Yıllardır koruduğu çizgisiyle sanat dünyasının önemli isimleri arasında yer alan Ayşegül Aldinç, şimdi Pis 7’li dizisindeki rolüyle hem şaşırtıyor hem de gençlerle buluşuyor. Gençliğini pekiştiriyor…

Modern Folk Üçlüsü ile birlikte 1983 yılında katıldığı Eurovision şarkı yarışmasının sonrasında hayatlarımıza giren Ayşegül Aldinç,  yorumladığı birçok unutulmaz şarkıyla Türk popüler müzik kültürünün en önemli isimlerinden biri.  Şarkılarının yanı sıra 1986 yılında Orhan Aksoy’un Ediz Hun’la başrolleri paylaştığı Acımak, ardından da 1987’de Şerif Gören’in yönettiği ve Kadir İnanır’la birlikte rol aldığı Katırcılar filmiyle sinemadaki yerini kanıtlayan Ayşegül Aldinç, filmleri, dizileri ve seslendirdiği onlarca şarkıyla sanat dünyasının saygı duyulan isimleri arasındaki yerini her zaman başarıyla korudu.

Uzun bir süre ekranlarda göremediğimiz Ayşegül Aldinç, 2010 yılında Sezen Aksu imzalı O Kız ve Ağla isimli şarkılardan oluşan single ve hemen ardından yine Sezen Aksu’nun şarkısı Li Lal Lal La La isimli single’yla müzik dünyasına geri döndü. Ve son olarak bir Gani Müjde projesi olan Pis 7’li dizisindeki Esma Sultan karakteriyle hem hayranlarını şaşırttı hem de yeniden televizyon ekranındaki yerini tekrar aldı.

Karasevda, Sorma, Alimallah, Al Beni, Yanlışsın,  Beni Hatırla gibi unutulmaz şarkıların yorumlayıcısı Ayşegül Aldinç dünden bugüne yolculuğunun bir bölümünü bizimle paylaştı.

Eurovision Şarkı Yarışması’na katıldığınız 1983 yılını bir dönüm noktası olarak tanımlayabilir miyiz?

Okulu bitirirken Eurovision Şarkı Yarışması’na katıldım ve o dönemde kendimi şarkı söyleyerek ifade etmeyi tercih ettim. Yarışmayı kazanmak ve ülkemi yurt dışında temsil etmek benim için önemli bir motivasyondu. O döne çok heyecanlı bir süreçti. Çünkü Eurovision’a seçilip ülkesini tanıtan ya da tanıtacak her genç gibi bir yandan olayın iriliği karşısında ürküyorsunuz, öte yandan da omuzlarınıza binen sorumluluğun da hakkını vermeniz gerektiğini biliyorsunuz. O dönemde, Modern Folk Üçlüsü hayranı olduğum deneyimli bir müzik grubuydu. Onların da destekleri büyüktü ve ben bunu hayatımın her döneminde hakkını vererek hatırladım. Yarışmada şarkı seçildikten sonra orkestrasyonun yenilenip geliştirilmesi o zaman da söz konusuydu. Koreografiye çalışmamız, provalarımız ve o büyük günü beklemenin heyecanı müthişti.

Uzun yıllardır hayatımızda olan bir isim olarak projelerinizi uzun aralıklarla hazırlıyor ve çok sık albümler yapmıyorsunuz. Bu tercihli bir bakış açısı mı yoksa başka faktörler mi etkili oluyor?

İnce eler sık dokur tavrım hayatımın her döneminde beni hem zorladı hem de kariyerim boyunca algılanış biçimimde pozitif rol oynadı. Yani genel olarak yer aldığım projelere baktığımda, özenli, başarılı ve kalıcı çalışmalar olduğunu görüyorum. Talep görmenin seçici olmakla ilgisi olsa gerek. Eğer, sevdiğiniz işi yapıyorsanız sevmeye devam ederken bir süre yapmama özgürlüğünüzü de kullanırsınız. 2000 yılından bu yana çok fazla çalışma yapmadım ama o arada başka işlerim oldu. Yaptığım her işi profesyonel sorumlulukla ama gerçekten amatör ruhla yapanlardanım. Yıllarca şarkıcılığı oyunculukla, köşe yazarlığı ile birlikte yürütebildiğim için şanslıyım. Şimdi de müzik çalışmalarımda diziden fırsat buldukça iki yeni proje üzerinde çalışıyorum. Olgunlaştığında paylaşabileceğim projeler bunlar.

Yeni bir albümün ya da projenin hazırlıklarını nasıl planlıyorsunuz?
Şu sıralar Pis 7’li dizisinde oynuyorum. Dizi çalışmaları çok yoğun olduğu için ne yazık ki herhangi başka bir şeyin planlamasına girmek zor oluyor. Dizi çekmenin koşulları ve zamanlaması hiç bir şeye benzemiyor. Çekimleri yaptığımız okulda öğrenim devam ediyor. Bu nedenle ancak okulda dersler bittikten sonra, gün biterken çalışıyoruz. Bu durum da uyku saatlerimizi etkiliyor ve özel hayatlarımızın da sekteye uğramasına yol açıyor. Ama bütün bu zorluklarına rağmen işine gönlünü vermiş ve işini ciddiye alan sanatçılar her seçişin bir vazgeçiş olduğunu bilirler…

Türkiye’de şarkıcılığın yanı sıra oyunculuğunuzla da çok önemli bir yer tutuyorsunuz. Yıllar içinde oyunculukla müzik arasındaki dengeyi nasıl planladınız?
Şarkıcılıkla oyunculuğu aktif bir biçimde birlikte yürüttüğüm dönemler oldu. İçinde bulunduğumuz çağ hız çağı. Teknolojinin hayatımızın bu denli içinde olması hayatı hem kolaylaştırıyor hem de zaten kısıtlı olan vaktimizi bir biçimde çalıyor. Diziler de bundan nasibini aldı tüketim fazla hızlı. Sesli çektiğimiz halde bir haftayı ucu ucuna yetiştiriyoruz diyebilirim. Müzikle ilgili sahne çalışmalarım devam ediyor yut içi ve yurt dışında özel gecelerde sahneye çıkmaya devam ediyorum. Çünkü sahnenin duygusu bambaşka…

Hangisine daha yakın hissediyorsunuz kendinizi? Arasındaki farklar neler?
Küçüklüğümden bu yana şarkıcı ve oyuncu olmak isteyen biri olarak her ikisinde de serüvenimi sürdürüyor olmaktan memnunum. Sinema ya da dizi projelerinde bir ekip sizden azade hazırlığını yapar; siz oynamakla mükellefsinizdir. Müzikte ise iğneden ipliğe sizin tüm detaylarla ilgilenmeniz gerekir. Bu da bayağı iri yarı bir fark olarak karşınıza gelir. Dizi projelerine gelince orada eğer rolünüzü buluyorsanız bir şanstır. Sinema ise büsbütün şanstır. Bu nedenle de sinema filmleri dizilere göre daha az sayıda gerçekleştirilebiliyor.

Pis 7’li dizisinde oynamayı nasıl kabul ettiniz?
Gani Müjde ile Kahpe Bizans’ta çalıştım ilk defa. O zamandan beri birbirimizi severek takip eder, takdirle dostluğumuzu sürdürürüz. Bana ilk kez bu teklifle geldiğinde önce, her zamanki gibi, reddettim. Bir daha düşün deyince ve ısrarını sürdürünce kabul ettim. Bir anti kahramana can verecektim. Öte yandan rahmetli Erol Taş’ın taşlandığı, Kutlar Vadisi dizisindeki Çakır tiplemesinin ardındansa mevlüt okutulduğu bir ülkede yaşadığımızı unutmayalım. Çatlak ve negatif bir karakteri canlandırıyorum, fakat geri dönüşlerinin çok iyi olduğunu görüyorum. Bu da doğru yolda olduğumuzun göstergesi oldu. Gençlerin ve çocukların bu tiplemeyi sevmesi ise gerçekten ilginç.

Sanat dünyasında başarılı ve herkes tarafından kabul gören bir isim olmanın kriteri nedir? Nasıl bir hayat ve çalışma biçimi kariyerde başarıyı getiriyor?
Dikkatli, özenli, saygılı olur ve işinizi düzgün yapmaya çalışırsanız hayat size her zaman yardım eder. İyi yetiştirilmiş olmayı en başa koymak gerekiyor bu arada. Elbette, hırs da kariyerde önemli bir faktör. Zaman zaman hırslı olduğuma dair dedikodular duysam da gerçekten hırslı olsaydım neler olabileceğini hayal bile edemiyorum.

Son olarak, her zaman güzelliğiniz ve bakımınızla anılıyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Düzenli yaşıyorum. Yeme içme kriterlerim belli. Spor diziden arta kalan zamanlarda yorgun olmazsam yapabildiğim bir şey haline geldi ve buna içerlediğim oluyor açıkçası. Zira diziden önce çok daha verimliydim spor konusunda. Bunun yanı sıra içki, sigara gibi zaaflarım yok ve yaşam kaliteme dikkat ediyorum. Tabi ki bunun sosyal anlamda biraz bazı şeylerden eksik kalma anlamını içerdiğini de söylemem gerek. Ama dedim ya, her seçiş bir vazgeçiştir… Öyle hem yiyeyim hem çöreğim bütün kalsın olmuyor maalesef.