Tosav-Toplum Sağlığı Vakfı

Toplum Sağlığı VakfI; tarafsız; bağımsız; dil, din, ırk farkı gözetmeyen; insan haklarına saygılı; insan yaşamının eşit ve sağlıklı olmasının doğal bir hak olduğu inancına sahip her türlü dayanışma hizmeti içinde, koruyucu sağlık hizmetlerini vermeyi amaçlayan; üyelerinin çoğunluğu hekimlerden oluşan kamu yararına çalışan bir gönüllü yapılanmadır.

TOSAV’ın kurucu üyeleri olan bir grup hekim ve sağlıkçı mesleki yaşamları süresince ve daha sonra Vakfın kurulması çalışmaları bünyesinde 1997 yılında İstanbul Esenyurt bölgesinde yaptıkları küçük çaplı anketler sonucuna göre hep şu sorunla karşılaşmışlardır: Metropollere yığınla göç etmiş insanların sağlıksız yaşam koşullarıyla birlikte yetersiz koruyucu sağlık hizmetleri! (Söz konusu anket sonuçlarına göre bölgede yaşayan halkın % 51’inin kuyu suyu kullandığı, ailelerin % 54’ünün hiçbir sosyal güvencesinin olmadığı ve % 67’sini 5-10 kişilik kalabalık ailelerin oluşturduğu, 0-5 yaş arasındaki çocukların % 22’sinin eksik aşılı, % 25’inin ise hiç aşı olmamış olduğu saptanmıştır) Deprem, göç gibi olağandışı durumlarda da temel sağlık hizmetlerinin hızlı ve etkin oranda verilemediği gerçeği; çoğunluğu hekim olan bu gurubu bir şeyler yapma konusunda harekete geçirmiştir.

Bu nedenle bir araya gelen TOSAV kurucuları,

• sağlık hizmetlerine yeterince ulaşamayan ve alt yapı eksiklikleri nedeniyle risk altında olan gecekondu bölgelerinde birinci basamak koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmeti vermeye;
• Deprem, sel, göç, salgın hastalık gibi durumlarda acil ve koruyucu sağlık hizmeti sunmaya;
• Çevre sağlığı, bulaşıcı hastalıklardan korunma, aile planlaması vb konularda araştırma ve eğitim çalışmaları yapmaya;
• Özel sağlık alanlarında (AIDS, sokak çocukları gibi) ihtiyaç duyulduğunda hizmet sunmak amacıyla bağımsız, gönüllü bir hizmet örgütü kurmaya karar vermişlerdir.

1997 yılında vakfın kurulması amacıyla kollar sıvanmış, daha kuruluş aşamasında Esenyurt ilçesi Merkez mahallesinde birinci basamak sağlık hizmetleri verilmeye başlanmıştır.

Toplum Sağlığı Vakfı, çeşitli bürokratik işlemlerin uzamasıyla ancak 14.10.1998 tarihli mahkeme kararı, 08.01. 1999 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak resmen kurulmuştur.

20 kurucu üyesi olan Vakıf, başta Esenyurt bölgesi olmak üzere gezici sağlık ekipleri oluşturarak İkitelli AYAZMA, Arnavutköy BOĞAZKÖY, Beyoğlu TARLABAŞI, ALİBEYKÖY, NURTEPE bölgelerinde, birinci basamak sağlık hizmetleri, ilaç yardımı, gebe takipleri ve sağlık eğitimi vermeye başlamıştır. Bugün itibariyle halen Esenyurt ve Ayazma’da hizmetlerini sürdürmektedir.

TOSAV, ülkemizin göç alan önemli illerinden biri olan Adana’nın GÜLBAHÇE mahallesinde de Aralık 1998 tarihinden itibaren koruyucu sağlık hizmeti vermeye başlamıştır, halen bu çalışmalar sürmektedir.

Toplum Sağlığı Vakfı, 17 Ağustos Marmara depremi ile birlikte deprem bölgesinde 150 gönüllü sağlık çalışanıyla 40 gün; yine 12 Kasım Düzce depreminde 30 gün koruyucu sağlık hizmetleri vermiştir. Deprem sonrası gelişen psikolojik travmayı gidermek amacıyla Düzce ilinde 1 Aralık 1999’dan beri devam eden psikososyal destek çalışmalarını 7 Eylül 2000 tarihinden itibaren Düzce’de çalışan sivil organizasyonlara devir ederek sona erdirmiştir. Vakıf, Aralık 1999’da başlayan İstanbul Tarlabaşı bölgesinde sokakta çalışan çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerine katkı sunmak amacıyla yürüttüğü çalışmalarını Ocak 2001’e dek sürdürmüştür.

Halen aşı ile önlenebilir hastalıklardan çocukların öldüğü ülkemizde, aşılama ve daha birçok konuda halka sağlık eğitimleri verilmelidir. Vakfımız sağlık eğitimi konusunda çalışmalarını 2000 yılı başından itibaren daha sistematik hale getirmeye başlamış; bu amaçla, aile planlaması, aşılama, çocuk bakımı, beslenme, gebe eğitimi gibi konularda yetişkin sağlık eğitimi programı oluşturmuş ve uygulamaya başlamıştır.

Ülkemizin coğrafik ve sosyal koşulları gereği sağlık alanında gönüllü hizmet örgütlerine ihtiyacın devam edeceği, bu nedenle gönüllülük temelinde çalışma yapacak yapılanmaların geliştirilmesi gerektiği 1999’daki deprem sonrası bir kez daha kanıtlanmıştır.Vakfın yaklaşık 3 yıllık deneyimleri henüz yapılacak çok şeyin olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle ilke ve hedefler doğrultusunda Vakfa katkıda bulunmak isteyen kişilere Vakfın kapıları sonuna kadar açıktır.