Sezen Aksu’dan Ajda Pekkan’a, Kenan Doğulu’dan Tarkan’a kadar pek çok sanatçıya vokal ve vokal koçluğu yapan, TV dizilerinden de aşina olduğumuz Cihan Okan, müzik kariyerinin 30. yılında büyük bir başarıya daha imza atıyor. Kişiliği, müzik bilgisi ve ses rengiyle dikkati çeken sanatçının uzun zamandır beklenen albümü müzikseverlerden tam not aldı.

Hemen hemen Türkiye’deki tüm sanatçılarla aynı sahneyi paylaşan, 2010’un Ocak ayında kendi adını taşıyan ilk albümünü müzikseverlere sunan Cihan Okan, Sezen Aksu gibi usta sanatçıların vokalisti, perküsyoncu ve vokal koçu olarak tanınıyordu. 30 yıllık müzik kariyerinde birçok başarılı projede yer aldı. Aynı zamanda Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu’nun solisti olarak da görev yapıyor.
Garanti Bankası, Şekerbank, Arçelik ve Eti gibi firmalarının reklam filmlerini seslendiren; Yaban Gülü, Savcının Karısı, Kabuslar Evi, Duvar ve Nehir gibi TV dizilerinde oyunculuk deneyimi olan Cihan Okan, Estağfurullah Yokuşu ve Delikanlı dizilerinin de müziklerine imza atmış. Cihan Okan’nın müzik tutkusu çok küçük yaşlarda başlamış. Müziğe meraklı bir aileden gelen Cihan Okan, 1959’da Akhisar’da doğmuş. Düğünlerde org çalarak profesyonel müzik hayatına adım atmış. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Keman Bölümü’ne girmiş. Üniversite yıllarında Orhan Gencebay, Neşe Karaböcek, Atilla Özdemiroğlu, Sibel Egemen ve Leman Sam gibi usta isimlerle çalışmaya başlamış. Ancak Sezen Aksu ile tanışması kariyerinde dönüm noktası olmuş.
“Akustik ağırlıklı, 10 sene sonra da dinlenilmesini istediğim ya da 10 sene önce olsaydı da dinlenebilirdi denebilecek bir albüm yapmak istedim Albümdeki melodik yapılar ve şarkı sözleri özenle seçildi. Ardışık notalardan oluşan, tutsun diye yapılan bir albüm değil” diyen Cihan Okan’la müzik ve başarı üzerine konuştuk.

Müzik sektörüne nasıl adım attınız?
Üniversitede okurken Neşe Karaböcek’in stüdyo kaydına gitmiştik. Bizi çok beğendi ve “Sahnede benimle çalışır mısınız?” dedi. Eurovision macerasıyla Melih Kibar’ı tanıdım. 

Türkiye’deki müzik piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son zamanlarda kalite anlamında bir yükseliş var ama maalesef satış anlamında hiç hareket yok. İnternet nedeniyle albüm satışları düşüyor. Bu da müzik yapımcılarının yeni projelere bakışını değişiyor. Yapımcılar şimdi çok temkinli davranmaya çalışıyor. Çok inandıkları, çok deneyerek üstüne oynayacakları adamları seçip birtakım yatırımlar yapıyorlar. 

Basmakalıp müziklerin modası geçti

Müzik kalitesi nasıl bir değişim geçiriyor?
Bir zamanlar bilgisayar furyası, basmakalıp aranjeler ve şarkılar modası vardı. Ama yedi bitirdi kendini, o moda geçti… Şimdilerde Şebnem Ferah, Sertab Erener, Ferhat Göçer ve Sıla gibi sanatçılar güzel bir trend yakaladı. CD’ler de artık eskisi kadar pahalı değil. Müzik sektöründe beğeniler gelişirse durum düzelecek.

Peki, Türk dinleyicilerinin beğenilerini de değişiyor mu?
İnsanlar yiyeceği ekmeği, giyeceği ayakkabıyı düşündüğü için müzik lüks haline geldi. Radyoda ne çalıyorsa ya da televizyonda ne yayınlanıyorsa onu dinliyor. Artık müzisyenler ve yapımcılar için bir misyon haline gelmeli ki kaliteyi yükseltelim. Bizim insanımız müzikten anlamıyor değil. Dinlemiyor ki anlasın!

Bu konuda eğitim yeterli mi?
Okullardaki müzik eğitimi zulüm gibi. Müziğin çocuklara sunumunun albenisi olmalı, çocuğu özendirmeli. Nota öğreteceğine her tarzda müzik dinlemeyi öğretmeli. Ama sen çocuğa solfej öğretmeye çalışırsan, çocuğun da kulağı yoksa nasıl solfej öğretirsin? 

Meşhur olmakla kariyer edinemezsiniz

Türkiye’de müzik sektöründe kariyer yapmak zor mu?
Kariyeri tam manasıyla soruyorsanız zor; ama kariyeri bir yer edinmek meşhur olmak tabiriyle kullanıyorsak Türkiye’de dünyanın en kolay işi. Çok iyi bir kulak ve renk sahibi olmak, iyi bir yorumcu olabilmek için kilometrelerce yol kat etmek gerekiyor. İnsanların beğenisini ve isteğini de göz ardı etmemeli. İşinizi kaliteli yaparsanız her yerde başarılı olursunuz.

Albüm neden geç geldi?
Ben bu işin her zaman çok içindeydim. Bu konuda o kadar doyumluydum ki böyle bir ihtiyaç hissetmedim. Çünkü zaten şarkı söylemekse söylüyorum, müzikle ilgili bütün keyfi, hazzı alıyordum ki böyle bir açlık hissetmedim. Sezen Aksu’nun Deliveren albümünde söylediğim “Yine mi Çiçek” parçasını seslendirmiştim. Herkesten büyük takdir toplamıştım. O zaman bir şimşek çaktı. Herkes, “Sen niye bir albüm yapmıyorsun, bunu mutlaka yap” demeye başladı.

İlk kimlere dinlettiniz?İlk olarak Sezen Aksu ve Sıla’ya dinlettim. Zaten albümün büyük bir kısmında onların emeği var. “Karım” adlı parçayı eşimle birlikte gözyaşları içinde dinledik.

Albümle ilgili kişisel yorumlarınızı öğrenebilir miyiz?
Albümüm yazlık ya da moda olacak bir albüm değil. Kalitemizden ödün vermeden, özenle seçilmiş şarkılardan oluşan, her dinleyenin kulağında yer edecek, çabuk tüketilmeyecek bir albüm olsun istedim. Yıllar sonra da dinlenebilmeli.

“Vokal koçu” olarak neler yapıyorsunuz?
Bir vokal koçu, şarkıcının ürettiği değişik yorumlar içinde hangisinin üzerine gitmesi gerektiğini söyleyip onu o tarafa doğru yönlendiren kişidir. Örneğin, ben sesin çok sert geliyor biraz yumuşat, daha güler yüzlü ol, daha buradaki lafı çok sıkıştırma biraz daha açarsan daha iyi olacak diyorum. Kayıtların ardından tümünü değerlendirip onlar içinden en iyi yorum yapılmış yerleri yakalamaya çalışıyorum. Benim vokal koçluğumu da başka biri yapıyor. Vokal koçluğunun en önemli taraflarından biri şarkıcının kapasitesinin en üstünü alabilmek. Yoksa, onu bambaşka biri haline getirmeye çalışmıyorum.

Müzik kanımda dolaşıyor
Müzikle uğraşmıyor olsaydınız ne yapıyor olurdunuz?
Bir daha dünyaya gelsem yine müzisyen olurum. Basmakalıp bir hayat yaşamıyoruz. Anlaşılmak bazen biraz zor olsa da renkli bir mesleğimiz var. 

En beğendiğiniz yabancı müzisyen hangisi?
Sanatçı olarak Sting’i beğenerek dinliyorum. Genel olarak etnik ve enstrümantal tarzdaki çalışmaları da dinlemekten hoşlanıyorum.

Genç müzisyenlere ya da müzikle uğraşmak isteyenlere mesajınız ne olur?
Amatörce ilgilenenlere en ufak bir lafım yok ama profesyonelce ilgileneceklerse müziği de bir bilim dalı gibi görerek bu bilim dalını en ince ayrıntısına kadar öğrenmek zorundalar. 

Gelecekte ne gibi projeleriniz var?Anadolu kokan, alaturka ile batılı sentezinde hazırlanmış “bir türkü albümü” projem var. Ekrandan gelecek tekliflere de sıcak bakıyorum.