Kariyer yolunda herkesin hedefi yukarı çıkmak olmak zorunda değil. Eğer sen de terfi etmeyi istemiyorsan, yalnız değilsin. Bu yazıda, neden böyle hissettiğini, bu tercihin arkasındaki nedenleri ve nasıl sağlıklı bir kariyer yolculuğu çıkarabileceğini ele aldık.
Sosyal çevren, iş arkadaşların veya patronların sana “Neden terfi etmek istemiyorsun?” diye soruyor olabilir. Hatta bazen seni garipsiyor, yanlış anlıyorlar. Ama şunu bilmelisin; terfi etmek, başarılı olmanın tek yolu değil. Başarı, senin hayatındaki denge, işinden aldığın tatmin ve yaptığın işin anlamıyla da ölçülür.
Yönetici pozisyonları daha fazla sorumluluk, stres ve zaman gerektirebilir. Eğer bunlar senin önceliklerinle uyuşmuyorsa, terfi etmek istememen tamamen normal ve mantıklı bir seçim.
Herkes terfi ister mi, istemeli mi?
Sana da öyle geliyor olabilir… Sanki başarılı olmak, bir üst pozisyona geçmekle eş anlamlı. Terfi etmek istemediğini söylediğinde insanlar şaşırıyor, hatta “Neden istemiyorsun ki?” gibi sorgulayıcı bakış atıyorlar; ama kariyer yalnızca yukarı çıkmakla tanımlanamaz. Asıl mesele, neyin senin için anlamlı olduğudur.
Terfi seni heyecanlandırmıyorsa bu, tembellik değil bilinçli bir tercihtir. Kendini bulunduğun pozisyonda güçlü hissediyor, yaptığın işi seviyor, derinleşmek istiyor olabilirsin. Bu da bir kariyer yoludur.
Yatay kariyer ilerlemesi nedir ve neden önemli?
Terfi etmek istememek, kariyerinde ilerlemek istemediğin anlamına gelmez. Aksine, birçok profesyonel yatay kariyer hareketleriyle uzmanlığını derinleştirir, farklı alanlarda tecrübe kazanır ve kendini geliştirir.
Yatay kariyer hareketi, aynı seviyede farklı bir pozisyona geçmek demektir. Bu sayede farklı yetenekler edinir, ufkunu genişletir ve iş hayatındaki değerini artırırsın. Ayrıca, böyle bir hareket iş yaşam dengen için de daha sağlıklı olabilir.
Yatay kariyer ilerlemesi, aynı seviyede ama farklı görev ya da alanlara geçerek gelişmeye devam etmendir. Örneğin; teknik bir rolde çalışıyorsun ve yönetici olmak yerine daha derinleşmek, uzmanlaşmak istiyorsun ya da farklı bir departmanda çalışarak yeni beceriler edinmek istiyorsun, fakat hiyerarşide yukarı çıkmayı hedeflemiyorsun.
“Hayır” demek kariyerini bitirmez
Terfi teklifini neden reddettiğini açıkça ifade etmek, profesyonel olmanın bir göstergesidir. Bu karar, senin kariyer yolculuğundaki bilinçli bir adımdır. Kendi ihtiyaçlarını, sınırlarını ve önceliklerini bilmen çok değerlidir.
Çevrendeki insanlar bu tercihini anlamayabilir, fakat unutma ki bu senin hayatın ve kariyerin. Başkalarının beklentileri değil, senin mutlu olduğun yol önemli.
Kurumların bu tercihe saygı göstermesi gerek
Artık birçok şirket, çalışanların sadece yukarı çıkmakla değil, yatay hareketlerle de gelişim gösterebileceğinin farkında. Uzmanlık alanlarında derinleşmek isteyen çalışanlar için kariyer yolları oluşturuluyor. Bu, hem çalışan bağlılığını artırıyor hem de kurumların farklı yetenekleri elde tutmasını sağlıyor.
Eğer kurumun böyle bir esnekliği desteklemiyorsa, belki de bu konuda senin için yeni fırsatlar aramanın zamanı gelmiştir.
Bu tercihi yaparken kendine şunu sor
- Şu anki işinden gerçekten tatmin oluyor musun?
- Yönetmekten çok üretmek mi seni mutlu ediyor?
- İş-yaşam dengesini kaybetmek istemiyor musun?
- Kendini bulunduğun rolde geliştirecek fırsatlar hâlâ var mı?
Bu sorulara verdiğin yanıtlar sana hangi yolu seçeceğini zaten gösterir.
Kendi kariyer pusulanı sen çiz
“Terfi etmek istemiyorum” demek bir zayıflık değil, güçlü bir öz-farkındalık göstergesidir. Herkesin hedefi farklıdır. Senin hedefin de daha çok sorumluluk almak değil, bulunduğun rolde derinleşmek, huzurla çalışmak, üretmeye devam etmek olabilir. Bu da saygı duyulması gereken bir seçim. Yukarı çıkmak zorunda değilsin. Bazen yerinde kalmak, seni daha ileriye götürür.
Kariyer hayatı senin seçimlerinle şekillenir ve önemli olan senin bu seçimlerden mutlu olmandır.
Kimi zaman bulunduğun yerde derinleşmek, yeni beceriler kazanmak ve işine tutkuyla bağlı kalmak, seni daha başarılı ve tatmin olmuş yapar. Bu da kariyer yolculuğunun eşsiz bir parçasıdır.