Son dönemde neden çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık konuları bu kadar çok tartışılıyor? Bu konunun bu kadar öne çıkmasının önemli sebeplerinden biri genç nesillerin iş gücüne katılımı olabilir. Bu yeni tanımlara dair detayları Çalışan Bağlılığı Uzmanı & Profesyonel Koç Bertay Fişekçi yazımızda anlatıyor.
Dünya nüfusu giderek çok kültürlü bir hale geliyor. Gençler, farklı kültürleri tanıyarak ve anne babalarından çok daha çeşitli gruplarda büyüyorlar. Onlar için çeşitlilik doğal bir gereklilik gibi…
Forbes dergisinde yayınlanan bir makaleye göre gençler, giderek daha kapsayıcı bir dünyaya hizmet eden markalara ilgi gösteriyorlar. Fırsat eşitliği ve sosyal adalet ise talep ettikleri en önemli konular arasında. Gençler şu ana kadar dünyada gördüğümüz en çeşitli nesil olduklarından, sadece demografik yapıya göre değil, bir şirkette farklı fikirlere yer olmasından, farklı bakış açılarının konuşulabilmesinden ve bunlarla birlikte her türden insana olumlu yaklaşan şirket kültürlerinin olmasından etkileniyorlar. Bu olduğunda bağlılık da performans da artıyor.
Gelin bu kavramları basit bir metaforla açıklayalım..
- Çeşitlilik odada kimlerin olduğuna bakar.
- Eşitlik odaya kimlerin girmek isteyip de giremediğine bakar.
- Kapsayıcılık da odada herkesin fikirlerinin duyulup duyulmadığına bakar.
Çeşitlilik farklı insanların oluşturduğu grupların var olması demektir. Çeşitlilik aynı zamanda farklı kimlikler, farklı geçmişler, farklı düşünceler, beğeniler, deneyimler anlamına da gelir. Birinin kimliğinin çeşitliliği onun ırkı, cinsel kimliği, dini, milliyeti, vücut yapısı ve büyüklüğü, yaşı gibi özellikleri barındırabilir.
Eşitlik herkese adil davranılması, herkes için fırsat ve gelişim eşitliği demektir. Bu aynı zamanda organizasyonun geçmişteki tecrübeleri de kullanarak fırsat eşitliğinin önündeki tüm engelleri kaldırma eylemlerinin bütününe de denir. Eşitlik kariyer fırsatlarına ulaşımı ve çalışanların organizasyon içinde değerli hissetmeleri duygusunu da etkiler.
Kapsayıcılık çeşitliliğin bir sonucu olmaktan çok çalışanların duyulmasını, görülmesini ve değerli hissetmelerini sağlayan bir kavramdır. Bu organizasyonda çalışanların korkmadan kendilerini ifade edebilme kültürü ile de doğrudan ilişkilidir. Kapsayıcılık aynı zamanda farklı düzende çalışan çalışanlara karşı esnekliği de içerir.
Bu üç kavram birlikte çalışanların değerli hissettikleri, kendilerini ifade edebildikleri, desteklendikleri ve kökenleri, ırkları ve geçmişleri ile eğilimlerinden bağımsız olarak fırsat eşitliğine ulaşabildikleri ve gelişebildikleri kültürü oluşturur.
Çeşitliliği oluşturan özellikler nelerdir?
- Yaş
- Milliyet
- Zihin gelişimi
- Kültür geçmişi
- Etnik köken
- Cinsel kimlik
- Dil ve aksanlar
- Zihin sağlığı
- Milliyet kökeni
- Anne baba olma durumu
- Fiziksel yapabilirlik
- Irk
- Din ve mezhep farklılıkları
- Cinsel eğilim
- Sosyo-ekonomik düzey
Çeşitlilik konusu 2020’de ABD’li George Floyd’un öldürülmesi olayı ile iş dünyasına da yansıdı. Bu konudaki akademik çalışmalar arttı ve bu çalışmalar çeşitliliğin gözetildiği organizasyonların daha başarılı ve daha yaratıcı olduklarıyla ilgili sonuçlar ortaya koydular. 2020 McKinsey araştırmasında 6 yıl boyunca toplanan verilerden etnik ve kültürel olarak daha çeşitli olan kültürlerin %36 daha kârlı iş sonuçları yarattığını ortaya koyuyor. Son dönemde görüyoruz ki sadece iş dünyası değil, hükümetler ve kurumlar da çeşitlilik konusunda konuşuyorlar ve politikalar üretiyorlar.
Yine McKinsey araştırmasına bakarsak…
- Kadınların üst düzey yönetimde oldukları şirketler %19 daha fazla gelir yaratmışlar.
- Irksal ve etnik olarak daha çeşitli kültürler yaratan firmalar %35 oranda daha iyi performans sağlamışlar.
- Daha kapsayıcı kültürler yaratıcılığa ve geleceğe dönük farklı fikirlerin oluşmasına daha fazla alan sağlamışlar.
- Eşit sayıda kadın ve erkek çalıştıran organizasyonlar %41 daha fazla gelir elde etmişler.
- Daha kapsayıcı olan şirketlerin daha bağlı çalışanlara sahip olduğu, daha yaratıcı ekipler oluştuğu ve daha başarılı sonuçlar aldıkları gösterilmiş.
- Daha kapsayıcı olan şirketler finansal hedeflerine ortalamaya göre %120 daha yukarıda ulaşmışlar.
Bağlılık ve çeşitlilik ilişkisi
Biliyorsunuz bağlılık bugün insan kaynakları ve iş sahipleri için iş performansı açısından kritik bir öneme sahip… Çeşitlilik ile bağlılık ilişkisine bakarsak;
Değişik kökenden, özellikten, kültürden, gelenekten ve sosyal çevreden insanlar bir araya geldiğinde yeni, farklı ve taze fikirlerin ortaya çıkması kolaylaşıyor.
Kapsayıcılık ise çeşitliliği besleyen önemli bir kültür özelliği durumundadır. Çeşitliliğin sürdürülebilir olmasının yolu, herkesin dinlenmesinden, kabul görmesinden, değer verilmesinden geçer. Bu da kapsayıcılık ile mümkün oluyor.
Çeşitliliğe önem veren ve kapsayıcı olan organizasyonlardaki çalışanlar %19 daha uzun süre şirkette kalma eğilimi gösteriyorlar ve yatayları ile %57 daha etkili şekilde iş birliği davranışı gösteriyorlar.
Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığın faydaları
- Kapsayıcı firmalar finansal sonuçlar açısından daha iyi performans gösteriyorlar.
- Çeşitlilik mükemmelliği getiriyor.
- Bu üç kavram çalışanların güvenli, saygı gören ve bağlı hissetmelerini sağlıyor.
- Çeşitlilik gösteren ekipler daha süratle yenilik yaratıp uygulayabiliyorlar.
- Çalışanlar daha fazla “ait olma” duygusu yaşıyorlar.
- Tüm çalışanların gelişim ve kariyer hedeflerine ulaşma şansı yaratılıyor.
- Çeşitlilik dolayısıyla ortaya çıkan yenilikler rekabette avantaj sağlıyor.
- Kapsayıcılık evden çalışmakta olan çalışanlar için son derece önemli “içerde olma” duygusunu destekliyor.
- Çeşitlilik gösteren kültür ve şirketler daha yetenekli çalışanları kendine daha fazla çekebiliyor.
- Kapsayıcılık psikolojik güvenli alan yaratma çabasını destekliyor.
- Çeşitli ve kapsayıcı bir kültür, bağlılığı artırıyor.