İyi geçmesi muhtemel bir mülakatın en önemli koşulu, o mülakata hazır olarak gitmektir. Mülakata gittiğiniz firma, başvurduğunuz pozisyon ve firmanın genel politikası hakkında ne kadar çok bilgi sahibi olursanız, o mülakata o kadar iyi hazırlanmışsınız demektir. İyi hazırlanmanın sonucu da, mülakatı yapan kişiyi o kadar etkileyebilmek ve firmanın başarısına yapacağınız katkıları o kadar iyi açıklayabilmek anlamına gelir. Unutmayın ki, genelde sorulmayan ama bütün mülakatların ana teması olan  Neden bu pozisyon için sizi alalım? sorusunun cevabını doğru vermek sizi yüzlerce kişinin önüne geçirebilir.

Öncelikle bilinmesi gereken kurallardan biri, mülakatı yapan kişiye her zaman tam anlamıyla güvenemeyeceğinizdir. Karşınızdaki kişinin, bu konuda yeterli eğitimi olmayabilir ya da yalnızca kötü bir gün geçiriyordur. Bir diğer ihtimal de baskı altında kaldığınızda nasıl davrandığınızı anlayabilmek için size yıldırıcı sorular soruyor olmasıdır. Önemli olan şu ki, bunları önceden kestiremezsiniz. Bu yüzden mülakatınızı yapan kişinin doğru soruları sormasını beklemeyin. Bunun yerine, kariyeriniz ve performansınızla ilgili önemli olduğuna inandığınız noktaları, size yöneltilen soruları cevaplarken doğru yerlerde karşınızdakine iletmeye çalışın. Bunu yapabilmek için de söylemeyi istediğiniz noktaları mülakata gitmeden önce kafanızda oluşturmanız size yarar sağlayacaktır.

Aşağıdaki muhtemel mülakat sorularına göz atın.

  • İşe başladıktan bir yıl sonra, size göre başarıya ulaşmış olmanın kriterleri nelerdir?

Bu soruyu yanıtlamak için, iş ilanında yazılı olan görevleri, istenilen kişisel özellikleri, firmanın amaçlarını ve hedeflerini iyice öğrenmiş olmanız gerekmektedir. Firmanın istenilen hedeflere ulaşmasında sizin ne gibi bir katkınız olabileceğini düşünün ve somut örnekler bulmaya çalışın. Mülakatı yapan kişi bu noktada sizin ne gibi işler yaptığınızı ve ne tip sorumluluklar üstlendiğinizi değil; gelecekte kendi firması için ne yapmayı planlayabileceğinizi öğrenmek istemektedir.

  • Ne kadar süre bu işte çalışmayı düşünüyorsunuz?

Kesin emin olmadığınız sürece, kendinizi belirli bir zaman sınırlaması içine sokmayın. Zaman belirtmek yerine, yapacağınız işi tam öğrenene, bu konuda yeterli tecrübe sahibi olana kadar çalışmak istediğinizi, sonrasında da firma içinde bir üst konuma terfi etmeyi umduğunuzu belirtin. Soruyu yanıtladıktan sonra, mülakatı yapan kişiye, onların sizle ne kadar çalışmayı düşündüğünü sorabilirsiniz.

  • Baskı ve stresin üstesinden gelebiliyor musunuz?

Unutmayın ki, çoğu kişi stres altında çalışabilirim yanıtını verecektir. Bu kişilerden farkınız sizin daha önceki işinizde stres altında bulunduğunuz bir durumda çıkardığınız başarılı bir işiniz olabilir. Sadece stres altında çalışırım yerine bunu kariyerinizdeki bir başarıyla örnekleyerek anlatmanız sizin için çok daha faydalı olacaktır.

  • Neden alanında eğitim görmeyi tercih ettiniz?

Eğitiminizi hangi alanda yapmayı tercih ettiğiniz ve niçin bu alanı seçtiğiniz muhtemel bir mülakat sorusudur. Yanıtınız sizi hedefleri olmayan ve karar almakta güçlük çeken bir kişi durumuna düşürebilir. Sizin bu soruya vermeniz gereken cevap, branşınızdan hoşlandığınız ve bunun sizin ilgi alanınız olduğu olmalıdır.

  • Sormak istediğiniz bir soru var mı?

Bu soruya sıklıkla verilen yanıt Hayır olmaktadır. Hayır, yanlış cevap olmakla kalmaz; firma hakkında bilgi alma fırsatınızı da kaçırmanıza neden olur. Aynı zamanda başvurduğunuz işe ve firmaya karşı hiçbir heyecan, istek veya ilgi içermeyen pasif bir tutuma da işaret eder. Oysa mülakatı yapan kişi, sizin işe olan ilginizi, yaratıcılığınızı ve hevesinizi, soracağınız sorularla değerlendirebilir.

  • Son işinizde en çok hoşunuza gitmeyen nokta neydi?

Bu sorunun amacı, müracaat ettiğiniz pozisyonun sizi tatmin edip etmeyeceğini anlamaktır. Eğer daha önceki işinizden memnun olmamışsanız, benzer bir durum söz konusu olduğunda, yine memnun olmayacaksınızdır. Bu soruyu yanıtlarken unutulmaması gereken nokta, eski iş arkadaşlarınızı, yöneticilerinizi ve firma politikasını eleştirmemenizdir. Bunun yerine üstlendiğiniz görevler konusundaki rahatsızlığınızı ve huzursuzluğunuzu örneklemeniz daha uygun olacaktır.

  • Bu işe başvurmanızda etkili olan nedenler nelerdi?

Bu noktada işin size kazandıracağı tecrübe, eğitim olanakları ve gelecekte kariyerinize olan katkılarından bahsetmek en doğrusu olur. Maaş, yurtdışında çalışabilme imkanı veya seyahat olanakları gibi tamamiyle kişisel çıkar sağlayabilecek noktalara değinmeyin.

Mülakattaki bir diğer noktada mülakatı yapan kişi ile sizin aranızdaki sözsüz iletişimdir. Siz kafanızda oluşturduğunuz cevapları vermeye hazırlanırken, mülakatı yapan kişi, sizin giyiniş tarzınızdan, oturuşunuzdan, gülüşünüzden ya da gergin bakışlarınızdan sizin hakkınızda belli düşüncelere sahip olmuştur bile..

California Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, mülakat performansı, %7 o an kullanılan cümlelere, %38 sesinizin tonlamasına ve %55 sözsüz iletişime dayanmaktadır. Örneğin başvurduğunuz şirketi takip ettiğinizi ve çizgisini beğendiğinizi söylerken hiç bir heyecan belirtisi içermeyen bir ifade ve ses tonu kullanırsanız, cümlenizdeki mesaj, karşı tarafa gerektiği gibi iletilemez. Bu nedenle gülümsemekten ve biraz enerjik olmaktan kaçınmayın.

Aşağıdaki, sözsüz iletişim süreci için önemli olan birkaç noktaya dikkat edin.

  • Tokalaşma:

Tokalaşma sözsüz iletişimin başlangıcını oluşturur ve mülakatı yapacak olan kişiyle ilk karşılaştığınız andır. Sağlam bir tokalaşma, sözsüz iletişimin ilk sınavının verilmesi anlamına gelir. Bu yüzden size uzatılan eli çekingen bir tavırla değil; kendinizden emin bir tavırla karşılayın.

  • Duruş

Dik durmaya özen gösterin. Kamburu çıkmış bir oturuş, karşınızdakine yorgun, tembel ve bakımsız itibarı verir. Oysa dik bir duruş, hem kendinizden emin olduğunuzun karşınızdakine iletimi hem de isteklilik ve hevesi ifade eder.

  • Göz teması

Mülakatı yapan kişi ile özellikle o konuşurken göz teması kurmaya dikkat edin. Bu sürekli bir bakış olmamalı; çünkü bu tip bir bakış sıkıntı ve gerginlik ifadesidir. Mülakatı yapan kişi sizinle konuşurken etrafa bakınmayın; çünkü konuşurken karşınızdaki ile göz temasından çekinip etrafa bakınmak hem özgüven eksikliğine hem de konu hakkında duyulan rahatsızlığa işarettir.

  • Mimikler

Mimikler diyalog sırasında genellikle bilinçsizce kullanılan sözsüz iletişim öğeleridir ve fazla kullanıldıklarında konuya olan ilgiyi ve dikkati dağıtabilirler. Konuşurken yüzünüzle, sandalyenizle veya saçınızla oynamamaya dikkat edin. Telefon ile konuştuğunuzda kendinizi aynadan seyretmeyi deneyin. Aynada yaptığınız mimikleri mülakat esnasında da yapmanız çok yüksek bir ihtimaldir.

Mülakata hazır olarak gitmek önemlidir; fakat ondan daha önemli ve şart olan söylemek istediklerinizi karşı tarafa nasıl ilettiğinizdir; çünkü sözsüz iletişim süreci boyunca iletilen mesajlar, çoğu zaman sözlü iletişim sürecinde kurulan cümlelerden daha etkilidir.