Bir resmin bin sözcüğe bedel olduğu söylenir. Bir düşünün, bir sunum dinledikten sonra hangisi daha fazla aklınızda kalıyor? Resimler mi yoksa sözcükler mi? Birçok kişi bu soruya resimler yanıtını verecektir. Çünkü gerçekten de insan beyni resimlere seslerden daha fazla tepki verir. Bu yüzden bir sunum yaparken resimlerin günücü mesajınızı destekleyecek şekilde kullanmalısınız.
Mesajınızdan uzak, dikkat dağıtıcı resimler ise kesinlikle mesajınızı çiğneyip öne geçer ve izleyicilerinizi bir boşluk ve karmaşa hissiyle baş başa bırakır. İşte bu boşluk hissini yaratan sekiz sunum hatası… Bunlardan kesinlikle kaçının!
Görülemeyen resim
Dinleyicilerin tümü tarafından görülemeyen görseller, kafa karıştırır ve dikkat dağıtır. Eğer konuşmanızın arasında “Bunu göremediğinizi biliyorum ama… ” diyecekseniz, bu görseli oraya koymanızın hiçbir anlamı yoktur. Sadece dinleyiciler arasında gözleri şahin gibi keskin olanların diğerlerinden ayrılmasını sağlayabilir. Ancak her iki tür de dikkatlerini okuma eylemine yoğunlaştırıp söylenmekte olanı dinlemeyecektir.
Bin resmin görülüp görülmeyeceğini anlamak için en yaygın yöntem ” x 8″ yöntemidir. Bir resmin yüksekliğini 8’le çarpıp o kadar mesafe uzaklıktan baktığınızda resmi görebiliyorsanız, dinleyicileriniz de görebilecek demektir. Örneğin eğer projektörünüzün yansıttığı ekranın yüksekliği 1 metre ise, 8 metre uzaklıktan siz bunun içindeki yazıları okuyabiliyorsanız, normal sunum şartlarında bu yazı dinleyiciler tarafından okunabilir demektir. Ölçümü şöyle de yapabilirsiniz: Bir slayt yaklaşık 10 cm yüksekliğindedir. Eğer siz bu slaydı 80 santim geriden okuyabiliyorsanız, projektörle duvara yansıtıldığında da okunabilir olacaktır.
Faydasız resim
Resimlerin, dinleyicinin gözünü olduğu kadar aklını da meşgul edecek cinsten seçilmesi gerekir. Eğer bir resmin, “güzel olmak” dışında bir orada bulunma sebebi veya amacı yoksa bu resmin sunumdan çıkarılması en iyisi olacaktır.
Fazlasıyla karmaşık resim
Birçok fikri tek bir resme yüklemek yerine her bir fikri tek tek açıklayan basit resimler kullanmak daha iyi bir fikir olacaktır. Belirli bir sıra içinde ilerleyen fikirlerin tümünü tek bir resimde toplayıp konu boyunca onu ekranda bırakmak izleyicileri bir süre sonra sıkar. Oysa ki konuşmacının hızına göre ayarlanmış, metnin içindeki fikirleri simgeleyen bir resim serisi dinleyici üzerinde çok büyük, akılda kalıcı bir etki yaratır. Bilimsel araştırmalar, insanların baktıkları şeye olan ilgilerini kaybetmelerinin 7 ile 10 saniye arasında olduğunu söylüyor. Multimedya çağını yaşadığımız bugünlerde bu sürenin daha da kısalacağını unutmayın.
Grafik çöpleri
Grafik çöpleri de yukarıda anlatılan karmaşık resimler durumuyla yakın ilişkili bir hatadır. Grafik çöpü, aslında gösterilen resimle ilgisi olmasa da resmin üzerinde bulunan kafa karıştırıcı görüntülerdir. Birçok konuşmacı sunumundaki grafikleri parlak logolarla süslemekten hoşlanır. Grafiklerde tekrarlanan ortak bir motif sunuma bütünlük katabilirken fazla parlak logolar ve dikkat dağıtıcı nesneler bu etkiyi sağlamaktan çok uzaktır. Bunlar dinleyiciyi mesajdan uzaklaştırır.
Clip art çöpleri
Grafik çöplerinin çok yakın akrabası olan clip art çöpleri, adından da anlaşılabileceği gibi bir sunumu “şirinleştrmek” amacıyla eklenmiş bir takım clip art sembolleridir. Çoğu zaman metinle hiçbir anlamsal ilişkileri bulunmadığından son derece dikkat dağıtıcıdırlar. Bu semboller genellikle amatör bir konuşmacının bir clip art kütüphanesini keşfetmesinden sonra ortaya çıkar.
Rastgele font kullanımı
Bilgisayarınızın 35 font sağlaması, bunların hepsini kullanmanız gerektiği anlamına gelmez. Sunum boyunca sadece tek bir font kullanmak çoğu zaman son derece tatmin edicidir. Önemli noktaları ve anahtar sözcükleri görsel anlamda vurgulamak için farklı bir font yerine alt çizme, bold karakter kullanma ve hatta renk değiştirme gibi teknikleri kullanabilirsiniz. Font değiştirmek aklınıza gelen en son şey olmalı.
Renk cümbüşü
Sunumunuzda kullandığınız renkleri en azda tutmaya gayret etmelisiniz. Sunum boyunca tek bir fon rengi kullanmak devamlılık hissini pekiştirecektir. Fonun rengini sadece bölüm değişikliği gibi önemli ayraçları vurgulamak için kullanmalısınız. Eğer amacınız dinleyicileri şok etmek değilse, parlak, canlı renklerden özellikle kaçınmalısınız. Eğer kendinizi farklı renkler kullanmak zorunda hissediyorsanız da en azından aynı renk ailesini seçebilirsiniz.
Yanlış çağrışımlar
Sunumunuzda bir klimanın soğutucu özelliğinden bahsettiğinizi düşünün. Siz klimanın ne kadar iyi soğuttuğunu anlatırken ekranda sarı, turuncu, kırmızı gibi sıcak renkler bulunuyorsa bilinçaltında kimse klimanın soğuttuğuna gerçekten inanmayacaktır. Çünkü gördükleri renkler nedeniyle bilinçaltından sürekli bir “sıcak” mesajı almaktadırlar. Nasıl konuşmanız sırasında yanlış sözcükleri kullanmaktan kaçınıyorsanız, yanlış çağrışımlara sahip görseller kullanmaktan da özenle kaçınmalısınız.
Eğer tüm bu hatalardan kaçınır ve sunumunuzun görsellerini hazırlarken bir bütünlük içinde davranmaya dikkat ederseniz, resimlerin gücünü yanınıza almış olacaksınız. Bu güçle sunumlarınızın başarısının inanılmaz derecede arttığına şahit olabilirsiniz.