Kendinizi kısaca nasıl anlatırsınız?

11 Eylül 1967 doğumluyum ve tam bir Başak burcuyum. İki mesleğim var diyebilirim. Biri sporculuk, diğeri de tekstilcilik. Direktörlüğünü yaptığım Delta Sport’un dışında aile şirketi olan Güpür Tekstil’in başında tekstille uğraşıyorum.

Rallici olmaya nasıl karar verdiniz? Hobiniz nasıl mesleğe dönüştü?

Otomobille büyüyen, otomobil kullanmasını çok seven tüm insanların hayalidir otomobil sporuyla ilgilenmek. Başta amacım bir defalık kendimi denemekti ama sonra bu sporu çok sevdiğimi ve kabiliyetli olduğumu görünce devam etmeye karar verdim.

Sizce iyi araba kullanmak bir yetenek mi? Yoksa öğrenilebilir mi?

Her alanda olduğu gibi ikisi de. Yetenek olmadan zaten öğrenemezsiniz, öğrenmeden de yeteneğiniz boşa gider. Ama bunu sporculuk anlamında söylüyorum. Normal günlük trafikte güvenli araba kullanmakla ralli pilotluğu apayrı şeyler. Bunları birbiriyle karıştırmamak gerekiyor. Zaten ralliciliğin en zevkli yanı da asla ve asla sürat değil, otomobil hakimiyeti.

Şimdiye kadar rallici olarak kazandığınız başarılar neler?

1989 yılında bir ralli otomobili aldım ve cesaretimi toplayarak sezonun son yarışı olan Ali Sipahi Rallisi’ne katıldım. Otomobilde çıkan arızalara rağmen toplam 30 aracın katıldığı rallide genel klasmanda sekizinci oldum. Bu başarı beni fazlasıyla cesaretlendirdi ve ondan sonraki döneme hızlı bir giriş yaptım. 1990 sezonunda mahalli ve ulusal yarışları Opel Manta ile koştum. Düzenli olarak antrenman yapıyordum, hatta antrenman için ayrı bir otomobil oluşturmuştum. Bir sene boyunca amatör olarak yarıştıktan sonra, 1991 yılında Renault ile sponsorluk görüşmelerine oturduk. O sezon co-pilotum Ethem Genim oldu. 1991 ve 1992 sezonlarında Renault ile Tırmanma ve Rallikros’ta birincilikler elde ettim. 1993 yılında Marlboro Yarış Takımı’na transfer oldum ve Türkiye Rallikros Şampiyonu olduk. Yine o yıl sadece 2 ralliye katılarak genel klasman üçüncüsü oldum. 1994 yarış sezonunun tamamını takip edemedim ancak Marlboro Rallisi’ni kazanarak ilk Türkiye Ralli Şampiyonu ödülümü almış oldum. 1995 sezonunda katıldığım bütün yarışlarda birincilik dereceleri aldıım ve tekrar Türkiye Ralli Şampiyonu oldum. 1997 yılında Ford Escort WRC ile Avrupa Şampiyonası’na adım attım; o yıl Türkiye Şampiyonalarına katılmadım. Avrupa’da katıldığım 3 rallide birincilik dereceleri aldım. 1998 yılında WRC’ye (Dünya Ralli Şampiyonası) çıktım. Akropol’de 3 kez birincilik elde ettim ve genel klasmanda 10. oldum. 1999 yılında Marlboro Yarış Takımı ile Portekiz Rallisi’nde Ford takımının fabrika pilotu Solberg’i geçtim ve genel klasmanda 7. oldum. Yine aynı yıl, İspanya Rallisi’nde 11., Finlandiya Rallisi’nde 15., Çin Rallisi’nde 6. ve San Remo Rallisi’nde 15. oldum. FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) Takımlar Kupası’nı ikinci olarak bitirdim. Çin Rallisi’nde elde ettiğim derece ile Dünya Ralli Şampiyonası’nda Türkiye’ye puan kazandıran ilk pilot oldum. 2000 yılının Şubat ayında Marlboro takımından ayrıldım. 2000 – 2002 yıllarında Volkan Işık ile Ralliye İlk Adım Eğitim Kampı’nı projelendirmeye başladım. 2002 yılında Tofaş’ta spora geri döndüm ve Fiat Abarth Motorsports takımı adına Türkiye Ralli Şampiyonası F3 birinciliği elde ettim ve Türkiye klasmanını ikinci olarak kapattım. 2003 sezonunda da Türkiye Ralli Şampiyonu, Türkiye Ralli Süper 1600 Şampiyonu, Türkiye Ralli Şampiyonası Grup A Birincisi, Türkiye Ralli Şampiyonası Sınıf 6 Birincisi ve Fiat Abarth Motorsport olarak Türkiye Markalar Şampiyonu olduk. Özetle Tofaş’ta müthiş bir sene yaşamış olduk.

Türkiye’deki rallileri organizasyon, pist gibi yönlerden yurt dışına kıyasla nasıl değerlendiriyorsunuz? Geliştirmek için neler yapılabilir?

Türkiye’de otomobil sporları organizasyon kalitesi olarak Avrupa standartlarına yaklaşmış, WRC’de de geçmiş durumdadır. Türkiye’deki ralli sporunun daha da gelişmesi için bütün kulüplerin bu kalitede organizasyonlar yapması gerekiyor. Sporcu – organizatör – sponsor üçgeninde hızlı bir gelişme süreci içindeyiz.

Özel ralli eğitimi fikri nereden doğdu?

Ralliye İlk Adım eğitimleri 2000 yılından beri oluşturmayı düşündüğüm bir projeydi. Dünya çapında otomobil sporlarına olan ilgi doğrultusunda açılan okulları örnek alarak ortaya çıkan Eğitim Kampı fikri, Türkiye’de de bu sporun gelişimine katkı sağlamak amacıyla oluştu. Bu vesileyle, otomobil sporunun tamamıyla hız ve çılgınlık içeren bir spor olmadığını; caddelerde kendini çok usta sanan şoförlere bu işin bir disiplini olduğunu göstermek istedik. Otomobil kullanma kültürünün de otomobil sporuna paralel olarak gelişeceğini umuyoruz. 2002 yılı sonunda, “Volkan Işık’la Ralliye İlk Adım” adı altında bu çalışmaya İstanbul Motorsporları Kulübü ile start verdik ve 23-26 Ocak 2003, 30 Ocak – 2 Şubat 2003 ve 6-9 Şubat 2003 tarihlerinde olmak üzere 3 eğitim düzenledik. Perşembe ve Cuma akşamları Şişli Belediyesi’nin bize tahsis ettiği bir salonda teorik, Cumartesi ve Pazar günleri de Körfez Yarış Pisti’nde pratik eğitimlerimizi verdik.

Bu eğitime talep nasıl?

Katılım ücretinin 100 milyon TL olduğu eğitime başvurular İMK’nın web sitesi üzerinden alındı. Eğitime 1000’in üzerinde başvuru oldu, ancak zamanımızın kısıtlı olması sebebiyle ancak 40’ar kişilik gruplardan toplam 120 kişiye eğitim verebildik. Eğitimin duyurumu ile ilgili fazla bir çalışma yapılmamış olmasına rağmen bu kadar büyük bir taleple karşılaşmış olmak bizi oldukça şaşırttı. Dolayısıyla, 2003 yılı sonunda Fiat’ın ana sponsorluğunda başlattığımız “Markalar Şampiyonu Fiat ve Volkan Işık ile Ralliye İlk Adım” Eğitim Kampı’nın bir önceki eğitime oranla daha gelişmiş olması ve daha geniş bir kitleye ulaşması gerekiyordu. Bu düşünceyle, Cuma-Cumartesi-Pazar günü olmak üzere 3’er gün sürecek 10 haftalık bir eğitim kampı projesi oluşturduk. Fiat’ın ana sponsorluğunda başlatılan eğitim kampında Alpet, Lassa, V.B.G. Denizcilik, Milliyet Gazetesi ve Green Park Hotel co-sponsorlarımız oldu. İletişim çalışmalarının daha sıkı yürütüldüğü eğitim kampı başvuruları İstanbul Motorsporları Kulübü tarafından web sitesi üzerinden ve faks yoluyla alındı. Katılım ücreti peşin ödeme seçeneği ile 450 milyon TL, kredi kartına 3 taksitli olarak da 510 milyon TL olarak belirlendi. Sponsorlarımız arasında yer alan Milliyet gazetesinin her Salı günü yayınlanan Otomobil ekinde yer alan yüzde 10 indirim kuponunu bize ulaştıranlar da indirimden faydalanma şansını buldular.

 

Eğitim kadronuz kimlerden oluşuyor?

Ben de dahil olmak üzere toplam 10 eğitmen ile mekanik, hakem, idare ve organizasyon, güvenlik ve sağlık alanında olmak üzere organizasyonda, toplam 46 kişi görev aldı. Olumsuz hava şartları sebebiyle bazı eğitimlerimizi iptal etmek zorunda kaldık. Dolayısıyla Mart ayı sonuna kadar 10 kere yapmayı hedeflediğimiz eğitimleri 8 hafta ile sınırlandırdık ve toplam 194 kişiye eğitim vermiş olduk. Eğitim talepleri gelmeye devam ettiği için, 2004 yılı boyunca eğitimlerimiz devam edecek. Katılımcılardan gözlemlediğimiz kadarıyla eğitime başvuranların yüzde 50’si motor sporlarına adım atma düşüncesi ile gelirken bir o kadar katılımcı da daha bilinçli araba kullanmak düşüncesiyle eğitime katıldı. Eğitimler sonrasında katılımcıların doldurdukları anketlerde, eğitimden duydukları memnuniyetin yanı sıra, daha çok pratik yapmak istedikleri belirlendi. Bu düşünceden yola çıkarak ek pratik eğitim dediğimiz birer günlük eğitimler başlattık.

Geriye dönüp baktığınızda başka bir hayat tarzı seçmek ister miydiniz?

Otomobil sporu ve sadece ralli. Başka hiçbir şeyle ilgilenmeden sadece otomobil sporu yapmak isterdim.

Gelecek için projeleriniz, hedefleriniz var mı?

Tabii ki var. Başlıca hedefim Türkiye’de otomobil sporunun gelişimine olabildiğince katkıda bulunmak ve sporculuk hayatımı geliştirerek sürdürmek.

Rallici olmaya karar verdiğinizde hayaliniz neydi? Buna ulaşabildiniz mi?

Henüz hayalime ulaşamadım, gerçekleştiğinde söylerim hayalimin ne olduğunu.