. 2002 yılı başında Astroloji Birliği Derneği’nde eğitim almaya başladım. Zamanla Haber Türk’te yazılar yazmaya, çeşitli yerlerde makalelerim yayınlanmaya başladı. 2003 yılında bir yol ayrımına geldim. Artık neredeyse işi gücü bir kenara bırakmaya başlamıştım. Arkadaşlarımdan bir tanesinin bir anda dükkanları ona kiralama teklifi geldi. Aileme de danıştım ve 2003 yılının Haziran ayında Kapalıçarşı’dan tamamen ayrıldım.
Astrolojide bu kadar ilginizi çeken neydi? 
Tamamen insanı tanımak… “Niçin buradayız, hedeflerimiz ne, amaçlarımız ne, ideal yeteneklerimiz neler” gibi sorular hep ilgimi çekti. Kadersel etkileri anlamayı çok seviyorum. Bu sistemin nasıl çalıştığını merak ediyorum. Çünkü ilahi sistemde her şey mükemmel çalışıyor ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanıyorum. Dolayısıyla kader kavramına çok inanıyorum, fakat kaderin yanında insanın da bir cüzi iradesi var, bunu biliyorum.  Bir kaderimiz var ve biz çok fazla bir şeyleri değiştirmediğimizde belli bir sonuca ulaşıyor. Fakat insan faktörü ve insanın seçimleri, elbette seçebileceği oranda,  ona ideal yazgısını gerçekleştirme şansını da veriyor. Hiçbir şeyi değiştirmeden ilerlemek yerine farkındalık ve daha doğru seçimlerle ya da idrak etme yoluyla varabileceği en ideal yazgıya ulaşabilme gücü. Bunu insanlara anlatmak ve öğretmek dikkatimi çekti. Kapalıçarşı’dan ayrıldıktan sonra tamamen astroloji çalışmaya başladım.
Buradaki eğitimler ne kadar sürüyor? 
Astroloji Birliği eğitimimden sonra Amerikalı Robert Zoller’den eğitimler aldım. Ustalık belgem de ondandır. Ve ondan çok şey öğrendim. 2005 yılında kurulduktan sonra giderek okul olmaya başladık,  ardından astroloji okulu web sitesini kurduk. Çok katılımlı derslere başladık. 9 yıl oldu ve 500’ün üzerinde öğrenci buradan geçti. Öğrencilerimiz haftada bir gün 2,5 saat geliyorlar. Bu şekilde 36 hafta temel seviye 36 hafta da ileri seviye eğitimiyle iki yılın sonunda uzmanlaşma sınıflarına geçiyorlar. 3. yılın sonunda mezun olduklarında profesyonel bir astrolog olmuş ve kendi başlarına danışmanlık seviyesine gelmiş oluyorlar.
Astroloji Türkiye’de nasıl algılanıyor ve aslında nedir? 
Türkiye’de insanların  astrolojiyi algılamalarında son on yıldır önemli değişimler oldu. Daha önce genel algı sadece burçlar üzerinden, kısa günlük yorumlar halinde okunulan ve bu yüzden de fal gibi gözüken köşelerden ibaretti. Astroloji öncelikle geleceğin potansiyellerini anlamamızı ve idrak etmemizi sağlar. Bu bağlamda kişiye geleceğe yönelik muhtemel senaryolar anlatırken. “kesin böyle olacak” demez. Kişinin bunlara karşı farkındalığı sağlanır. İkincisi astroloji astronomik gezegen dizilimlerine dayanır  ve dolayısıyla astronomik bir gerçekliğe dayanır. Üçüncüsü astrolojinin son derece matematiksel bir alt yapısı vardır. Gökyüzünün mantığını ifade eder.  Son on yıldır doğru anlaşılmaya başlandı ve kendi adıma buna katkım olduğunu söyleyebilirim. 2007 yılında ilk Uzman TV ile video çekmeye başladığımda insanlara bir koltukta oturup anlatmayı değil haritalar üzerinde anlatmayı istedim. Sonuç olarak astroloji insanın hayatı ve kendisini anlaması açısından en önemli öğretidir ve biz bu öğretiyi burada derslerle insanlara aktarmaya çalışıyoruz. Çünkü “Kendini bilen kaderini bilir.” Kim olduğunuzu biliyorsanız nasıl bir sonuçla karşılaşacağını bilirsiniz.
Burçlar astrolojinin içinde ne ifade eder ve gazetelerden okuduğumuz günlük burçlar ne kadar doğrudur? 
Bu yorumlar elbette çok geneldir. Kabaca bir hesap yapıldığında Türkiye’de bir burçtan 7 milyona yakın olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu kadar insana aynı türde, aynı anda etki edecek hali yok elbette. Genel burç yorumları da genel olarak kalmak zorunda. Ama genel gökyüzü konumlarına göre nasıl bir etki aldığı anlamında bize bir fikir verir. Astroloji haritalarında 10 tane gösterge kullanıyoruz, güneş ay ve 8 gezegen. Genel burç yorumlarında o gün doğan bir çocuk için güneş hangi konumdaysa onu değerlendiriyoruz. Halbuki birçok başka unsurlar da var. Saate göre çok büyük değişiklikler var. Bu nedenle de medyada ifade edilirken bunun altının çizilmesini çok önemi var, insanların beklentileri açısından hem de olaya bakışları açısından önemlidir.
Liderlik ve yönetici tiplerine en uygun burçlar nelerdir? 
Yine doğum haritası önemlidir elbette ama genelleme yaparsak ateş elementi burçları daha yöneticidir.  Bunlar Koç, Aslan ve Yay burçları. Daha kendine güvenlidir, daha risk almaya yatkındır ve iş buyurmayı daha iyi becerebilen yapıdadır.  Hava elementi burçları olan İkizler, Terazi ve Kova daha iyi iletişim sağlar, konusunu daha iyi anlar ve anlatır. Dolayısıyla da İK, halkla ilişkiler, satış –pazarlama ve tanıtım gibi iletişim bazlı işleri yapabilirler. Toprak elementi burçları olan, Boğa, Başak ve Oğlak burçları ise daha dünyevi, ekonomik, finansal konularda iyidirler. Su elementi burçları ise hayal gücü ve tasarım gerektiren işlerde olurlar. Sinema sektörü olabilir, şiir, sanat alanları olabilir. Yani her türlü tasarım ve hayal gücü becerisini ortaya koyabilecekleri işler yapabilirler. Su elementi burçları da yengeç, akrep ve balık burçlarıdır.
İş ve para yönünden 2014 değerlendirmesi de yapalım… 
Para anlamında zorlu bir yıla giriyoruz. Ekonomik anlamda geçen yıldan daha zorlu bir olacak. Bu yıl özellikle Mart ayının 20’sinden itibaren stresli bir döngüye gireceğimiz gözüküyor. Bu tarihten 20 Mayıs’a kadar olan süreç en stresli zaman. Nisan ayının 15’inden sonrasına çok dikkat çekiyorum. Bu ayda çok büyük riskler alınmamasını tavsiye ederim. Elbette bazen riskler fırsatlar da doğuracaktır ama özellikle borsa ve döviz gibi konularda rakamların çok oynak olacağını görebiliyoruz. Biraz daha uzun vadeye yönelmelerini tavsiye ederim.