Yıl sonu özetlerinin her yerde karşımıza çıktığı bu dönemde, biz de İK Blog’da 2025 boyunca en çok okunan içeriklere ışık tuttuk. Sizin ilgi gösterdiğiniz başlıklardan oluşan bu mini özet, hem yılın İK gündemini hem de 2026’ya yön veren eğilimleri ortaya koyuyor. İşte, İK Blog özetiniz. 😊
Bir yıl boyunca öne çıkan içerikler, İK dünyasının hangi konular üzerinde durduğunu anlamak için güçlü bir ipucu niteliğinde. Bu özet temsili bir bakış açısı sunuyor; fakat 2025’te İK ekiplerinin hangi sorunlara, hangi trendlere ve hangi karar noktalarına ağırlık verdiğini anlamak açısından önemli bir çerçeve sağlıyor.
Stratejik yöneliş: 2026 trendlerine olan yüksek merak
“2026 İK trendleri” yazısı yılın en çok okunan yazısı. İK profesyonellerinin yalnızca günlük operasyonlara değil, gelecek yılın dönüşüm başlıklarına hazırlanmak istediğini düşündürüyor. Yapay zekâ, liderlik modeli değişimleri, yetenek planlaması… 2025 boyunca İK’nın odağının giderek daha stratejik bir çerçeveye kaydığı anlaşılıyor.
Kurum içi iletişim kırılganlaştı
“Fikir ayrılıklarını çatışmaya dönüştüren 10 cümle” içeriğinin çok okunması, özellikle karma çalışma modellerinin, farklı kuşakların ve artan iş yükünün, iletişimde hassasiyet yarattığını akla getiriyor. İK ekiplerinin 2025 boyunca yalnızca süreçleri yönetmekle kalmayıp, organizasyon içi etkileşimi koruma rolünü daha fazla üstlendiği söylenebilir.
Terfi beklentileri yönetmek daha zorlaştı
“Terfi isteyen ama hak etmeyen çalışan” konusu yılın en dikkat çeken başlıklarından biri oldu. Bu da bize şunu düşündürüyor: 2025’te terfi süreçlerinde algıyla gerçek arasındaki mesafe zaman zaman açılmış olabilir. Yöneticilerin ve İK’nın beklenti yönetimi, şeffaf kriterler ve performans iletişimi üzerine daha fazla düşünmesi gereken bir yıl olmuş gibi.
KVKK artık operasyonel bir görev değil, kültürel bir gündem
KVKK yazısının öne çıkması, veri korumanın 2025’te yalnızca hukuki bir sorumluluk olarak görülmediğini; kurum kültürü ve itibar yönetimiyle birlikte ele alınmaya başlandığını düşündürüyor. Özellikle yapay zekâ destekli İK araçları yaygınlaştıkça, veri güvenliği konusu günlük kararların merkezinde görünmeye başladı.
9 Kutu Matrisi yeniden değer kazandı
Yetenek yönetimiyle ilgili klasik yöntemlerden biri olan 9 Kutu Matrisi’ne dönüş dikkat çekiciydi. Bu durum, kurumların 2025’te liderlik hattını güçlendirme ve potansiyeli daha doğru okuma ihtiyacı hissettiğini gösteriyor. Büyüme planları olan şirketlerde ise metodun pratikliği yeniden ön plana çıkmış görünüyor.
İşten çıkarmaların “gizli maliyetleri” düşündürdü
Bu konunun fazla okunması, 2025’in birçok kurum için ekonomik olarak temkinli ilerleyen bir yıl olduğunu akla getiriyor. İK ekiplerinin yalnızca finansal değil; motivasyon, kültür ve verimlilik açısından da etkileri hesaplama ihtiyacı daha görünür hale geldi. Bu da iş gücü planlamasının giderek daha çok çok boyutlu bir strateji olarak ele alındığını düşündürüyor.
Genel çerçeve: 2025 İK için daha stratejik, daha temkinli ve daha bütüncül bir yıl oldu
Bu yılki en çok okunan içerikler bize şunu gösteriyor:
- İK daha fazla gelecek planlamasına yöneldi.
- İletişim, çalışan ilişkileri ve kurum içi etkileşim daha kritik bir konu haline geldi.
- Veri gizliliği ve hukuki uyum, operasyonların ayrılmaz bir parçasına dönüştü.
- Yetenek yönetimi yeniden sistematik araçlara ihtiyaç duydu.
- İş gücü planlaması, yalnızca sayı değil, etki analizi üzerinden konuşulmaya başladı.
Bu çerçeve temsili olsa da 2025’in İK dünyasında daha çok “denge kurma” ve “doğru adımı belirleme” yılı olduğu rahatlıkla söylenebilir.








