Performans tablon neden sürekli kırmızıda? Çalışan bağlılığı danışmanı Bertay Fişekçi, mükemmeliyetçilik tuzağının kariyerine nasıl zarar verebileceğini ve bu kısır döngüden çıkmanın yollarını anlatıyor.
Geçenlerde bir görüşmede, modern iş hayatının en yaygın paradokslarından birini tekrar gördüm. Sen, alanında son derece yetkin, gece gündüz demeden çalışan, işine tutkuyla bağlı bir profesyonelsin, ama bir sorun var: Performans takip tablon ne kadar çabalarsan çabala, sürekli ‘gecikmiş’ yani ‘kırmızı’ olarak işaretleniyor.
-Peki sen tembel misin?
-Hayır.
-Yetkin değil misin?
-Kesinlikle değilsin.
-O halde sorun ne?
Sorun, birçok başarılı profesyonelin gizli sabotajcısı olan “Mükemmeliyetçilik Tuzağı”.
%120’lik performans, %60’lık sonuç yaratabilir
Çoğu zaman bir işi “mükemmel” (%120) hale getirme arzusu taşıyorsun. Revizyon almaktan kaçınmak, her detayı kusursuzlaştırmak, olası tüm eleştirileri daha gelmeden bertaraf etmek istiyorsun. Kulağa ne kadar asil gelse de bu yaklaşımın gizli bir maliyeti var: Zaman.
Mükemmeli hedeflerken kaçırdığın teslim tarihleri, o %120’lik harika işi, yöneticinin veya müşterinin gözünde %60’lık bir “gecikmiş” işe dönüştürüyor. Sonuçta, zamanında teslim edilmeyen en parlak fikir bile değerini yitiriyor.
Bunun sana maliyeti ise daha da ağır: Sürekli bir “yetişememe” stresi, tükenmişlik ve en ironik olanı da “işini zamanında yapamayan” profesyonel imajı.
Kırmızıdan yeşile geçmenin 3 adımı
Peki bu kısır döngüden nasıl çıkabilirsin? Cevap, kaliteyi düşürmekte değil, zihniyetini değiştirmekte yatıyor.
“Gizli maliyet” analizi yap
Öncelikle dürüst bir yüzleşme gerekiyor. Son birkaç haftalık takvimine bak. Bir işin “mükemmel” olması için fazladan kaç saat harcadın? Bu gecikmelerin sana ve ekibine yarattığı stresi ve fırsat maliyetini düşün. Bu “gizli maliyeti” somutlaştırmak, değişimin ilk adımıdır.
%90 kuralını benimse
Bir işi, kendi kişisel standartlarına göre %120’ye getirmeye çalışmak yerine, %90 seviyesine ulaştığında teslim etme cesaretini göster. Unutma: Zamanında teslim edilmiş %90’lık ‘iyi’ bir iş, gecikmiş %120’lik ‘mükemmel’ bir işten neredeyse her zaman daha değerlidir. Bu, kaliteden ödün vermek değil, verimliliği önceliklendirmektir.
Geri bildirimi bir “tamamlama” aracı olarak gör
Bu, zihniyetindeki en büyük değişimdir. Yöneticinden veya müşterinden gelecek revizyonu bir başarısızlık veya eleştiri olarak görmeyi bırak. Bunu, işi %90’dan %100’e birlikte taşıyacağınız bir “iş birliği” adımı olarak kabul et. Bu yaklaşım, hem liderin işini kolaylaştırır hem de üzerindeki “her şeyi tek başıma mükemmel yapmalıyım” baskısını ortadan kaldırır.
Sonuç: Gerçek performans nedir?
Liderlikte ve profesyonel hayatta gerçek performans, kusursuz ve hatasız işler çıkarmak değildir. Gerçek performans, tutarlı bir şekilde “iyi ve zamanında” değer üretmek, geri bildirimle gelişime açık olmak ve en değerli kaynağın olan zamanı akıllıca yönetmektir.
Yöneticinin görevi, revizyon vermekten korkan bir ekip değil, taslaklarını güvenle paylaşan ve birlikte daha iyiye ulaşan bir kültür yaratmaktır.
Peki sen, bugün hangi işini %90 kuralıyla tamamlayıp, geri bildirimle geliştirme yolunu seçeceksin?