Sınav maratonunda kendinin ebeveyni olmak

“Neden bu kadar zorlanıyorum?” diye kendine soruyorsan, yalnız değilsin. Belki de artık başkalarının sesiyle değil, kendi şefkatli sesinle konuşma zamanı gelmiştir.
“Ben neden bu kadar zorlanıyorum?”

“Başkaları yapabiliyorsa, ben neden yapamıyorum?”

“Yetersizim galiba…”

Eğer zihninde bu cümleler yankılanıyorsa, yalnız değilsin. Bu his, bir yanlışlık değil; belki yılların birikimi. Belki çocukluğundan beri duyduğun sözlerin, beklentilerin, karşılaştırmaların, hatta sessiz bakışların bıraktığı izlerle şekillendi.

Ve bugün, bu sınav maratonunun ortasında, artık kendine başka bir sesle yaklaşma zamanı. Kendinin ebeveyni olma zamanı…

İç sesin nereden geliyor?

Hiç düşündün mü, kendinle konuşurken hangi sesle konuşuyorsun?

Bazen annenin endişeli sesi…

Bazen babanın yetersiz hissettiren tepkileri…

Bazen öğretmenin keskin cümleleri…

Belki de toplumu temsil eden o görünmez “başarılı olmak zorundasın” yankısı…

İç sesimiz çoğu zaman bize ait değildir; başkalarının bizde bıraktığı izlerin toplamıdır ve bu ses yaşamla kurduğumuz ilişkiyi etkiler.

Ama güzel haber şu: Bu sesi değiştirebiliriz. Şefkatli, kapsayıcı ve destekleyici bir sese dönüştürebiliriz.

Tıpkı sevgi dolu bir ebeveynin çocuğuna yaklaştığı gibi, kendine yaklaşarak.

Başarının tanımını yeniden yaz

Dikkatini çekti mi? Ne kadar da ‘Başarılar!’ vurgusu yapan bir toplumuz. İlkokulda sahneye çıkacak bir çocuğa bile ‘Başarılar!’ diyoruz. Kendini bulsun, ifade etsin belki de eğlensin diye sanat kurslarına gönderilen çocuklara bile ’Başarılar!’ diyoruz.

Halbuki bütün deneyimler için söylenecek tek bir şey olmalıydı: ‘Tadını çıkar.’

Öğrenmenin, gülmenin, eğlenmenin, zorlukların üstesinden gelmenin, çocukluğunun ya da büyümenin tadını çıkar…

Çevrenden ne kadar “yüksek net = başarılı insan” mesajı aldın, kim bilir…

Ama senin başarın sadece sayılara sığmaz. Bu süreçte göstermekte olduğun azim, yeniden denemek için ayağa kalkman, duygularınla baş etmeye çalışman…

İşte bunlar gerçek başarı.

Sen sadece bir öğrenci değil, aynı zamanda kendi iç mücadelesinin kahramanısın.

Kapsayıcı bir iç ses inşa et

Artık eski sesleri fark et ve yeni bir dil kur kendinle:

“Zorlanmam, öğrenemeyeceğim anlamına gelmez.”

“Benim hızım, benim yolum.”

“Kaygı duymak insan olmaktır. Bu beni eksik yapmaz.”

Kendine yumuşak davranmak zayıflık değil; iyileşmenin ilk adımıdır.

Ailenin ve çevrenin gölgesinden çık

Belki ailen başarıyı tek bir kalıpta tanımladı…

Belki öğretmenlerin sadece yüksek notlara odaklandı…

Belki sosyal çevren senin duygularını hiç sormadı…

Ama artık sen varsın. Kendi iç dünyana söz hakkı tanıyan, ihtiyaçlarını tanıyan biri olarak varsın.

Bu sınav sadece üniversiteye girmek için değil, kendi sesini bulmak için de bir fırsat olabilir.

Kendine alan aç

Bir ebeveyn nasıl çocuğuna dinlenme hakkı tanırsa, sen de kendine tanı.

Bedenin yorgun olduğunda dinlen.

Zihnin yorulduğunda yaz, çiz, konuş, ağla…

Duyguların sana yük değil; kendini anlaman için birer pusula ve sana yardımcı olmalarını istiyorsan, onlara var olmaları için alan aç…

Kendine yeni bir aile ol

Bazen insanlar büyür ama içindeki çocuk büyüyemez. Çünkü beklediği şefkati, anlayışı, güveni hiç alamamıştır.

Şimdi o çocuk senin içinde yaşıyor.

Ve en çok da senin şefkatine ihtiyacı var.

Kendinin ebeveyni olmak; kendi içinden bir ev kurmaktır. Güvende, anlaşılmış, sevilmiş ve biricik hissettiğin bir ev.

Bu sınav süreci gelip geçecek, ama senin kendinle kurduğun ilişki, hayatın boyunca seninle kalacak.

Ve inancım şu: Sen, bu ilişkinin en güzel, en işlevsel halini kurabilecek güce sahipsin. Unutma, her adımda kendine daha fazla güvenmeyi öğreniyorsun. Bu süreçte kendine olan inancını kaybetme.

Konuk Yazar: Ömer Gürel – Psikolojik Danışman

Loading spinner