Kendinizi biraz anlatabilir misiniz? Pastacılığı meslek edinmeye nasıl karar verdiniz?

Galatasaray Lisesi mezunuyum, daha sonra Amerika Georgetown Üniversite’nde Uluslararası İlişkiler okudum. Bir dönem New York’ta müzayede stajı yaptım, yani bu da eğitimimden farklı bir alandı. Türkiye’ye dönmeden önce çok sevdiğim ama hep hobi olarak gördüğüm yemek ve pastacılık üzerine Paris Gordon Bleu’de üç aylık bir kursa devam ettim. Bu üç ayım çok zevkli geçti. Sabah sekizden akşam sekize kadar pasta yapmakla uğraştım. Ellerim sürekli tereyağı kokuyordu… En güzeli de etrafımdaki herkesin aynı heyecanı paylaşıyor olmasıydı. Ama yemek pişirmeyi hala hobi olarak görüyordum. Tükiye’ye döndükten sonra reklam ve eğitim alanlarında çalıştım ama iki işte de hiç mutlu olamadım. Vaktimi ve enerjimi çok fazla tüketiyordu ve sabah kalktığımda işime giderken mutlu hissetmiyordum. Bu durumda beni en çok ne heyecanlandırıyor diye düşündüm ve cevap yemekti. Ancak yemeği iş haline getirdiğinizde yapacağınız şeyler çok da fazla değil. Ya bir restoran, ya bir cafe açacaksınız. Belki bunu daha da ileri götürüp bir catering şirketi kuracaksınız. Ben pastayı tercih ettim.

Neden sadece pasta konusunda uzmanlaşmayı seçtiniz?

Çünkü ben tatlıyı çok seviyorum. Bir restorana gittiğimde önce tatlıya bakıyorum ve yiyeceğim yemeğe daha sonra karar veriyorum. Bence insanlar ikiye ayrılıyor: tatlıya düşkün olanlar ve olmayanlar… Mesela beni yemeğe eve çağırdınız, yemek çok güzel ama tatlı iyi değil… O zaman benim için o yemek “eh” olur. Ama yemek orta güzellikteyse ve tatlı çok iyiyse benim için harika olur. İşte bu yüzden düşündüm taşındım ve tatlıya karar verdim. Bir de etrafıma baktım, hala beş yaşında yediğimiz pastaları yiyoruz. Çikolatalı, içi krokanlı, üstünde bir gül, bir kurbağa kafası, yazı falan yazarlar… Bu böyle olmamalı diye düşündüm. Ve karar verdim ki ben bu pasta işine gireceğim. O noktada da araştırmaya başladım ve pasta dekorasyonu işinde ilerlemem gerektiğini anladım. Bunun üzerine tekrar Amerika’ya gittim ve Chicago’da sadece pasta dekorasyonu üzerine bir eğitim aldım. Türkiye’ye döndüğümde tüm fizibilite hazırlanmıştı.

Bir işten para kazanmayı planladığınızda işletmecilik de devreye giriyor. Bu konuyla nasıl başa çıktınız?

O sıralar bir arkadaşım bir mali danışmanlık şirketinde çalışıyordu ve o bana çok yardım etti. Ben Uluslararası İlişkiler okudum ve işletme dersi almadım. Temelde bir fikrim vardı ama pratiğe uygulayazdım. Bu benim için bambaşka bir dildi. Benim derdim pasta yapıp, satıp para kazanmaktı. Ama işte bu kadar basit değil. Pastanın maliyetini hesaplayacaksın, üzerine elektrik, su kira gibi masraflarını ekleyeceksin, karını koyacaksın vs. Geçen sene 2002 Ekim ayında Bebek şubesini Pazartesi günü açtık. Bir gün önce, Pazar günü benim yeni boyanmış olan duvarım kabarmıştı, yazar kasam çalışmıyordu. Elektronik tartım ve klimam bozulmuştu. Olabilecek her aksilik oldu diyebilirim. Ama benim mağazacılık işinde bir arkadaşım var, o bana bunların çok normal olduğunu söyledi. “Bunlar olmasa anla ki bir gariplik olacak. Merak etme, açılışın birinci haftasında her şey yoluna girmiş olacak” dedi. Gerçekten de öyle oldu. Benim şimdi Kavacık’ta ve Bebek’te iki dükkanım var, üçüncüsünü açtığımda artık başıma gelebilecek her şeyi biliyorum. Neyin gerekli olduğunu, neyin gereksiz olduğunu öğrendim. Bu süreçte bambaşka bir iş öğrendim diyebilirim. Ben master yapmadım, ki bizim jenerasyonda artık master’sız hiç insan kalmadı. Ama benim master’ım da bu pasta okuluydu ve ben bu işi meslek olarak seçtim. İşi kurduğumuz ilk sene zaten başlı başına bir eğitimdi. Düşüyorsunuz, kalkıyorsunuz, kazık yiyorsunuz ve her şeyi öğreniyorsunuz. Kitapta okumakla olmuyor, yaşamak gerekiyor.

Sizce neden neredeyse tüm gençler üniversitede okudukları alanın dışında çalışmayı hayal ediyor?

Üniversite artık bizim jenerasyonda bir meslek edindirmiyor. Hukuk veya tıp okursanız tamam ama ekonomi, politika, psikoloji, sosyoloji gibi sosyal alanlarda durum çok farklı. Bunların hepsi lise eğitimimizin, o zamana kadar aileden ve okuldan öğrendiklerimizin yerine oturması oluyor. Biraz formülümüz oturuyor, şekil alıyoruz. Ve çoğu genç de gerçek bin meslek edinmek için master yapmayı tercih ediyor.

Peki politika konusundaki eğitiminiz boşa gitti diye üzüldüğünüz oluyor mu?

Bunu bana arkadaşlarım da soruyor. Georgetown Amerika’nın en iyi politika okulu, politikayla gerçekten ilgilenen birçok insan senin yerinde olmak istiyor. Sen bu diplomayı kenara koydun diyorlar. Ama ben orada öğrendiğim her şeyden çok büyük zevk aldım, bir bakış açısı kazandım. O yüzden asla üzülmüyorum. Bu benim için çok güzel bir temel eğitim, genel kültür oldu.

Pastacılıktan sonra başka bir iş yapmak istiyor musunuz?

Ben bizim jenerasyonumuzda kimsenin hayatını tek bir işle geçireceğini düşünmüyorum. Ben de ömrüm boyunca pastacılık yapamayacağımı biliyorum. İşimden çok keyif alıyorum, hala yapmak istediğim birçok şey var. Ama on beş sene sonra pastacılıkta kendinizi nerede görüyorsunuz derseniz buna ne cevap veririm bilmiyorum. Mutluyum, onu biliyorum ve sıkıldığım zaman yaratıcılığımın, motivasyonumun azalacağını biliyorum. Çok isyan ettiğim oluyor ama onlar her işte olacak şeyler. Yeni bir girişim olabilir mi? Tabii olabilir. Mesela pastacılıkla birlikte götürebileceğim bir şey olursa onu da yapabilirim. Mesela bu iş artık oturduğunda, yerimi bırakabileceğim başka birini bulduğumda ben de başka bir alana geçebilirim.

Yerinizi bırakmak deyince… Bir kursla bilgilerinizi öğretmek istemez misiniz?

Türkiye’de pasta için bir okul yok, Bolu’da bir aşçılık okulu var ama burada da unlu mamuller ustası yetişiyor. Bu yönden bir eğitim eksikliği olduğu doğru. Ayrıca bu mesleğin dışında olup hobi olarak ilgilenen insanlar da çok fazla. Mesela ben çok telefon alıyorum, bir kurs düzenlemeyi düşünüyor musunuz? diye soruyorlar. Şu ana kadar öyle bir şey yapmadım ama belki ileride yapmayı düşünebilirim. Bir de gerçekten pasta ustası olup da mesela Konya’dan, Edirne’den arayanlar oluyor. Sizin yanınızda çalışıp öğrenmek istiyoruz diyorlar. Bu gibi istekler beni çok sevindiriyor. Mesela Yeditepe Üniversitesi’nde bir gastronomi okulu açıldı, burada dört yıl boyunca harika bir eğitim veriliyor. Klasik müzik eğitiminden teknik resim dersine kadar yeteneklerini geliştirebileceklerine yardımcı olabilecek her türlü eğitimden geçiyorlar. Çünkü kim ne derse desin, yemek kesinlikle bir sanat.