Mr. & Mrs. Brown’u Kaybettik çalışmasıyla Kristal Elma alan Ferm Creative Group, firmalara kurumsal kimlik çalışmalarından reklam filmlerine kadar pek çok alanda hizmet veriyor. Ajans Başkanı Hakan Kaleli şirketin çalışmalarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Ferm
Creative hangi alanda faaliyet gösteriyor?
Ferm 1998 yılında kuruldu ve kurulduğu günden itibaren sektöre yön veren ajanslardan biri olmak için çizgisini belirledi. Türkiye’nin inişli çıkışlı ekonomik ortamında bugüne kadar geldiği durumdan da son derece memnun. Ferm, firmalara kurumsal kimlik çalışmalarından reklam filmine kadar her konuda hizmet veriyor. Günümüzde kullanılan “Tam Hizmet Ajansı” cümlesini kullanmak sanırım Ferm Creative için çok doğru olacaktır.

Geçen yıl büyük bir başarı göstererek ödüller aldınız. Bu ödüllerden bahseder misiniz?
Reklamcılar Derneği’nin en son düzenlediği Kristal Elma Ödülleri’nden Global English Dil Okulu’na yapmış olduğumuz “Mr. & Mrs. Brown’u Kaybettik” adlı çalışmayla bir Kristal Elma ve bir de ilk defa verilen Seçici Kurul Özel Ödülü’nü aldık. Her reklamcının hayali Kristal Elma almaktır ve biz de yapmış olduğumuz çalışmaların meyvesini almaktan son derece mutlu olduk.

Daha çok hangi sektörden firmalarla çalışıyorsunuz?
Reklam ajansları her konuda faaliyet gösteren firmalara tanıtım yapmak için kurulmuşlardır ve sektör ayrımı yapamazlar. Biz de birçok sektörden firmalara hizmet veriyoruz. Şu anda hizmet verdiğimiz sektörlerden bazıları PVC Pencere Sistemleri, Eğitim, Bilişim, Telekomünikasyon, Barter, Gıda diye sıralayabiliriz.

Sektörün en önemli sorunu nedir?
Sektörün en önemli sorunlarından bir tanesi bence artık fabrikasyon sayılacak standart çalışmaların yapılması. Bir diğeri de güven… Ajansın başarılı kampanya yapabilmesi için öncelikle firmanın ajansa sonuna kadar güvenmesi gerekir. Reklamcılar işlerine müdahale edilmesini istemezler. Çünkü nasıl bir hasta doktora gittiğinde “ben o ilacı kullanmam” diyemiyorsa reklamda da mantık aynıdır. Müşteri de reklamcısının sunduğu çözüme güvenmek zorundadır. Müşteri tarafından kreatif alanına müdahale edilen iş zaten ajansın işi olmaktan çıkmıştır. Fakat müşteriler bunu kampanyanın başarısız olduğunu gördükten sonra anlıyorlar. Bu sorun bütün sektörün en önemli sorunudur.

Şirketinizi organizasyon yapısını anlatabilir misiniz? Hangi departmanlarınız var ve ne gibi görevler yürütüyorlar?
Ferm Creative, Stratejik Planlama, Müşteri İlişkileri, Yaratıcı Grup, Medya Planlama ve Medya Satın Alma birimlerinden oluşuyor. Ajans içinde 14 kişilik profesyonel ve işine aşık bir ekibimiz var ve her birisi kampanyanın yani çocuklarının büyümesi için gereken titizliği gösteriyorlar. Bir brief’in alınıp ajans içinde sindirildikten sonraki aşamalarda, Yaratıcı Grup eskiz çalışmalarından sonra kampanyanın gidiş sürecini belirliyor.

Uzun vadede şirket adına planlarınız nedir?
Türkiye’de uzun vadede reklam sektörüne yön veren ajanslardan biri haline gelmeyi hedefliyoruz. Bunun ilk sinyalini son Kristal Elma Reklam Ödülleri’nde aldığımız bir kristal elma ve bir de ilk defa verilen Seçici Kurul Özel Ödülü’yle göstermiş olduk.

Şirketinizde çalışacak adaylarda ne gibi özellikler arıyorsunuz?
Çok yönlü düşünebilen, takım çalışmasına uygun, kişilikli ve her şeyden önce ayakları yere basan kişilerle çalışmayı tercih ediyorum. Yaratıcı ruha sahip olmaları gerektiğini söylemiyorum bile çünkü reklamcılarda bu ruh olmazsa başarı da olmaz…

İnsan kaynakları süreci nasıl işliyor?
Gelen başvurular içinden öncelikle bir eleme yapılır ve yapılan elemeler sonucunda pozisyona uygun adaylarla bizzat kendim görüşürüm. Öncelikle iyi bir takım olmak gerekir. Bireysel yetenekleri bir çatıda birleştiremezseniz başarı gelmez. Onun için ajansa alınacak kişiler konusunda çok titiz davranıyorum.

Şu an üzerinde çalıştığınız ne gibi projeler var?
Şu anda Yelpen için yapmış olduğumuz kampanyayı yürütüyoruz. Bu kampanya kapsamında firmanın logosunun yenilenmesi, kurumsal kimlik çalışmaları, basın ve TV reklamlarının yanı sıra medya planlama ve satın alma hizmetleri veriyoruz. Bunun dışında yürüttüğümüz kampanyalar da önümüzde ki haftalarda yine mecralarda yerlerini alacaklar.

Ülkede yaşanan krizlerden etkilenen sektörlerin başında reklamcılık geliyor. Bunun nedenini neye bağlıyorsunuz?
Türkiye’de reklam maalesef çoğu zaman yanlış yapılıyor. Akıl ve mantık öncelikle şunu söyler değil mi: “kriz varsa satışlarınız düşmüştür ve reklama ihtiyaç duyarsınız”. Türkiye’de bunun tam tersi yapılıyor. Kriz var satışlar düştü reklamı da kesin. Bu mantık krizi daha da tetikliyor bence. Krizde reklama harcanan paranın boşa gittiğini düşünen o kadar fazla firma var ki bundan dolayı krizde ilk önce, harcamalar listesinden reklam harcamalarını kesiyorlar ve tabii ki bu da krizde ilk önce reklamcılık sektörünü etkiliyor. Aslında tecrübeler ve rakamlar bize şunu söylüyor; en fazla büyümeyi gerçekleştiren firmalar bu büyümeyi kriz dönemlerinde gerçekleştirmişlerdir.

Reklam sektörü ekonomik gelişmelerden ve Avrupa Birliği gelişmelerinden nasıl etkileniyor?
Bir önceki soruda cevapladığım gibi Türkiye’de ekonomi maalesef kaygan zemin üzerine oturmuş durumda ve ekonomiden de ilk önce reklam sektörü etkilendiği için Avrupa birliği sürecindeki gelişmelerden de tabi ki olumlu ya da olumsuz olarak fazlaca etkileniyor.