Eğitim Uzmanı ve Rehberlik Ekipler Amiri Salim Ünsal, Kariyer.net’e özel bu yazısında, tercih dönemine damga vuran kontenjan düşüşünü yorumluyor. Sıralaman yeterli mi, tercihler nasıl şekillenmeli? Belirsizlikleri netleştirmene yardımcı olacak ipuçları burada!
Kontenjanlar ilk kez bu kadar düştü?
Kılavuz yayımlandı ve tercihlerin sisteme girişleri nihayet başladı. Bu yıl kılavuzun en büyük sürprizinin tercihin başlamasına iki gün kala yayımlanması olduğunu düşünüyorduk, ama özellikle kontenjanlarda bu boyutta bir hareketliliğe uzun yıllardır hiç rastlamamıştık. Ara ara kontenjanların bir yıldan diğer yıla azaldığına şahit olduk, ama hiç bu yıl kadar radikal bir azalma ile de karşılaşmadık.
Üniversite kontenjanları neden önemli?
Üniversite kontenjanları önemli; çünkü üniversiteye yerleşebilmen için sana özel bir yer ayrılması gerekiyor. O yer çoksa alternatifin de çok, şansın da fazla. Sana ayrılan koltuk, sıra, okul sayısı azaldığında ise işler hiç de istediğin beklediğin gibi gitmeyebilir.
Kolay yerleşmeyi beklerken işler biraz zora girdi!
Üniversite sınavlarının aslında eğitim modelimizin çıktılarını raporlayan bir öz denetim mekanizması olmadığını, asıl ve yegâne amacının senin ve seninle sınava giren akranlarının düzgün bir dağılım ile sıralanmasını sağlamak olduğunu önceki blog yazılarımda anlatmıştım. Aslında bir ölçüde bunu da başardı sınav. Ancak rezerve edeceğin, yerleşmek isteyeceğin üniversitelerin alacağı öğrenci sayısı değişince, daha net ifade ile azalınca bu düzgün dağılımın ve azalan rakiplerinin ortaya çıkardığı bahar havası da bir anda ortadan kayboldu.
Sistem veya sayılar değişince belirsizlikler artar
Sistemde bazen köklü değişim yaşandığında bazen de değişmese bile sunduğu çıktılar değiştiğinde tercih işlemleri kaotik bir sürece de dönüşebilir. Elindeki sıralamanın neye yetip neye yetmeyeceğini bilemiyorsan, bu belirsizlik iklimi son derece can sıkıcı bir hal alır.
Her şey her yıl sıfırdan başlar aslında!
Böyle zamanlarda ilk şoku atlattığında daha mantıklı düşünmeye daha rasyonel seçimlere yönelirsin. Kritik tercih dönemleri her zaman sen ve rakiplerin için yeni fırsatlar da doğurabilir. Böyle zamanlarda daha ayakları yere basan tercihler yapılır. Belki hayalini kurduğun bölüme yerleşme şansının azalmış olması seni hala üzüyor olabilir. Ancak tüm sürecin her yıl sıfırdan yeniden başladığını bilmelisin. Şu an tüm üniversitelerin puanları sıfır ve rakiplerinin listelerine hangi okulların gireceğini de henüz bilmiyoruz. Bildiğimiz eksilen 45 bin lisans ve 138 bin önlisans program kontenjanı ve geçen yıldan bu yıla tercih bildiriminde bulunacak aday sayısının 400 bin daha az olacak olması.
Her puan türü ayrı bir yazıyı hak ediyor
Bu blog serimiz için sadece tek yazı kaleme almayı planlamıştım ama her puan türü için ayrı ayrı değerlendirme yazmak kaçınılmaz oldu. Her bir puan türünü hem kontenjanlar hem de yerleşme şansın bakımından ele alacağım ve senin teknik olarak doğru tercihler yapmana biraz da olsa katkı sunmaya çalışacağım. İlk yapman gereken tercih yapacağın puan türüne ilişkin analiz ve değerlendirmelerime bir göz atmak. Sonrasında stratejini belirlemek.
Hemen oku: Kontenjanlardaki düşüşten en çok etkilenecek puan türü: Eşit ağırlık