Şehrin en yükseklerinde sanki bir salıncakta oturuyormuş gibi bacaklarınızı aşağı sarkıtarak çalıştığınızı düşünün. Mesela Boğaziçi Köprüsü’nde. Altınızdan onlarca araba geçerken siz boğazın sularına doğru sallanıyorsunuz. Bir yandan da aydınlatma işini yapıyorsunuz. Oldukça ürkütücü geliyor değil mi? Ama işte Yüksek İşler ekibi tam da bu işi yapıyor. Ekibin iki üyesini yerde yakaladık. Bakın o kadar yükseklerde başka neler yapıyorlar…

Kafanızı yukarı kaldırıp da “Bunları da kim yapıyor?” dediğiniz pek çok projenin ardında Yüksek İşler ekibi var. Boğaziçi Köprüsü’nün aydınlatma işinden tutun, sevdiğiniz sanatçıların konserlerindeki pek çok donanıma kadar,yükseklerde birçok işi onlar yapıyor. Ayakları yere pek basmıyor. Genelde boşlukta sallanarak yapıyorlar işlerini. Onları öyle yukarıda görünce tüyleriniz diken diken olabiliyor. Ama hayata bir de onların açısından baksanız, kesinlikle yanlarında olmak isterdiniz. Çünkü gerçekten eşsiz bir deneyim. Yüksek İşler ekibinden Çağlar Erkenci ve Akhan Atalay bize sıra dışının da ötesindeki mesleklerini anlattılar. 

Yüksek İşler fikri nasıl doğdu? Bütün ekibin bir araya gelmesi nasıl oldu?
Akhan: Üniversite başladığı andan itibaren Yıldız Teknik Üniversitesi Dağcılık Kulübü’ne üye olduk. Benzer teknikleri kullandığımız işler, o sıralarda tanıtım ve organizasyon işlerinde çalıştığımız DSM ‘ye sıkça geliyordu. Yüksekte temizlik, yüksek binalardan şov amaçlı ip inişleri, bungee jumping. Hepsini daha Yüksek İşler kurulmadan da DSM bünyesinde yapıyorduk. Ama bu kadar sık değildi tabii ki. Kullanılan ekipman ve teknikler de şu anda kullandığımız kadar ileri değildi. 2005 yılında Güneş Ergüden ve Bora Gürbüz bir karar aldılar ve tüm bu tecrübelerin bir şirket çatısında değerlendirilmesine ve kullanılmasına karar verdiler. Yıllardır aynı evleri paylaşan, aynı işleri yapan insanların bir araya gelmesi o kadar da zor olmuyor tabii ki. 2005’ten itibaren tüm iskelet ekip toplandı ve bugünlere kadar geldik.

Siz bireysel olarak katılmaya nasıl karar verdiniz? Bu işe girmeden önce neler yapıyordunuz, bu işe girmenize sizi iten ne oldu?
Çağlar: Akhan’ın da bahsettiği gibi zaten daha önceden bu tip işler yapıyorduk farklı amaçla kurulan bir şirkette. Zaten çok yakın arkadaş olduğumuz için Yüksek İşler’in kurulumundan bir süre sonra beraber çalışma kararı aldık. Şehrin yüksek noktalarında fotoğraf çekmek çok çekici geldi bana öncelikle. Fotoğraf  bir süredir vardı hayatımda, genelde kurumsal dergiler yayınlayan bir ajansta fotoğraf editörlüğü yapıyordum, sonrasında hayatım komple Yüksek İşler’e doğru kaydı.

Yüksek İşler olarak çok çeşitli hizmetler veriyorsunuz. Kısaca anlatabilir misiniz? En çok hangi işte çalışmayı seviyorsunuz?
Akhan: Ben en çok Bungee Jumping işlerinde çalışmayı seviyorum. Zaten Bungee departmanı sorumlusu benim bu yüzden. Bu güne kadar yaptığımız projelerden, Boğaziçi Köprüsü Aydınlatma Projesinde yer almak, en keyif aldığımız, severek yaptığımız projelerin başında yer alıyor.

Peki nedir bu ‘Yüksek İşler’ derseniz:İple Erişim Çözümleri: İskele, vinç veya yükselen platformlar gibi geleneksel erişim yöntemlerinin kullanılamadığı veya verimli olmadığı özel alanlarda tercih edilen bu erişim tekniğiyle alternatif çözümler sunuyoruz.  Uygulama dışında yüksekte düşüş riski içeren alanlarda emniyet sistemlerinin kurulumu, eğitim ve danışmanlık  sunduğumuz hizmetler arasında.
Rigging: Ses, ışık, görüntü sistemleri ve dekoratif malzemelerin sahne çatısına asılması ve sabitlenmesi işlerini güvenliği ön planda tutarak gerçekleştiriyoruz. Türkiye’ye gelen yabancı prodüksiyonların rigging hizmetlerinin büyük çoğunluğu tarafımızdan veriliyor.
Sıradışı Prodüksiyon Çözümleri: Organizasyonlar, çekimler ve tanıtımlarda çeşitli efekt sistemlerini kullanarak izleyici üzerindeki etkiyi artıran uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Uçuş efektleri, dublörlük, prodüksiyon destek hizmetleri, sunduğumuz çözümler arasında.   
Bungee Jumping: Festival ve organizasyonlarda mobil olarak sunduğumuz adrenalin dolu, elastik iple yüksek platformdan atlama aktivitesidir.
Yüksekte Güvenli Çalışma Eğitimleri: Yüksek İşler olarak iki yıldır çeşitli sektörlere, ihtiyaçlarına bağlı olarak “Yüksekte Güvenli Çalışma Eğitimleri” veriyoruz. Sonuçta dört yılı aşkın bir süredir ülkemizdeki en prestijli Yüksekte Çalışma işlerini gerçekleştiriyoruz ve bu birikimimizi paylaşmaya başladık. Eğitimlerimizin ana amacı, çalışanın çalışma ortamındaki riskleri fark edip uygun malzemeler kullanarak gerekli önlemleri almasıdır.

Ayrı ayrı ekipteki görevlerinizi anlatır mısınız? Herkesin ayrı bir işi mi var? Yoksa herkes her işi yapmakla mı yükümlü?
Çağlar: Hepimiz birer İple Erişim Teknisyeniyiz aslında. Fakat ekip olarak kendi içimizde ilgi alanlarımıza göre ayrılıyoruz. Akhan Bungee departmanından sorumlu iken ben Sıradışı Prodüksiyon Çözümleri departmanından sorumluyum. Sonuçta 5 ana iş kolumuz var ve bu işlerin tümünde ekipçe çalışıyoruz. İşle ilgili yazışmaları ve planlamayı o departmanın sorumlusu gerçekleştiriyor ve operasyonda ise süpervizörlük yapıyor.

Bu işi yapacağım dediğinizde etrafınızdaki insanların, ailenizin ve arkadaşlarınızın tepkisi ne oldu?
Akhan: Tehlikeli işler yapmama alıştılar aslında. Daha 19 yaşında dağlara gidiyordum. Yurtiçi ve yurtdışı onlarca tırmanışa katıldım. Bir süre sonra size güvenleri tam oluyor. Ya da öyleymiş gibi yapıyorlar.

Çağlar Bey, sitenizin ekip üyeleri tanıtımında sizin için “Yüksek İşler ekibinin en titiz ve düzenli üyesidir.” yazıyor. Niye özellikle size böyle diyorlar?
Çağlar: Genel anlamda düzenli biriyim aslında, iç içe yaşayan bir ekibiz ve gerek evde olsun gerek işlerde düzenli ve sistemli olmayı seviyorum. Arkadaşlarım da beni böyle değerlendiriyorlar, iş anlamında malzemelere olan özel merakımdan dolayı toplamak, düzenlemek, gerekli kontrol ve bakımları yapmak benim görevim.

Akhan Bey, siz de ofis hayatını terk edip yükseklere çıkma kararı almışsınız. Sizi ofis yaşantısından bu kadar iten ne oldu?
Akhan: Terk etmek değil aslında. “Hiç seçmemek” benimkisi. Çok keyifli, eğlenceli bir işiniz varsa ve bu işe okuduğunuz derslerden daha hakimseniz, seçimi ne yönde yapacağınız çok da zor olmuyor.

Bol adrenalinli bir işte çalışmak nasıl bir şey? Yoksa siz buna alıştınız, artık o heyecanı hissetmiyor musunuz?
Akhan: Heyecan her zaman var. Korku da var aslında. Bu olmalı zaten. Bu duygular sizin gözlerinizi açık tutan duygular. Ama panik yok. Titreme yok. Siz kendiniz ve kullandığınız ekipmanınızdan haberdarsanız, eminseniz gerisi tatlı bir heyecan sadece.

İşinizin en çok sevdiğiniz yanı nedir? En zor gelen ve en sevmediğiniz yanı nedir?
Çağlar: İşimizin en sevdiğimiz yönü şüphesiz yarı zamanlı bir iş olması, tam zamanlı bir iş hayatı aklımızın ucundan bile geçmiyor. Özellikle İstanbul gibi bir şehirde sabah trafik birbirine girmişken 120 metre yukarıda keyifle çalışıp şehri izlemek değişilmez bir duygu.

İşinizin riskleri çok büyük? Bu konuda başınıza gelen şeyler oluyor mu?
Çağlar: Yüksekte ve bir ipin ucunda olduğumuz için dışarıdan bakanlar bu işi çok riskli görüyorlar, aslında bu böyle değil. Kullandığımız malzemeler ve hazırladığımız sistemler bizim ağırlığımızın 30-40 katını taşıyabilecek güçteler. Geriye kalan en riskli noktalar ise bizim dikkatli olmamız ve dış etkenler. Ufak tefek kazalar yaşanıyor elbet ama bunların hiçbiri yüksekten yere düşme şeklinde olmadı bugüne kadar. Sahne üstleri çok riskli elektrik şoku açısından, yakın zamanda bir teknisyenimiz elektrik şokuna maruz kaldı ama yapıya bağlı olduğu için düştüğü halde ip sistemleri onun hayatını kurtardı.

Bu mesleğin olmazsa olmazları neler?
Akhan: Bilgi çok önemli bu işte. Dağcılık teknikleri sadece alt yapısını oluşturuyor kullanılan tekniklerin. Dünya’da bizim işlerimizle ilgili neler olup bitiyor, neler kullanılıyor, güvenlik şartnameleri nelerdir hepsine hakim olmak gerekiyor.

O kadar yüksekte çalışmak nasıl bir duygu? Arada bir işi bırakıp manzaraya takılmıyor musunuz?
Akhan: Manzaranın keyfini çıkarıyoruz tabii ki. Hakkını veriyoruz tabiri caizse. Aslında hakkımızı veriyoruz desek daha doğru olacak. Ama hiçbir zaman işimizi aksatacak şekilde değil.

Bundan sonra kariyerinizi hep bu alanda mı geliştireceksiniz? Yoksa başka işler de yapmayı düşünüyor musunuz?
Akhan: Yüksek İşler altında değişik projelerimiz var. Ama şimdilik saklı kalsın. Bunlardan başka Türkiye’de helikopterden bir bungee atlayışı yapmak istiyoruz. Buradan ilgililere ve sponsor olmak isteyenlere duyurulur. Biz hazırız.

Çağlar Bey siz müzik direktörlüğü ve fotoğraf editörlüğü de yapıyordunuz. Hala bu işlerinize de devam ediyor musunuz?
Fotoğraf vazgeçilmez bir olgu, çok değişik noktalarda çok değişik zamanlarda bulunuyoruz iş icabı ve o noktalarda fotoğraf çekmek çok büyük şans benim için. Editörlük işim halen devam etmiyor ama arşivim gittikçe büyüyor ve çeşitli talepler geldiğinde bunları karşılıyorum. Müzik de değişilmez başka bir şey elbette, son zamanlarda düzenli olarak DJ’lik yapmasam da özel partilerde ve değişik mekanlarda çalmayı çok seviyorum. Bu hobiyi asla bırakmayı düşünmüyorum. Çünkü aynı zamanda güncel müziği takip etmemi sağlıyor.

Bu hobi gibi mesleğinizden fırsat buldukça başka nelerle ilgileniyorsunuz?
Akhan: Üzüm ve şarapla ilgiliyiz. Füzyon yemeklere merak sardık bu aralar. Futbol oynamak, değişik coğrafyaları gezmek görmek de hobilerimiz arasında.
Çağlar: Doğayı çok seviyoruz ve sürekli fırsat buldukça daha sıcak noktalara kaçışlar düzenliyoruz şehirden. Klasik tatil anlayışımız yok elbette. Çadırımız ve müziğimizin olduğu her yer bizim için uygun. Ekibin büyük bölümü motosiklet kullanıyor, kaçışların bazıları motor ile oluyor. Tabii trafik olmayan bomboş yollara yöneliyoruz hep.