Son zamanlarda yaşadığımız psikolojik çalkantılar, durum değişiklikleri, yeni normale alışma süreci derken; iş hayatına adaptasyon ve kaliteli iş çıkarabilme konularında oldukça zorluk çekiyoruz. Bu aşamada yapmamız gereken, tüm yaşananları olduğu gibi kabullenmek ve bu süreci yeni bir başlangıç olarak kabul edebilmek. Peki, ama nasıl?

Yeni başlangıçların her zaman iyi olacağını düşünmek, bize iyi gelebilir. Bir düşünelim o hislerimizi… Okulun ilk günü, iş hayatının ilk günü, yeni unvanlar, yeni başarılar, yeni görevler, yeni şirketler gibi gibi liste uzayıp gidebilir; ama hisler aslında hep ortaktır. Heyecan verici, ilgi çekici, mutlu, refah ve birazcık korku…Tüm bu duyguların birleşimi özünde iyi hissettirir. Buradaki tek negatif his korkudur. Değişmekten korkmak, konfor alanından uzaklaşmak bizleri biraz tedirgin edebilir.

Peki, bu korkulardan sıyrılarak kazanmamız gereken davranış değişiklikleri nelerdir?

Değişime ve gelişime açık olmak

Evet, eski köye yeni adetler geldi. Artık öğrendiğimiz, başarabildiğimiz her şeyin bir son kullanma tarihi olduğunu kabullenmek ve kendimizi değişimin rüzgarına bırakmak zorundayız. Bu süreçte sürekli takipte olup, kendimizi değişen tüm süreç ve koşullara adapte etmeli ve kendimizi sürekli geliştirmeliyiz. Yeni şeyler keşfetmeliyiz. Bu durum bizlerin ufkunu açacak ve bizi sonraki seviyelerde başarıya ulaştıracaktır.

Maksimum odaklanmayı öğrenmek

Konsantre olamamak, özellikle bu süreçte her birimizin bolca karşılaştığı sorunlardan biri. Odaklanamamanın asıl sebepleri gideceğimiz yolu bilememek, amaçsız olmak, ilgisizlik, isteksizlik, aşırı stres veya iş yükü, zaman yönetimi gibi başlıklardan kaynaklanabilir. Odaklanmayı sağlayabilmek için lütfen kendimizi dinlemeyi deneyelim… Gitmek istediğimiz hedefi, yol haritamızı ve en önemlisi irademizi cebimize koyalım ve bunları yaparken zaman çalıcılarımızı, duygusal boşluklarımızı, stres ve kaygılarımızı kapının dışarısında bırakalım. Odaklanmak için önce konsantre ve istekli olmamız gerekir. Sonrasında da neyi, nasıl, neden ve ne zaman yapacağımızı bilmemiz gerekir. Odaklanabilmek için yazarak çalışmayı önerebilirim. Yazarak çalışmak; beynimizi rahatlatır, zor ve karmaşık durumları basitleştirebilmemizi sağlar.  Bu sayede çok daha odaklı çalışabilmeyi başarabiliriz.

Farklı yapmayı deneyimlemek

Günlük rutinde yaptığımız işleri belli bir zaman sonra ezbere ve daha kısa sürede yaptığımızı fark ederiz. Bu iyi gibi görünse de aslında bizim yaratıcılığımızı, hayal gücümüzü körelten ve kısa zaman içerisinde yaptıklarımızdan tatmin olmamamıza neden olan bir düşman gibidir. Bunun adı “Monotonluk”tur ve monotonluk insanın en büyük düşmanıdır.

Yeteneklerimizi geliştirmek, yaptığımız işte daha da derinleşebilmek, terfi edebilmek, güncel kalabilmek için farklılaşmayı denemeliyiz. Unutmayalım, 2+2=4 olabilir; ama 3+1’de 4 edebilir. Hatta kendimizi 4’le sınırlandırmamalıyız. Neden işimizin hedefi 4 ise biz o işi geliştirebilmek adına kendi hedefimizi 7 yapmıyoruz? Farklı olmak değerli olmayı beraberinde getirecektir.

Pozitif düşünebilmek

“Pozitif düşünmek” içerisinde olabildiğince negatifliğin bulunmadığı bir düşünce tarzıdır diyebiliriz. Mahatma Gandi’nin güzel bir sözü vardır: “Kişi düşüncelerinin ürünüdür. Ne düşünürse o olur.”  Düşüncelerimizin enerjimize, iş yapma potansiyelimize hatta hevesimize bile ulaşma yeteneği vardır. O yüzden bir işi yapabileceğimize inanırsak, o işi yapabiliriz. Fakat kendimize güvenmezsek, yeterliliklerimize inanmazsak üzgünüm, o işi başaramayacağız. Çünkü zaten sınırımızı başkasına gerek kalmadan çizmiş oluyoruz.

Lütfen kendimize güvenmekten korkmayalım, bardağın dolu tarafına odaklanmaktan çekinmeyelim ve bardağı daha da doldurmaya odaklanalım. Bu sayede problemleri çok daha rahatlıkla aşabilecek ve krizi fırsata çevirmenin yolunu bulabileceğiz. Ayrıca günün sonunda başarmanın tadını yine bizim çıkaracağımızı da unutmamak gerek!

Yeni bir başlangıç için “Pazartesi” yi beklemeye değil, kendimizi değiştirmeye ihtiyacımız var.

Konuk Yazar: Gizem Topsakal Acet/İnsan Kaynakları Yöneticisi

Yazara ait diğer yazıları okumak için buraya tıklayabilirsin.