jimcDr. Jim Cain dünya çapında takım çalışması eğitimleri veren bir isim. Aslında makine mühendisi olan Cain şu anda yaptığı şeyi “Yapıdan çok insan ilişkileri inşa ediyorum” olarak tanımlıyor. Cain, İstanbul’da “Dünya Çocukları 2010” Projesi kapsamında 110 ülkeden çocuklarla takım çalışması adına pek çok aktivite gerçekleştirdi.Dünyada takım çalışması denilince ilk akla gelen isimlerden biri Dr. Jim Cain. Bu konuyla ilgili neler yapmıyor ki: Teamwork& Teamplay (Takım Çalışması ve Takım Yapılandırması)  şirketini kuran Dr. Jim Cain 36’dan fazla takım yapılandırma çalışmasının yaratıcısı. Cornell Üniversitesi iştirakı Takım Yapılandırması programının kıdemli danışmanı olarak görev yapıyor. Özellikle takım çalışması alanında yazdığı kitaplar onun bugün bu alanda dünya çapında bir isim olmasına da en büyük destek olmuş. “Takım Çalışması ve Takım Oyunu” adlı kitabı AEE (Deneysel Eğitim Topluluğu) tarafından verilen Karl Rohnke Yaratıcılık ödülünü almış. Yazarın diğer çalışmaları ise Rakun Çemberi Üzerine Kitap, Öğrenilebilinir An, Takım Yapılandırma Bilmecesi ve Temel Görevlileri Eğitim Çalışmaları. Jim Cain’in eğitimi ise mühendislik üzerine. Onun biri New York Rochester Üniversitesi’nden doktora olmak üzere makine mühendisliği alanında tam 4 derecesi var.  Kendi mesleğini de icra etmiş Cain. 15 yıl boyunca Eastman Kodak firmasında çalışmış. Ama Cain “Birşeyler inşaa etme konusunda bir tarlada geçirdiğim çocukluk yıllarımdan Eastman Kodak firmasındaki 15 yıllık kariyerime kadar uzanan bir geçmişim var. Bu günlerde yapı inşa etmekten çok ilişki inşa ediyorum.” diyor. İş dünyası da Cain’in takım çalışmalarından oldukça yararlanıyor. Çünkü Cain eleman yetiştirme uzmanı olarak serüvene dayalı  çalışma stratejileri  ve  deneysel öğrenme yöntemini kullanarak takım yapılandırmasından oluşturulmuş konular ve deneysel eğitimi ile ilgili kültür ve yöneticilik üzerine çalışmalar yapıyor.  Son on yılda, Jim Cain 47 eyalet ve 19 ülkede serüvene dayalı eğitim programları ve workshoplar düzenliyor. Pek çoğunuzun 14. İK Zirvesi’nden de hatırlayacağınız Cain geçtiğimiz hafta “Dünya Çocukları 2010” Projesi kapsamında yine İstanbul’daydı. Bizim de kendisiyle hem kariyeri hem de yeni proje hakkında konuşma fırsatımız oldu.

Takım çalışması hayatınıza nasıl girdi?
13 yaşındayken bir gençlik gelişim kampında kamp koçu yardımcısı olarak başladım. O zamandan beri gelişim ve liderlik ile hep içiçe oldum.

Bugün takım çalışması alanında dünya çapında bir isimsiniz. Kariyerinizde bu noktaya gelmek için neler yaptınız? Hangi alanlarda kendinizi geliştirdiniz?
Bir yılda birçok insanın ömür boyu okuduğu kitaptan daha fazla kitap okurum. Doktora tecrübemin bana kazandırdığı en önemli şey araştırma yapmak ve bir konuyu keşfedebilmektir. Son 12 yıldır bu konu benim için takım çalışması ve topluluk yapılandırma oldu. Şaşırtıcı bir şekilde başkalarına öğretirken kendim de bir hayli yeni şey öğrendim. Mesela geçtiğimiz hafta New York’ta 30 tane görme engelli öğrenci ile çalıştım. Bu 5 günlük deneyimleme sürecinde onlarla kurduğum bağ bana çok şey öğretti.
Teamwork& Teamplay şirketini ne zaman kurdunuz? Ne gibi hizmetler veriyorsunuz?
T&T’yi resmi olarak 1992 yılında kurdum. Şu ana kadar 19 farklı ülke ve 47 ABD eyaletinde çalışmalar yaptım ve seminerler verdim. Ödüllü kitaplar ve benzersiz takım çalışmalarının yanısıra insanlara hitap ettikleri kitlelere uygulayabilmeleri adına ‘’Eğiteni Eğitmek’’ temalı programlar sunuyorum.
Dünya Çocukları 2010 çerçevesinde ne gibi görevleriniz var? Bu proje hakkında neler düşünüyorsunuz?
Türkiye Basketbol Federasyonu’nu bugüne kadar hiç yapılmamış böyle bir projeyi tasarlayıp, hayata geçirdiği için yürekten kutlamak gerek. 110 ülkeden çocukları ve koçları Türkiye gibi medeniyetlerin buluştuğu bir yerde, bir basketbol kampında buluşturmak müthiş bir fikir. Bu kampın içeriğini hazırlarken sadece basketbolun düşünülmemesi, programın içine takım oyunları, İstanbul gezileri, eğlenceler ve maçların izlenmesi gibi renklerin katılması bu kampı bu çocuklar için unutulmaz kıldı. Bu projenin yöneticilerinden, arkadaşım ve meslektaşım Fahrettin Gözet benden proje çalışanları arasında topluluk yapılandırma çalışmaları yapmanın yanısıra, her grupla takım çalışmasını geliştirmek adına özel çalışmalar yapmamı, yeni takım oyunları hazırlamamı istedi. Tüm katılımcıların seveceği pek çok oyun hazırladım. Hem eğlendiler hem de öğrendiler. Dünyanın her yerinden gelen çocukları bir araya getirmek çok onurlu bir görev ve İstanbul bu süreci başlatmak için harika bir yer.
Dünya Çocukları 2010 projesi kapsamında yapacağınız çalışmalarla çocuklara neler kazandıracaksınız?
Ünlü bir söz şöyle der; ‘’Bir saatlik bir oyunda bir insan hakkında bir yılda konuşarak öğreneceğinizden çok daha fazla şey öğrenebilirsiniz’’. İstanbul’da olduğum süre boyunca sporcular ve katılımcılarla beraber oyun oynadıkları, beraber çalışmayı öğrendikleri ve sonuç olarak birbirlerini anlayıp takdir ettikleri bağlar kurup ilişkiler geliştirdik.
Takım çalışması ile ilgili 5 adet kitabınız var. Bunlar maceraya dayalı takım çalışması yazılarını içeriyorlar. Maceraya dayalı takım çalışması hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
Japonca’da macera kelimesi ‘’sonucu bilinmeyen aktivite’’ olarak karşılık bulur. Ben ise ‘’yoğun, derin sonucu olan aktivite’’ olarak yorumluyorum. Yazılarımın çoğu, ekiplerin aktif olarak beraber çalışmaları ve bu doğrultuda ilişkilerini, sonuç olarakta grup performanslarını güçlendirmeleri yönünde cesaretlendirir niteliktedir. Beraber çalıştığım mühendisler gibi genelde gruplar iş odaklı ama ilişki kuramaz nitelikte olurlar. Beklendiği gibi, işimi yaparken zamanımın büyük çoğunluğunu müşterilerimin çalışma ilişkilerini geliştirerek geçiriyorum.
Türk iş dünyası hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Türk insanı takım çalışmasına yatkın mı?
Arkadaşım Fahrettin Gözet’in bir konuşmamızda belirttiği gibi Türkiye, Doğu ve Batı arasında bu iki dünyayı sadece coğrafi olarak değil kültürel olarak da bir araya getiren eşşiz konumda bir ülke. Birçok ülkede olduğu gibi genel olarak Türkiye’de de işletmeler sürekli çalışanlarının bireysel performanslarını arttırmak için en iyi yöntemleri araştırıyor. Benim bu alanda edindiğim kişisel deneyimlerimde, işletmelerin takım ve topluluk yapılandırma çalışmaları ile içiçe olduklarında daha fazla gelişme gösterdiklerini destekler yönde.
Daha önce Türkiye’ye 2 kez geldim. İlki bir İK konferansında takım ruhu ve takım oyunları hakkında yetişkin yöneticilere eğitim vermek içindi. İkincisinde ise bir yaz gençlik kampında görev alacak 150 kişilik koç kadrosuna eğitim vermek içindi ve personel oryantasyonu sırasında kampta tam 8 gün geçirdim. Genç liderlerde gördüğüm coşku, yaratıcılık ve sorun çözme yeteneği beni çok etkiledi. Bu meslekte yaptığım en yüksek enerjili eğitimler arasında bunu en başlarda sayabilirim. Bu gençlerin yakın gelecekte Türk iş dünyasında yerlerini alacaklarını düşününce, Türkiye’nin yükselmeye devam eden bir ülke olacağını söylemek kehanet olmaz.
Takım çalışması iş dünyasında neden önemlidir?
Sonuç olarak temelinde paradan tasarruf eder. Ben başarının üç elementinden oluşan bir Venn şeması kullanıyorum. (İş, Büyüme ve İlişkiler) Birçok organizasyon elindeki işi idare
etmekte ve o işe katkıda bulunmakta etkilidir. Bazıları eğitim ve iş güçlerinin kapasitesini arttırmakla da içiçedir. Ancak iş güçleri ve müşterileri ile mükemmel ilişkiler yaratan ve bu ilişkileri koruyan organizasyonlar daha yüksek bir iş hayatı kalitesine, daha iyi personel geri dönüşüne ve daha yüksek verime sahip olurlar.
Firmalar takım çalışmalarında kendini yetersiz gören çalışanlarının takım kültürünü geliştirmek adına neler yapabilir?
Öncelikle, takım konseptini destekleyen bir organizasyon ise, çalışanlarını yaptıkları bireysel katkılar için değil bir takım olarak çalıştıkları için ödüllendirmeli. Daha sonra hiç şüphesiz ki personelini iletişim, yaratıcı problem çözme, karar alma, güven, liderlik ve gerekli daha birçok takım becerilerinde profesyonel bir şekilde eğitme yoluna gitmeli.
Kendinize vakit ayırdığınız zamanlarda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Evimde bir ahşap işçiliği atölyem var ve orada zamanımı mutlu bir şekilde ahşaptan birşeyler yaratarak geçiririm. Ayrıca, arkadaşlarımla beraber dağ bisikleti ve kayak aktiviteleri yaparak vakit geçirmeyi çok seviyorum.
İstanbul’da en çok neler hoşunuza gidiyor?
Hep öldüğümde İtalya gibi bir yere gideceğimi ve oranın benim için cennet olacağını düşünmüştüm. Ama sonra İstanbul’a geldim. Dünyanın en güzel yemekleri burada! Birçok batılının kafasında demode bir Türkiye imajı var. İstanbul’da bir hafta geçirmeliler. Bu bence sahip oldukları tüm kavramları ve anlayışı değiştirecektir.
İleriye yönelik hedefleriniz neler?
Henüz ziyaret etmediğim pek çok ülke var ve bunların hepsini keşfetmeyi umuyorum. Ayrıca şu anda bilgisayarımda yaklaşık bir düzine kitap projesi bulunuyor ve bunları yakın zamanda tamamlamak istiyorum. Ama hepsinin ötesinde birçok insan gibi bende ‘’sıradaki’’ yapacağım şeyi arıyorum. Henüz bulamadım ama aktif bir şekilde aramaktayım!