Günümüz iş dünyasında Z kuşağının kariyer tercihleri, geleneksel yönetim anlayışını sorgulatıyor. “Bilinçli yönetimsizlik” (conscious unbossing) olarak adlandırılan yeni eğilim; genç profesyonellerin orta düzey yöneticilik rollerinden özellikle uzak durmayı tercih etmesiyle dikkat çekiyor. Peki bu tercih, iş dünyasında köklü bir dönüşümün habercisi olabilir mi?
“Bilinçli Yönetimsizlik” (Conscious Unbossing) yaklaşımı, genç profesyonellerin neden yönetici koltuğunu pas geçtiğini anlamamıza yardımcı oluyor. Bu yeni yaklaşım, iş dünyasındaki liderlik anlayışını da kökten değiştirecek gibi. Nasıl mı?
Gençler, sadece bir koltuğa oturmak istemiyor
Z kuşağının iş hayatına dair beklentileri önceki kuşaklardan hayli farklı. Bu kuşağa dahil olanlar için “yönetici” unvanı pek de heyecan uyandırmıyor. Sadece bir koltukta oturmak değil; anlamlı bir iş yapmak, değer görmek ve kendine ait bir yaşam kurmak daha önemli görülüyor. İşte bu noktada, conscious unbossing yani “bilinçli yönetimsizlik” kavramı devreye giriyor.
Orta kademe yöneticilik = Sıkışmışlık hissi
Orta düzey yöneticilik pozisyonları, hem üst yönetimin taleplerini karşılamak hem de ekip üyelerinin motivasyonunu sağlamak gibi çift taraflı bir baskı içeriyor. Forbes’a göre Z kuşağının %52’si bu rollerden bilinçli olarak uzak duruyor. Neden mi? Çünkü bu pozisyonlar, yüksek stres, düşük tatmin ve sınırlı yaratıcılık fırsatları anlamına geliyor. Genç profesyoneller, kariyer yolculuğunda ilerlerken onları yoran bir role girmek istemiyor. Bu da çok anlaşılır bir tercih…
Araştırmalar, Z kuşağı profesyonellerinin %72’sinin insan yönetimindeki rolleri üstlenmektense bireysel uzmanlıklarını geliştirerek kariyerlerini ilerletmeyi tercih ettiğini gösteriyor.
Hiyerarşi değil, yatay yapı arıyorlar
Unvanlar, statüler ya da hiyerarşik yapılar artık o kadar da cazip gelmiyor. Yatay organizasyonlar, demokratik karar alma süreçleri ve esnek iş modelleri çok daha ilgi çekici bulunuyor. Bilinçli yönetimsizlik yaklaşımı da bunu savunuyor. Örneğin; takım lideri olabilirsin, ama bu bir ast-üst ilişkisi üzerinden değil, karşılıklı güven ve yetki devri üzerinden yürümeli.
Şirketlerin yeni liderlik anlayışına geçmesi önemli
Z kuşağının bu tavrı, şirketleri de dönüştürmeye başladı. İnsan kaynakları artık şu soruyu daha fazla soruyor: “Genç yetenekleri nasıl yöneticilik rolüne ikna edebiliriz?” Yanıt, klasik liderlik anlayışını terk etmekte yatıyor. Mentorluk fırsatları sunmak, mikro-yönetimden uzak durmak ve çalışanların kendi kararlarını alabilecekleri alanlar yaratmak, bu yeni dönemin olmazsa olmazları arasında.
Özetle;
Z kuşağı liderlikten tamamen uzaklaşmıyor; ama geleneksel hiyerarşik anlayışa mesafeli duruyor. Onlar için liderlik, otoriteyle değil; uzmanlık, iş birliği ve kişisel gelişimle anlam kazanıyor. Bu da bize gösteriyor ki artık liderliği reddetmekten değil, liderliği yeniden tanımlamaktan söz ediyoruz.
Kurumların bu yeni bakış açısını anlaması ve genç yeteneklerin beklenti ve değerlerine uygun ortamlar yaratması kritik önem taşıyor. Özellikle yaşlanan iş gücüyle birlikte düşünüldüğünde, bu dönüşümü bugünden başlatmak, uzun vadeli başarı için kaçınılmaz görünüyor.
Kaynak: Forbes