Telekom sektörünün lider firmalarından Oksijen, Telsim’le çalışmalarından sonra yurtdışına açılarak gelişmesini sürdürdü. 30’dan fazla ürünüyle telekom operatörlerine hizmet veren Oksijen, özel projeler de geliştiriyor.
Türkiye’de edindiği sağlam referanslardan sonra global bir telekom yazılım üreticisi olmayı hedefleyen Oksijen, yükselen Afrika, Orta Doğu, Balkanlar ve Orta Asya / Eski Sovyet Cumhuriyetleri pazarlarından sonra hala büyük bir pazar olan Batı Avrupa telekom pazarına odaklanmayı planlıyor. Oksijen ARGE Direktörü Dr.K. Murat Ekşioğlu, sektördeki yeni gelişmelerle ilgili olarak “Önümüzdeki birkaç sene, artan kapasiteyi maksimum kullanacak pek çok yenilikçi servisin sunulacağı, dolayısı ile özellikle entegre çalışan çoklu katma değerli servis platformlarına daha fazla talep olacağı bir dönem olacak” diyor.

Şirketinizin gelişim sürecinden bahseder misiniz? Şirketinizin sektör içindeki konumu nedir?
Oksijen 2000 yılında oldukça zor bir sektör olan telekom sektöründe kuruldu. İlk müşterisi Telsim’in telekom ürünleri anlamında pek çok ihtiyacını karşıladıktan sonra, iyice olgunlaşmış ürünleri ve sağlam referansı ile yurtdışına açıldı. Halen Afrika, Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya’da telekom operatörlerinde Oksijen’in ürettiği pek çok ürün kullanılıyor. Türkiye’de, sektöründe az sayıdaki şirketlerin öncülerinden birisi. Dünya telekom üreticileri anlamında en büyüklerden henüz değil ama adı en çok duyulanlardan biri. Bunu, girdiğimiz ihalelerde kısa listelerdeki diğer dünya devi üreticilerin yanında, Oksijen adını da görmemizden anlıyor ve gurur duyuyoruz. 5 yaşında bir telekom üreticisi olarak Oksijen’in oldukça iyi bir yerde olduğunu söyleyebiliriz.

İnsan Kaynakları politikanızdan bahseder misiniz?
Bizim tek üretim bandımız çalışanlarımız. Onlar yoksa yokuz, varsa varız. Bu açıdan çalışanlarımıza çok önem veriyoruz. Oldukça seçici bir süreçten sonra, Oksijen şirket kültürüne uyum sağlayabilecek adayları aramıza alıyoruz. Çalışanlarımızı sürekli iç eğitimlere tabi tutuyoruz. Kişisel gelişime çok önem veriyoruz, verdiğimiz eğitimlerin sadece o an çalışılan konular ile alakası olması gerekmiyor; bakış açısını genişleten her türlü eğitime çalışanlarımız katılabiliyor. Bilgiyi paylaşıyoruz, bu sayede kişisel gelişimler sürekli sağlanmış oluyor. Bu da mesleki tatmin anlamında, çalışanlarımızın Oksijen ortamında huzurlu ve üretken kalmalarına yardımcı oluyor.

Yeni projeleriniz, atılımlarınız neler?
30’dan fazla ürünümüz var. Ancak talep olduğunda operatörlerin kendilerine özel ihtiyaçlarına uygun ürünler geliştirmek amacıyla özel projeler üzerinde de çalışıyoruz. Yeni projelerimiz arasında konum temelli servislerle ilgili ürünler var ve çok yakında bu konu sektörde “sıcak konu” olacak. Sürekli yeni gelişmeleri takip ediyoruz, donanım anlamında, yazılım anlamında, teknoloji anlamında. Özellikle yazılım konusunda pek çok framework’ü takip ediyor ve kullanıyoruz, hatta bazılarına katkılarımız da oldu. Bu gelişmeler ile ürünlerimizi sürekli yeniliyor, iyileştiriyoruz.

Ekonomideki gelişmeler telekomünikasyon sektörünü nasıl etkiliyor?
Ekonomideki olumlu gelişmeler abonelerin daha çok harcama yapmasını sağlıyor, yani operatörler abone başına daha çok gelir elde edebiliyor. Tabii biz ikincil seviyede bu süreçten çok olumlu etkileniyoruz ve operatörlerden çok sayıda sipariş alıyoruz.

Sektördeki yeni teknolojilerden bahseder misiniz?
Yazılım temelli telekom ürünlerine odaklanırsak, konum temelli servisler ile ilgili teknolojiler, çoklu katma değerli servisler ile ilgili platform ve teknolojiler mevcut ortamda sıcak konular. Artık birbirinden bağımsız servisler yerine birbirini tamamlayan entegre servisler daha fazla pazar talebi oluşturmaya başladı. Bu konuda operatörler pek çok yeni servisler sunmaya başlayacaklar. Özellikle 3G altyapılarının artık iyice yaygınlaşması ile kapasite sorunu yüzünden ufku geniş, düşünülememiş pek çok yeni servis artık kullanıcıların karşısına çıkacak. Yani önümüzdeki birkaç sene, artan kapasiteyi maksimum kullanacak pek çok yenilikçi servisin sunulacağı, dolayısı ile özellikle entegre çalışan çoklu katma değerli servis platformlarına daha fazla talep olacağı bir dönem olacak.

Kimlerle çalışıyorsunuz? Ne tür hizmetler sunuyorsunuz? Hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz?
Telekom sektöründe yazılım temelli ürünler üretiyoruz. Bunlar, 80’li yıllarda özel donanım ve yazılım gerektiren platformların artık günümüzde ticari donanımlarla yer değiştirmiş olduğu, dolayısıyla fonksiyonel tüm yükün artık yazılıma yüklenmiş olduğu yeni tip telekom ürünleri. Örnek olarak IN (Intelligent Networks) ve uygulamaları (Ön Ödemeli -Prepaid- Sistemler, VPN, Caller Management, Missed Call Notification, Arayana Melodi Çalma vs), SMSC (SMS Center), MMSC (MMS Center), Konum Temelli Servis Platformları, Call Server / SoftSwitch, Sinyalleşme Geçitleri, Parlay Geçidi, Terminal Takip Sistemleri Altyapısı, VAS Servis Platformları, SMPP Geçidi gibi…
Ürünlerimiz UNIX üzerinde çalışıyor. Pek çok ürünümüz platform bağımsız olmasına rağmen, operatör ortamlarının temel sunucularını desteklemek amaçlı olarak UNIX devam etme kararımızı 2004’den beri uyguluyoruz. Veritabanı olarak Oracle kullanıyoruz, nadir olarak MySQL de kullanıyoruz. SS7 kartları anlamında SS8 Networks şirketinin ürünleri ile çalışıyoruz.

Sektörün en önemli sorunu sizce nedir?
Nitelikli insan kaynağı bizce en önemli sorunlardan biri. Çok klişe gibi geliyor belki bu eleştiri ama açıkçası yeni mezunların daha bilinçli, daha yönlendirilmiş olması çok daha yararlı olurdu. Mezun olana kadar kariyerini nasıl yönlendireceğini bilemeyen gençlerin, inandıkları değil buldukları ya da bulmaya çalıştıkları işe göre mesleki hayatlarını yönlendirmeleri bence çok üzücü.
Ayrıca özellikle Türkiye çerçevesinde bakıldığında çok büyük bir pazar olmasına rağmen, yerli ARGE şirketlerinin çok az pay alabilmesi de oldukça önemli bir sorun. Bu noktada yerli üreticilerin artık yeterince olgunlaşmış ürünlerine karşın özellikle operatörlerin bu noktalarda kendilerince belki risk olarak gördükleri için yerli üreticiden ürün veya hizmet almama eğilimi nedeni ile sektör büyüyemiyor. Bunun sonucu olarak da sektörümüzün asıl hedefi olan yurtdışı pazarlarda büyüme çabaları da olumsuz etkileniyor.

Şirketinizde kaç kişi çalışıyor?
Oksijen’de halen 75 kişi çalışıyor. Sene sonuna kadar 95 kişiye ulaşma hedefimiz var.

Şirketinizin organizasyon yapısını anlatabilir misiniz? Hangi departmanlarınız var? Ne gibi görevler yürütüyorlar?
Oksijen’de ARGE direktörlüğü 5 alt gruptan oluşuyor. Bu gruplar daha çok ürünlerin dikey olarak paylaşılarak üretildiği yazılım grupları. Ayrıca Test, Kurulum ve Destek Bölüm Müdürlüğümüz var ki burada yazılımlar test ediliyor, satış sonrası ürün kurulumları yapılıyor ve daha sonra 24 saat teknik destek veriliyor. Satış-Pazarlama Direktörüğü’müz; satış, pazarlama, ürün yönetimi, kurumsal ilişkiler, kalite yönetimi sorumluluklarını içeriyor. Ayrıca Muhasebe-Finans ve İdari İşler tek bir müdürlük olarak görevini yerine getiriyor.

Uzun vadede şirket adına planlarınız neler?
Global bir telekom yazılım üreticisi olmak. Yakın bölgemizde bu hedefe giderek yaklaşıyoruz. Şirket bilinirliğimiz önemli oranda arttı. Ciddi bir marka değerimiz oluşmaya başladı. Afrika, Orta Doğu, Balkanlar ve Orta Asya / Eski Sovyet Cumhuriyetleri gibi telekom anlamında yükselen yeni pazarlarda daha önceki satışlarımızın da oluşturduğu çok olumlu referanslar sayesinde ciddi ve güvenilir bir şirket imajı oluşturduk. Bundan sonraki aşamada pazar payını daha da attırmak ve devamında hala büyük bir pazar olan Batı Avrupa telekom pazarına odaklanmayı planlıyoruz.

Şirketinizin çalışacak adaylara sunduğu fırsatlar ve iş ortamını anlatır mısınız?
Şirketimizin adaylara sunduğu en önemli imkan Oksijen’de çalışma imkanı. Çok iddialı gibi görünse de, bunu yaşayanlar çok daha iyi anlayabilirler. Oksijen’de takım çalışması söz konusudur. Bireysel başarılar övgü ile karşılanır ama özellikle biz kişiler kadar beraber çalışan takımların performans ve verimlerine de bakarız. Oksijen bilgiye çok önem verir ve bilginin paylaşımı her şekilde sağlanır. Oksijen’in çalışma ortamı, telekom ve yazılım anlamında mesleğin doruk noktasına ulaşılacak bir sıcak çalışma ortamıdır. Bunun dışında tabi standart olarak, rekabetçi maaş, yemek, servis, sağlık sigortası, sürekli iç eğitim, dış eğitim, motivasyon ve vizyon paylaşım günlerine katılım, beraber spor aktiviteleri gibi imkanlar da sağlıyoruz.

İnsan Kaynakları departmanınızın işleyişinden bahseder misiniz? İşe alım, performans değerlendirme süreçleri nasıl işliyor?
İşe alım olarak genelde Kariyer.net imkanlarını kullanıyoruz. İşe alım sürecinde İnsan Kaynakları bölümümüz ilk görüşmesini yapıyor. Yine kişilik değerleri, önceki başarıları göz önüne alınıyor. Bu süreç geçilirse ilgili teknik sorumlular tarafından teknik görüşme yapılıyor. Bu noktada adaylara zaman zaman testler bile yapıyoruz, yazılım bilgilerini ölçmek için. En çok dikkat ettiğimiz konu analiz kabiliyeti. Belli bir soruna yaklaşımı sorguluyoruz. Sonuç tam doğru olmasa bile, analiz, sorgulama, kendi kendine yargılama ve çıkarım yapabilme becerilerine bakıyoruz. Performans değerlendirmeyi yılda bir kez yapıyoruz. Ama her 6 ayda bir genel değerlendirme, her 3 ayda bir de grup içinde değerlendirmeler yapıyoruz. En sevmediğimiz şey yetişmiş kaynak israfı. Bu açıdan geçici performans düşüklüğü söz konusu olan arkadaşlarımızı mutlaka istenen düzeye çekmek için yardımcı oluyoruz, sorunlarını dinliyor ve yönlendirmeye çalışıyoruz. Bizim tek üretim bandımız insan kaynağı. Bu açıdan bir fabrika ile karşılaştırınca bizim çalışanlarımıza verdiğimiz önem çok dikkat ettiğimiz bir konu. Böyle katılımcı ve beraberce şirketin hedeflerine taşıyıcı ve motive edici bir ortamı pek çok yerde pek kolay kolay bulamazsınız.

Kariyer.net’ten nasıl yararlanıyorsunuz?
İş ilanlarımızın tamamını Kariyer.net üzerinden oldukça hızlı çıkabiliyoruz. Bugüne kadar aldığımız verim oldukça iyi. Bazen verilen açık ön koşullara rağmen adayların dikkatsizce başvurmaları bizleri yoruyor ama bu noktada da Kariyer.net’den destek alıyoruz.