pınarkartaltPınar Kartal Timer, 120 yıllık geçmişe sahip, İstanbul kültürünün en önemli simgelerinden biri olan Pera Palace Hotel’in ilk kadın genel müdürü. Bir genel müdürün aksine sadece işletmeyle değil otelin tüm restorasyon ve renovasyon çalışmalarıyla da bizzat ilgilenen Timer için Pera Palace’ın ev sahibesi denilebilir.  

Turizm, kadın üst düzey yöneticilerin pek sık görülmediği bir sektör. Pınar Kartal Timer ise sektörün nadir kadın yöneticilerinden. Kendisinin turizme başlaması da aslında biraz rastlantı. Kendine lisede Boğaziçi Üniversitesi’nde girmek istediği bölümler içeriisnde en yüksek puanlı olanı Turizm Bölümü’dür. Turizmde çok gönlü olmayan timer, nasıl olsa kazanamam diye Turizm’i ilk sıraya yazar. Sonuçlar açıklanıp da bu bölümü kazandığı zaman bir ahh çeker ama aslında kendisi için ileride bir aşka dönüşecek işinin ilk adımını atmıştır. Mezun olduktan sonra önemli otellerde ard arda kariyer basamaklarını tırmanır. Hilton, Mövenpick, Çırağan Sarayı derken bugün onu Pera Palace’ın Genel Müdürü olarak görüyoruz.  1 Eylül’de hizmete girecek Pera Palace’ın, ilk kadın genel müdürü olan Timer’le otelin restorasyon çalışmaları, turizm sektörü ve kariyer öyküsü hakkında konuştuk.Pera Palace’ta göreve başladığınızda ortam nasıldı?2006 yılında otelin el değiştirmesi esnasında otelin kadrosu da dağılmıştı. Bu süreçte plan proje dönemi başlamış. Ben görevime 2009 Şubat ayında başladım. Pera Palace’ta çalışmaya başladığımda restorasyon çalışmaları başlamıştı. Otelin şu anda anladığımız modern şekilde hizmet verebilecek bir işletme haline gelebilmesi için altyapının iyileştirilmesi gerekiyordu. Mimari projelerin yavaş yavaş rayına oturmasıyla otelin işletme evresi devreye giriyor. İşte bu noktada da ben devreye girdim.

Pera Palace’taki görevinizde ilk hangi konuya odaklandınız?
Göreve başladıktan sonra departman müdürü arkadaşlarımın seçimlerini yaptım. Onlar da kendi ekiplerini kurdular. Çoğu kişinin istihdamı yapıldı. Ama alt kadrolar kaldı. Bir ekip kurduk, bir konsept belirledik. O konsepte göre nasıl kişilerle ve ekipmanlarla çalışmamız gerektiğine karar verdik. Pera Palace deyince herkesin aklına nostaljik eski İstanbul güzelliklerinin yaşandığı yer geliyor. O eski ihtişamı geri döndürelim dediğimiz noktada konseptimize uygun hizmet verebilecek insanları dahil ettik bünyemize.

Pera Palace Hotel bugün 120 yaşında ve 1. Sınıf bir tarihi eser. Bu sizde nasıl bir sorumluluk yaratıyor?
Restorasyon, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve yapısal güçlendirme, taşıyıcı sistem güvenliği, bilimsel koruma ve onarma, yangın güvenlik, mimarlık tarihi, geoteknik değerlendirme gibi bilimsel konularda bu proje için özel olarak bir araya gelen akademisyenlerden ve konusunda uzman profesyonellerden oluşan Danışma Kurulu’nun denetiminde gerçekleştiriliyor. Bu danışman grupla ayda bir buluşuyoruz. Mesela 1900’lerin yapı tekniği bağdadi tavan kavramını burada öğrendim. Fakat şu an hem bu tekniğin ustasını bulmak çok zor hem de herhangi bir sorunda onu tamir etmenin süresi diğer tekniklere göre çok daha uzun zaman alıyor. Ben de acaba yapmasak mı derken, bir hocamız bana “Kendinizi sadece bir otel müdürü olarak görmeyin, siz aynı zamanda bir müze müdürüsünüz” dedi.
Pera Palace’ı Pera Palace yapan aslında onun tarihi özellikleri. Şimdi herhangi bir şey yapılacağı zaman biz karşı çıkıyoruz yok hayır öyle olmaz diye. Onu korumazsanız diğer otellerle bir farkınız kalmaz. Bütün ekibimizi ona göre kuruyoruz. Belki böylece eski Türk yapı özelliklerini bilen ustaları da yaşatacağız bir şekilde. Böyle bir sorumluluğumuz da var.
Pera Palace’ın restorasyonunda profesyonel ekipler çalışıyor ama siz de birçok süreçte kendi fikirlerinizi sunuyorsunuz.
Pera Palace belki 115 odalı bir otel ama ben Pera Palace’ı hep büyük bir malikane olarak düşünüyorum. Bayan olmanın getirdiği o ev sahibi hissiyatını da yaşıyorum burada. Profesyonel hizmetin yanı sıra amacım insanların kendini rahat ve özel hissetmelerini sağlamak. Bu anlamda otelle ilgili pek çok detayla da ilgileniyorum. Döşeme kumaşından çalışanların üniforma kumaşlarına kadar birçok konuda daha iyi seçenekler bulabilir miyim diye araştırmalar yaptım. Yalnız önüme gelen örneklerle yetinmedim, kendi araştırmamı da yaptım. Yaptığım şeyin en iyisini yapmalıyım diye yola çıkarım hep, o nedenle konuyla ilgili en iyiyi bulana kadar araştırırım. Aslında bunları yapmak çok da haddim değil. İyi bir otelciyim, çok gezmemden dolayı bir bilgi birikimin var. Ama bu konularda bir eksper olamam, bunu da araştırmalara başlamadan önce hep dile getirdim ama çalıştığımız akademisyen hocalarımız ortaya çıkan sonuçlardan memnun kalınca ben de daha cesaretlendim.Pera Palace size neler kattı?
Hiçbir konuda eksper değilim ama Pera Palace’ta çok şey öğrendim. Mimari kavramlardan İstanbul’un tarihine  ama bu orij,nali mi değil mi, herhalde şu dönemlere ait bir resim diyebiliyorum artoık. Belli bir olgu oluşuyor gittikçe. Sanatçılarla da çok fazla bir araya geldim. Pera Palace Projesi bana çok şey kattı. Daha farklı bir gözle bakıyorum. Eski tablolarımızı yaptırıyoruz. Sanat tarihi kim kimdir ve nasıl oluşuğu hakkında pek çok bilgim var. Hocalarımızın hazırladığı kitapgibi raporlar, mimarisi ile ilgili raporlar çok dikkatli okuduk. Çelik Gülersoy. Dönemle işgili de çok şey öğrendim. Bu meşrutiyet caddesinin bu İstanbul için ne kadar önemli bir yer olduğunu bilmezdim. Okudukça anladım. Beyoğ

Turizmde evli ve çocuk sahibi olan üst düzey bayan yöneticiler oldukça nadir görülüyor. Sizin başarılı olmanızın sırrı nedir?
Turizm bir bayan olarak yapılması çok zor mesleklerden biri. Haftasonunuz, tatiliniz, yılbaşınız, bayramınız yok. Sürekli hizmet etmek durumundasınız. Özellikle evli ve çocukluysanız daha da zor. Burada en önemli şey partneriniz. Benim çok anlayışlı ve bana çok destek olan bir eşim var. Bu çok önemli. Eğer eve gittiğim zaman ‘Nerede kaldın, bu saate kadar çalışılır mı?’ diyen bir eşim olsaydı benim zaten bu kariyeri yapma şansım olmazdı. Çocuklarım da ‘işim’ dediğimde ‘Anne neden gidiyorsun?’ demediler. Sandalyeme oturduğum zaman kafam hep çok rahattı, o nedenle başarılı oldum. Ben çok şanslıyım ki ne çocuklarım ne de eşim beni bir seçim yapma eşiğine getirmediler.Kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?
Bana hobiniz ne diye sorduklarında hep öncelikle işimi söylerim. Çünkü gerçekten işimi çok seviyorum, işim benim hobim gibi. Hafta sonlarımı ailemle geçiriyorum. Bu aralar boş zamanlarımda tango yapıyorum.
Çocuklarıma bir söz verdiğim zaman iki elim kanda da olsa yaparım. Onlara yapamayacağım hiçbir şeyin sözünü vermedim o nedenle bana güvenleri fazla. İş hayatı beraberinde belirli bir disiplini de getiriyor. Organize olmazsanız ikisini bir arada yürütemiyorsunuz.

Sizce nasıl mekanlar tercih edilecek?
Artık butik otel kavramı gelişmeye başladı. İnsanlar “Çok kalabalık olmasın, deniz yakınımda olsun, restoran çok uzak olmasın, çok yürümeyeyim” diye düşünüyor. Doğa içinde yerler artık tercih ediliyor. İnsanlar insanlardan kaçmak istiyor. Gittikleri yerlerin basit ama şık olmasını istiyor. Bir esnaf lokantasına gidersiniz, orada size isminizle hitap ederler ve kendinizi özel hissedersiniz. Bu onun gibi. Mal sahibinin ev sahibi gibi olduğu yerler. Ben insanların kendilerini rahat hissedecekleri ve ihtiyaçlarının  anında görüleceği böyle mekanların gelişeceğine inanıyorum.

Sizin tatil seçimleriniz nasıl?
Eskiden çocuklar için daha çok çocuk aktiviteleri olan yerleri seçiyorduk. Ama şimdi daha sakin yerlere gidiyoruz. En çok keyif aldığım tatil mekanı ise Çeşme.

Kısa Kısa 
Son gittiği Tiyatro: 7 Shakespeare Müzikali
Sinema: Robin Hood
Kitap: Nazım Hikmet’in Seçme Şiirleri
Albüm: Pera Palace Müzikleri
Favori Cafe /Restaurant: Topaz, Adem Baba Balıkçısı,
Tatil mekanı: Çeşme