Bankacılık kariyerini ve belgeselciliği bir arada sürdüren Umut Hacıfevzioğlu, iş saatlerinde 15 kişilik bir ekibi yönetirken, kalan zamanlarında belgesel film çekmek için kamera arkasına geçiyor. İlk belgesel filmi “Tarsuslu Filozoflar”, aynı zamanda Hacıfevzioğlu’nun felsefe doktorasının da bir meyvesi. 
Deniz Yatırım’da Pazarlama Bölüm Müdürü olarak görev yapan Umut Hacıfevzioğlu, bankacılık ve finans sektöründe 1998’den beri sürdürdüğü mesleğinin yanı sıra, belgeselci kimliği ile de öne çıkıyor. Hacıfevzioğlu, üstelik bankacılık kariyerine ek olarak felsefe doktorası da yapıyor. “Gerçekten müthiş bir kültür ve tarih üzerinde yaşıyoruz. İlgi duyan, araştıran herkesi şaşırtacak bir tarihsel, kültürel mirasa sahibiz. Fakat ne yazık ki ülkemizde bu konuların yeterince işlendiği, belgesel çalışmalarının yapıldığı söylenemez. Madem böyle ben niye belgesel yapmıyorum?” diyerek ilk belgeseli Tarsuslu Filozoflar için yola çıkmış. Biz de kendisiyle yıllar içinde tutkuya dönüşen belgeselciliği ve ilk filmi Tarsuslu Filozoflar üzerine konuştuk.Tarsuslu filozoflar belgeseli nasıl ortaya çıktı?
Tarsus’un yaklaşık 10 bin yıllık bir tarihi var. Antik dönemde uygarlıklarının kavşak noktası olan doğu ile batı medeniyetinin kesiştiği bir potada harmanlandığı ve birçok tarihi şahsiyetin hayatlarının bir şekilde kesiştiği yer Tarsus. Sezar, Büyük İskender, Romalı Büyük Devlet Adamı Çiçero, Kleopatra bir dönem orada Marcus, Antonius yaşamış. Stoa ve Epikür felsefe okullarının olduğu ve filozofların, düşünürlerin, şairlerin, tragedya yazarlarının yetiştiği bir aynı zamanda kültür merkezi o dönemde. Toplumumuz tarafında bilinen bir konu olmadığını düşündük ve belgeseli çekmeye karar verdik.Kaç kişilik bir ekiple çalıştınız? Belgesel çekimi sırasında çalışıyor muydunuz?
Belgeseli çekerken bir ekip çalışması yaptık. Dolayısıyla bir görev dağılımı bir iş bölümü vardı. Bu manada bir zorluk çekmedim. İşten arta kalan zamanlarımda bu süreci ekibimle birlikte yönetebildim. Yaklaşık 10 kişilik bir ekiple biz bu belgeseli çektik.

Şirket çalışanlarınız içinde bu konuda herhangi bir girişimde bulundunuz mu? Belgesel gibi görsel sanatlara meraklı çalışanlarınıza destek oluyor musunuz?Şirkette birlikte çalıştığım iki arkadaşım hali hazırda üzerinde çalıştığımız bir projede rol aldı. Bir arkadaşım beste yaptı, bir diğer arkadaşım da oyuncu olarak katkıda bulundu. Bundan sonraki çalışmalarda katkıda bulunmak isteyen arkadaşlar var.

Türkiye’de belgeselciliğe bakışı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geleceğe yönelik görüşlerim olumlu. Bundan 10-20 yıl öncesine kadar daha iyi bir noktada olduğumuzu ileride daha da iyi bir noktada olacağımızı düşünüyorum. Her şeyden önce özel TV kanallarının sayısındaki artış bu kanallar içinde sadece belgesel film yayınlayan kanalların yer alması Türkiye’de belgeselciliğin gelişimine çok önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca halkımız kaliteli yapımları ödüllendiriyor geçtiğimiz yıllarda sinemalarda vizyona giren iki belgesel film gişede birçok yapımı geride bırakmayı başardı. Benim Tarsuslu Filozoflar belgeselim de Aralık boyunca önemli bir belgesel kanalı olan İZ TV’de gösterilecek.

Finans sektörü ile belgeselciliğin ortak yönü nedir?
Finans sektörü, kurumsal yapılanması, yenilikçi ve rekabetçi yapısıyla güvene, dayalı bir sektör. Sektörde artık “finansal süpermarket” ve müşterileri odaklı anlayış hakim. Bunun için sektör çalışanlarında iyi iletişim kuran, sabırlı, müşterinin ihtiyaçlarına anında cevap verebilen profesyoneller olması aranan nitelikler, tabii bir de takım oyuncusu olmak. Belgeselcilik tamamıyla takım oyunu gerektiren bir alan. Günümüz iş dünyasında yaratıcılık, yaratıcı düşünce, ve takım oyunu rekabet koşullarında en önemli kriterler arasında yer alıyor. Özellikle bankacılık ve finans sektörü gibi rekabetin yoğun yaşandığı sektörlerde. Bu anlamda takım oyunu konusunda belgesel film çalışması ile finans sektörü arasında ortak bir yön olduğunu düşünüyorum.

Felsefe doktorası yapıyorsunuz. Belgeseli çekerken ya da konu aşamasındayken size nasıl bir katkı sağladı?
Felsefe benim özel ilgi duyduğum bir alan. Bu konuda çok fazla kitap okuyorum. Felsefe insana farklı bir bakış kazandırıyor. Türkiye’de çok ilgi duyulan bir alan değil. Felsefe bir yerde var olanı, yaşamı, insanı, kendini anlamlandırma etkinliği. Bir bakış, farklı bir perspektiften anlamlandırma… Felsefe, benim sadece belgesel çalışmamda değil, tüm yaşamımda etkisini gördüğüm bir üst disiplin.

Gelecek projeleriniz neler?
Şu an hali hazırda bitirmek üzere olduğumuz bir çalışmamız var. İsmi Kaplumbağa Terbiyecisi. Osman Hamdi Bey’in yaşam öyküsünü anlatan drama türünde bir belgesel film çalışması. Senaryosunu “Kaplumbağa Terbiyecisi” isimli romanın yazarı Emre Caner yazdı. Türkiye’de Osman Hamdi Bey daha çok Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu ile tanınan bir ressam. Bu yıl Osmanlı Hamdi Bey’in 100. yıldönümü. UNESCO 2010 yılını Osman Hamdi yılı ilan etmiş durumda. Bu çerçevede çeşitli etkinlikler ve sempozyumlar düzenleniyor. Biz de bir belgesel film çalışmasıyla bunlara bir katkıda bulunmayı amaçladık. Bir diğer çalışma da felsefe bilim sanat derneğinin kurucusu ve “Assos’ta felsefenin” direktörü Örsan Öymen’le bir zamanlar Aristoteles’in felsefe okulu kurduğu Assos’ta ondan tam 2,300 yıl sonra bu topraklara felsefeyi getiren “Assos’ta Felsefe’yi”  konu alan bir çalışma yapacağız.