Dr. Othmar Hill, global etkiye sahip bir İK öncüsü. Doğu Avrupa’nın en büyük İK danışmanlık şirketi HILL International toplam 21 ülkede 32 ofisle faaliyet gösteriyor. Geliştirmiş olduğu HILL Yeterlilik Analizini sürekli eklemelerle güncelliyor. Son olarak yönetim denetlemeleriyle ve bu denetlemenin bir parçası olan, liderlerin özelliklerini belirleyen bir testle gündeme gelen Hill, hümanistik yönetim ortamını yaygınlaştırmak için çalışıyor. Hill International’ın kurucusu ve CEO’su Dr. Othmar Hill’le,  Hill International ile nasıl İK’da uzmanlaştığını, ilgi alanlarını ve yaşamını konuştuk.


İşinizle ilgili en çok sevdiğiniz şey nedir?

İlk olarak; en önemli varoluşsal soruyu yanıtlamaya yardım ediyor olmak. O soru da şu: Ekonomik dünya içinde kendinizi veya organizasyonunuzu nerede konumlandıracaksınız? İkinci olarak da biz, kültürler arasında bir nevi çöpçatanlık ve iş birleştiricilik görevini yürütüyoruz. Bu da Avrupa’nın tek çatı altında birleşmesine destek sağlıyor.

İK alanında uzmanlaşmaya nasıl karar verdiniz? Çocukluğunuzdaki meraklarınız, ilgi alanlarınızda bunun işareti bulunuyor mu?

Psikolojiye kendimi bildim bileli ilgi duydum. Babam farklı insanlarla iletişim kurmayı severdi. Bu yüzden benim de insanlarla iletişim kurma ve onlarla çalışma isteğim uyandı diyebilirim. Beş yaşındayken Afrika’daki açlıkla ilgili bir televizyon programı izlemiştim. Şok oldum! Nasıl oluyordu da biz dünyanın o kısmındaki insanlara yiyecek göndermiyorduk? Bu his sanırım zaman içinde bir hizmet etme isteğine dönüştü. Psikolojik danışmanların da yapması gereken zaten budur.


İşiniz dışında bir hobiniz, bir merakınız var mı?

30 yıl önce “gezici seminer” diye bir şey icat ettim. Farklı yaşlarda, farklı sosyal statüye sahip insanlar bu seminirlerde bir organizasyon veya lider olmaksızın bir araya gelerek turistik olmayan bölgelere geziler yapıyordu. Bu grupta sadece bir psikolog bulunur, gerektiğinde pkiso-hijyenik grup çalışmaları gerçekleştirir. Ben bu seminerlerin yaklaşık 400 tanesine katıldım.


Eşinizle aynı zamanda iş ortağısınız. Bu durum işinizi ve kişisel yaşamınızı nasıl etkiliyor?

Özel yaşamı ve işle ilgili şeyleri çok kesin ve temiz bir şekilde birbirinden ayırmanız gerekiyor. İşle ilgili sorunları evde tartışmamalısınız. Ve gereksiz tartışmaları önlemek için her ay bir danışmana gitmelisiniz.


Son 20 yılda İK yönetimi nasıl değişti?

Birçok trend gördük: Grup dinamikleri, değerlendirme merkezleri, yetenek avcılığı ve şimdi de internetten işe alımdan sonra diyebilirim ki; artık kendi idelojinize tutunma zamanı. Bu ideoloji bizim için; hümanistik bir yönetim ikliminde yöneticiler ve uzmanlar için teste yönelik psikoloji çalışmaları. İnsan merkezli yaklaşımımız nedeniyle insanları kategorilere ayırmıyoruz, her insanın bireyliğini kabul edip ona göre davranıyoruz.


Birçok farklı ülkede faaliyet gösteriyorsunuz. Kültürel farklılıklar kurumlara ve yönetim tarzlarına nasıl yansıyor?

Her bölgenin mutlaka kültürel farklılıkları oluyor. Bu bölgenin insanlarına saygı duymalı ve onlara empatiyle yaklaşmalısınız. Kaynaşmanın ve birbirinden zevk almanın sırrı bu. Zaten 21. yüzyılın önümüze koyduğu en büyük zorluk, bu inanılmaz mesafelerle baş edebilmek.

Yaşamınızda sizi en çok şok eden şey ne oldu?

İlk eşimle kör bir kız çocuğuna sahip olduk. Bu gerçekten şok ediciydi. Şu an kızım 32 yaşında, özel bir radyo kanalında çalışıyor ve birçok insana radyodan ulaşarak umut ve nasihat veriyor. Hatta şu anda özel bir proje üzerinde çalışıyor: Hindistan Karela’daki bir yardım ve gelişim merkezi için telefonla bir CEO seçme kampanyası yürütüyor.


Türkiye’deki kurumsal yaşamla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Türk iş yaşamı aynı anda hem modern hem de hiyerarşik bir yapıya sahip. Gelecek için bu karışım hiç de kolay olmayacak. İnsanlar öğrenmeye hevesli, iş kafasına ve yüksek satış kabiliyetine sahip. Tüm bu özellikler çok pozitif!


Gelecek on yıl içinde İK yönetimindeki en önemli trendler sizce ne olacak?

İK yönetiminde en önemli konu, doğru üst yöneticileri seçmek ve yetenekleri tespit etmek olacak. İkinci olarak da uzak mesafelerde kültürlerarası liderlik ve yöneticilik tekniklerinin büyük önem kazanacağını söyleyebilirim.


Yönetim denetleme sistemini nasıl geliştirdiniz?

HILL yönetim analizi, tamamen yeni bir prosedür. Bir kişinin sadece ne kadar iyi yönetebileceğini değil, hangi çevreye yerleştirildiğinde en iyi sonuçları vereceğini de söylüyor. Bizim hazırladığımız test, şu an bir insanın ne tür bir yönetim tarzına öncelik verdiğini ve yönetimsel sorunlarla nasıl başa çıktığını ölçebilen tek test. İnternetten gerçekleştirilen online kısım, iki boyutlu bir modele dayanıyor: “sert” strateji ve “yumuşak” kişisel stil faktörleri. Üç farklı karar seviyeleri dikkate alınıyor. Çözülecek sorunlar günbegün ortaya çıkıyor ve altı farklı alanda sınıflandırılabiliyor. Bu şekilde gerçekçi karar süreçlerinin benzerleri oluşturuluyor ve yöneticilerin bu durumlar karşısında aldığı tavır, yanıt bazında belirleniyor. Yönetim Analizi, HILL Yetkinlik Analizi’nin bir modülü. Aynı zamanda kişilik, satış tarzı, yetkinlikler ve profesyonel ilgi alanları gibi beş ileri module daha sahip. Tüm bunlar birleşince kişiye dair bütünsel bir resim elde ediyoruz. Sistemi 1980’de geliştirmeye başladım. O günden bu yana güncellenip genişlemeyi sürdürüyor.


Büyük resme bakacak olursak, yönetim denetimi iş yaşamı için neden önemli?

Bunun yanıtı çok basit: Bir şirketin yaşayacağı başarının ve felaketlerin seviyesini belirliyor! Sonuç şu gibi soruların yanıtlarını veriyor: Kişinin yönetim becerileri ne derece gelişmiş? Kurumda nasıl konumlandırılmalı ve hangi çalışanlarla birlikteliği başarılı olur? Ne tür yönetim işlerini mükemmel bir şekilde yerine getiriyor? Ne tür çalışma alanlarından kaçınması daha iyi olur? Tüm bu sonuçlar, bir yönetim kurulu, genel müdür ve üst yönetim pozisyonları için seçim kararı ve tartışması için mükemmel bir zemin oluşturuyor. Bu denetimler aynı zamanda yöneticilerin kendisi için de daha sonraki kariyer hedeflerini belirlerken yol gösterici bir niteliğe sahip. Bunun ötesinde, prosedür aynı zamanda dah alat kademelerdeki liderlerin direkt olarak tespit edilmesi ve terfi yolunun açılması için ideal bir araç.


Bu testi kendinize de uygulamışsınızdır mutlaka; siz ne tür bir lidersiniz?

Ben göçebe bir liderim: az sayıda ama etkili yönetim tekniklerim var. Duyugusal ve kültürlerarası iletişim becerileri alanında geniş bir yelpazeye sahibim.

Başarılı bir lider ve iş adamı olarak başarınızın anahtarını nasıl tarif edersiniz?

İnsanlara yaklaşmak ve onlara, hareket edebilecekleri özgürlüğü tanımak.

Türk İK profesyonellerine ne tavsiye edersiniz?

Kariyer planlamaya daha fazla yatırım yapın derim. Ve kendinizi modern takım oyunu konusunda daha fazla eğitin.

 

::::::::::::::KISA KISA:::::::::::::::::

Son okuduğunuz kitap?

Gates: Der Gastronaut

En son izlediğiniz film?

No Country for Old Men

En sevdiğiniz müzisyen?

Tom Waits

Yemek tarzı?

Wok-Asya

Seyahat rotası?

İtalya

Sevdiğiniz dergi?

REVUE Postheroic Management

Web sitesi?

Brand1