Sınav kaygısını yenmek için otomatik pilottan çık!

Sınav tarihi yaklaştıkça içinden bir ses yükseliyor olabilir: “Yetişemeyeceğim… Unutacağım… Ya yapamazsam?” İşte tam bu noktada kendine şu soruyu sorman gerek: “Gerçekten ben mi konuşuyorum, yoksa otomatik pilota mı geçtim?”

Otomatik pilot ne demek?

Otomatik pilot, fark etmeden düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını hep aynı kalıplarla yürüttüğün zihin modu. Aynı cümleleri düşünüyorsun, aynı kaygıyı hissediyorsun, aynı tepkileri veriyorsun ve ne yazık ki bu modda kaldıkça sınav süreci sadece bir bilgi ölçümü değil, bir tehdit gibi algılanmaya başlıyor.

Aslında o tehdit duygusu sadece sınavdan değil; ailenin beklentileri, öğretmenlerinin sözleri, arkadaşlarının performansları ve toplumun başarıya yüklediği anlamdan da besleniyor. Tüm bunlar birleşip içindeki sesi şekillendiriyor: “Yetersizim… Daha çok çalışmalıyım… Geç kaldım…”

Ama dur! Bu sesin hepsi sana ait değil ve daha işlevsel sesler duyabilirsin. İşte bu yüzden şimdi, otomatik pilottan çıkma zamanı.

Zihnini fark et: Düşüncelerini gözlemle

Sabah kalktığında aklına ilk gelen düşünce ne oluyor? Derse oturduğunda hissettiğin şey ne? Bu sorularla düşüncelerini dışarıdan izlemeye başla. “Şu an ne hissediyorum?” demek bile otomatik pilota bir fren etkisi yapar.

Unutma: Düşündüğün her şey gerçek değil. Zihnin sana her söylediğine inanmak zorunda değilsin.

Kaygıya bir etiket koy

Sınav kaygısı aslında önemli bir şeyi gösteriyor: Sen bu sınavı önemsiyorsun. Kaygını bastırmak yerine anlamaya çalış: “Bu duygunun bana vermek istediği mesaj ne?”

Kaygıyı bir düşman değil, yolculuk arkadaşın gibi görmeyi dene.

Gününe küçük duraklar ekle, rutini kır, bilinçli davran

Her gün aynı saatlerde çalışıyorsan, bir günlüğüne farklı bir ortamı dene. Masanı sadeleştir. Çalışmaya başlamadan önce 2 dakika gözlerini kapat ve derin nefes al.

Sürekli çalışmak, kaygıyı azaltmaz. Aksine, bedenin ve zihnin hiç durmadığında kontrolü otomatik pilota bırakır. Bu yüzden gün içinde kısa molalar ver:

  • 5 dakikalık nefes egzersizi,
  • Sessizce camdan dışarı bakmak,
  • Sevdiğin bir şey yazmak…

Bu duraklar seni şimdiye getirir, odağını geri kazandırır.

Bilinçli ve farkında hareket etmek ve mindfulness egzersizleri kaygının kontrolünü azaltır. Otomatik pilottan çıktığında zihnin özgürleşir.

Kendi iç sesini sen seç

Belki yıllardır çevrenden gelen sesleri içselleştirdin. “Hep en iyisi olmalısın”, “Hatalar affedilmez” gibi kalıplar yer etti. Şimdi bu sesleri sorgulama zamanı. Yerlerine şunları koyabilirsin:

  • “Hata yapmak gelişimin parçası.”
  • “Her gün küçük adımlarla ilerliyorum.”
  • “Kontrolümde olanlara odaklanıyorum.”

Kaygı geldiğinde ne yapmalısın?

Derin bir nefes al. Oturduğun sandalyeyi hisset. Ayağını yere bastığını fark et. Aşağıdan yukarıya bütün bedenini fark et. Şu anda güvendesin.

Kaygıyı yaşamak kötü değil; ondan kaçmak seni yorar. Çünkü kaygıyı bastırmak değil, duymak gerekiyor. Kaygı, senden bir şey istiyor: güven hissi.

Son söz: Direksiyon senin elinde

Sınav maratonu boyunca otomatik pilot devreye girebilir, ama her an tekrar direksiyona geçebilirsin. Düşüncelerini fark ederek, duygularını kabul ederek ve en önemlisi kendine şefkatle yaklaşarak.

Kaygıyı bastırmak değil, onunla yürümeyi öğrenmek bu sürecin gerçek gücü. Unutma, sen sadece bir sınava değil, kendine doğru bir yolculuktasın ve bu yolculukta en çok ihtiyacın olan şey: senin kendine yaklaşımın.

Otomatik pilottan çıktığında; sadece sınav sürecine değil, hayatına da yeniden yön verirsin.

Unutma: Bu yol senin, bu direksiyon senin elinde ve sen ne zaman istersen, istediğin yöne sürme gücüne sahipsin.

Konuk Yazar: Ömer Gürel – Psikolojik Danışman

Loading spinner