Reklamcı, pazarlama iletişimi uzmanı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Levent Erden, müşteriyle birebir iletişime geçilen yeni dönemin yaşattığı dönüşümün şirketler tarafından iyi analiz edilmesi gerektiğini söylüyor. Erden, “Bu dönüşümle birlikte çok fazla yetkin, yetenekli ve çok kültürlü insanlara ihtiyaç duyulacak” diye konuşuyor.
Kaynak Medya tarafından gerçekleştirilen UPDATE 2012 Marketing Trends & Future etkinliği dijital pazarlama, iletişimde farklılaşma ve sosyal medya gibi konuları masaya yatırdı. Etkinlikte konuşmacı olarak yer alan reklamcı, pazarlama iletişimi uzmanı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Levent Erden, değişen ve gelişen tüketici anlayışlarını anlattığı konuşmasının yanı sıra yeni İnsan Kaynağı anlayışı ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Erden, müşteriyle direk irtibata geçilebilen yapıların kurulduğu, özellikle sosyal medyanın etkinliğinin arttığı bu yeni dönemde Türkiye’nin İnsan Kaynağı anlamında avantajının büyük olduğuna inandığını söylüyor.
“Pazarlama departmanları 2004 yılından bu yana kuruluyor”
Erden, Türkiye’nin kendine özgü özellikleri olan bir ülke olduğunu vurguluyor. 30 yıl boyunca enflasyon yaşanan bir ülkede pazarlama anlayışından söz edilemeyeceğini söyleyen Erden, enflasyon nedeniyle çok uzun süre düşünce sistemlerinin dahi değiştiğine dikkat çekiyor. Ancak 2004 yılından bu yana ülkede pazarlamadan söz edilebileceğini anlatan Erden, böyle bir ortamda daha şirketler kendi pazarlama departmanlarını yeni kurarken bir sonrasından söz edilmeye başlandığını ifade ediyor. Erden, bu durumun avantaj olabileceğini, şirketlerin bir basamağı atlayıp öbür basamağa geçmeleri gerektiğini söylüyor ve şunları ekliyor: “Artık bundan 20 yıl önce etkin olabilecek bir pazarlama departmanıyla bu işler çalışmayacak. Her şey yeni dönem mantığıyla ilerlemeli. İyi stratejiler kurabilenler ayakta kalacak.”
 Yetkin, yetenekli ve çok kültürlü insanlara ihtiyaç var
Erden, yeni dönemin iş anlayışının en büyük temelinin aracının ortadan kalkması olduğunu belirtiyor. Bu dönüşümün tüm iş dünyasının toplam düşüncesini değiştirmek zorunda olduğunun altını çizen Erden, “Bundan evvel satıcılar Türkiye’nin her tarafına gidip, orada toptancılarla, toptancı altı adamlarla görüşürken artık birden bire direk tüketiciyle ilişki kurabilen bir yapıya geçildi. Bu durum, ürün stoklamadan, ürünün nasıl tanıtılacağına ve marka hakkında ne söyleneceğine kadar her şeyin değişmesi demek. Dolayısıyla bu şekilde düşünebilen, organizasyonu bu tarafa doğru çevirebilen firmalar ayakta kalacak. Çok doğal olarak bu da yeni iş olanakları demekle birlikte bu iş olanaklarının çok fazla yetkin, yetenekli ve çok kültürlü insanlara ihtiyaç duyduğunu ortaya çıkarıyor. Maalesef ki şimdilik bizim akademik yapımız bunu getirmiyor” diye konuşuyor.
Türkiye avantajlı durumda
Erden, her şeyin çok fazla ölçümlenebildiği ve anında ölçümlenebildiği bir ortamda yepyeni bir insan kaynağı kavramının ortaya çıktığını belirtiyor. Erden, Türkiye’de çok iyi pazarlama uzmanlarının, iyi tasarımcıların, iyi satıcıların olduğunu ancak yeni döneme bütünüyle bakabilen insanların yeterli olmadığını anlatıyor. Türkiye’nin bu konuda şanslı olduğunu söyleyen Erden, “ Türkiye Facebook’ta ve Twitter’da ilk 10’un içerisinde yer alıyor. Bu durum bazen önemsenmiyor, ama önemli olan bir konu var. Türkiye başka nerede ilk 10’da. Bu durum çok önemli bir avantajdır” diye konuşuyor.