Limak Holding İK Direktörü Birol Saylan, adaylarda en çok şeffaflık ve sosyal zekaya sahip olma özelliğini aradığını söylüyor. Mülakat esnasında kişinin mesleğine, yeni mezunsa kendi geleceğine ait bakış açısına önem verdiğini vurgulayan Saylan, “Bakış açısının içerisinde kişinin görev ve sorumluluk bilincini yakalamaya çalışıyorum” diyor.

Birol Saylan,21 yıldır iş hayatının içinde ve son 15 yıldır, İK alanında çalışıyor. İK’yı bankacılık, perakende, inşaat, havacılık, enerji gibi pek çok farklı sektörde tecrübe eden Saylan, Sabiha Gökçen Havalimanı’nın Limak’a devri çalışmalarıyla Limak ekibine dahil oldu. Beş yılı aşkın bir süredir pek çok farklı projede görev alan Saylan, kariyeri, İnsan Kaynakları bakış açısını ve Limak’taki çalışmalarını bizlerle paylaştı.

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunusunuz, bilinçli bir tercih yapmıştınız?

Evet bilinçli bir seçimdi. Diplomat olarak çalışan bir yakınımızdan etkilenmiştim. Mezuniyet sonrası diplomat olmak için Dışişleri Bakanlığı’nın sınavına dahi girmemiş olmamı ise şu an doğru bulmuyorum. Ama geriye dönüp baktığımda okul tercihimin benim için hem kişisel gelişimim, hem de mesleki olgunluk olarak katkıları olduğunu görüyorum. Dünyaya ve siyasal ilişkilere bakış açısı edinebilmek insana vizyon ve analiz derinliği kazandırıyor. Okuduğum bölüm şu anda yaptığım işe önemli katkı sağlıyor.

Üniversitenin ardından ilk işinizi nasıl bulmuştunuz? İK alanında çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Üniversite sonrası 1992 yılında o dönemler hızlı bir yükseliş sürecinde olan bankacılığı seçmiş, Eximbank stajından sonra Garanti Bankasında Müfettiş Yardımcılığı sınavında başarılı olmuştum. Bankada İK alanına geçişim ise önüme çıkan bir fırsatı değerlendirmem sayesinde mümkün oldu. Şube müdürlüğü istemiyordum. Teftiş kurulu yeterlilik sınav ve mülakatları sonrasında mesleğimizin duayenlerinden Saide Kuzeyli’nin İK alanında kariyer yapmamı teklifine evet dedim.

Yurt dışında MBA eğitimi almayı neden istediniz? “İş yapış biçimimi gerçekten çok etkiledi” dediğiniz eğitimler aldınız mı?

Amerika’da MBA yapmak, hem güncel iş trendlerini yakalamak, hem de burslu olduğum için uluslararası iş deneyimi edinmek açısından bana çok önemli kazançlar sağladı. Yurt dışında almış olduğum eğitimlere İK tercihli dersler ve projeler eklemek teorik altyapımı güçlendirdi. “Key Model” adını verdiğim bir İK dönem çalışmam profesörüm tarafından çok değerli bulunmuştu. “Key model” insan kaynaklarıyla şirket vizyon ve stratejilerinin ilişkisini çok yalın bir şekilde tanımlayan bir çalışmamdı. Modelim özetle; İK’yı stratejinin içerisine doğrudan monte etmiyor, ancak stratejenin gerçekleşmesinde iletişim ve insan gücünün nasıl bir etki içerisinde olduğunu anlatıyordu. İK’yı stratejik yapan da aslında stratejinin oluşmasındaki yeri değil, gerçekleşmesindeki etkisidir.

Limak’ın son zamanlarda ajandasında hangi İK projeleri yer alıyor?

Şu andaki ajandamızın en sıcak konuları özelleştirme sürecinin sonuna yaklaştığımız Akdeniz ve Boğaziçi Elektrik Dağıtım şirketlerindeki devir çalışmalarımızdır. Kamudan devralacağımız bu işletmelerde kamu hizmetinin aksamadan sürekliliğini sağlayabilmemiz şart. Daha da önemlisi bu kurumlarda çalışan ve çalıştıkları kuruma değer katan kamu personeline hak ettikleri önemin verilmesi ve özel sektörde çalışmak isteği olan personelin iyi belirlenmesi gerekiyor. Hem kamu, hem devralan bizler, hem de mevcut çalışanlar açısından çok hassas bir süreç. Ciddi konsantrasyon gerektiren, omurgasında insan olan bu devir süreçlerinin başarısı için çalışıyoruz. Diğer taraftan günlük İK faaliyet ve raporlamalarımızın yanı sıra, sosyal etkinliklerimiz, 23 Nisan’da tüm Limak Grubu çocukları için gerçekleştirmek istediğimiz projemiz gündemimizde. Geçtiğimiz yıllarda çocuklarımız için balo ve her çocuğumuz adına bir fidan dikimi etkinliklerini çalışanlarımız ve onların çocuklarıyla birlikte gerçekleştirmiştik. Tüm İK uygulamalarımızın temelinde “sürpriz yönetimi” adını verdiğimiz basit bir yaklaşım var. Koyduğumuz kural, kaide ve ilkeleriyle beklenmeyen sürprizleri engelliyor, olumlu karşılanacağını bildiğimiz küçük sürprizlerle de verimlilik etkisini artırmayı istiyoruz.

Mesleğinizin zor bulduğunuz yanları neler?

Mesleğimin en zor bulduğum tarafı; masraf merkezi algımızı yıkmaktaki engellerdir. İK’nın maliyetleri hemen görünüyor, çok hızlı ve kolay ölçülebiliyor. Ancak, yarattığı katma değeri farkettirmek ise bir o kadar zor ve zamana ihtiyacı var. Temel prensiplerinden saptırmadan İK faaliyetlerini sürekliliğini sağlayamazsanız eğer yarattığınız değerin ortaya çıkması imkansız hale geliyor. Basit bir örnek vereyim; bugün işe aldığınız bir aday, onu kurumda tutmayı, kurum içerisinde mesleki birikim kazandırmayı ve yeni sorumluluklar vermeyi başarırsanız ilerideki genel müdürünüz olabilir. Ancak, bu kadar zamana ve koşullara yayılmış bir süreç o kişi genel müdür olduğunda İK’nın mı, pozisyonu alan genel müdürün mü, yoksa onu o göreve atayan yönetim kurulunun mu başarısı olarak görülecektir. Ne yazık ki, bu başarı paylaşımda en az pay hep İK’ya verilmektedir.

İnsan Kaynakları alanında çalışan veya kariyer yapmak isteyenlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Farklı disiplinlerde çalıştıktan sonra İnsan Kaynakları alanına yönelmelerini tavsiye ederim. Ölçemeyen, raporlayamayan, analiz yapamayan, empati kurmayan, ancak İK mesleğini sadece organizasyon yapmak ve kapalı kapılar ardında sistemler kurmak olarak yaşayan kişiler bu meslekte başarılı olamazlar. İşin ve sektörün gerçeklerini bilmeden o sektörün İK’sında başarılı olmak zor. Kişinin iş odaklılık algısı yüksek olmalı.

Bir İK’cı olarak adaylarda en çok dikkat ettiğiniz özellikler neler?

Şeffaflık ve sosyal zeka. Mülakat esnasında kişinin mesleğine, yeni mezunsa kendi geleceğine ait bakış açısı benim için önemli. Bu bakış açısının içerisinde kişinin görev ve sorumluluk bilincini yakalamaya çalışıyorum. Yapılandırılmış mülakatlarda dahi kişinin özgeçmişinde görünenlerin üzerinden mecbur kalmazsam gitmiyorum. Tecrübelerinin arkasındaki nedenleri veya olayları yakalamaya çalışıyorum. Bu deneyimlerin içerisindeki tutarlılık ve gelişim eğrisini yakalamış olmak bence aday için önemli.

Mesleğiniz dışında kendinize vakit ayırdığınız zamanlarda neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Eşim ve kızımla birlikte vakit geçirmekten çok hoşlanırım. Ne yaptığımız değil, birlikte olmamız önemlidir.

Kısa Kısa

·  Favori yemekleriniz

Karnıyarık, pirzola ve her çeşit tatlı.

·  Favori restoranlarınız

Günaydın, Mcdonalds.

·  Favori yazarlarınız, kitaplarınız

Favori bir yazarım yok. Favori kitabım ise “Düşünce Hızında Çalışmak” – Bill Gates

·  Favori müzik tarzınız

Favorim Madonna’dır. Gençlik dönemime ait 3 albümü hep arabamdadır.

·  Hangi takımın taraftarısınız?

Galatasaray

·  Favori tatil mekanınınız

Antalya, Belek.