Yıkıcı geri bildirimler karşısında kontrolü ele almak, savunma yerine anlamaya odaklanmak ve kendi gelişim planınızı sunmak, olumsuz deneyimleri kariyeriniz için bir fırsata dönüştürmenin anahtarıdır. Çalışan Bağlılığı Danışmanı Bertay Fişekçi bunu başarmanın yollarını anlatıyor…
Hiç yöneticinizin odasına çağrıldığınız ve beklemediğiniz bir anda, sizi başkalarıyla kıyaslayan, hatalarınızı herkesin içinde ifşa eden ve yapıcı olmaktan çok uzak, sert bir eleştiri seliyle karşılaştınız mı? Eğer bu anı yaşadıysanız, sonrasında hissettiğiniz motivasyon düşüklüğünü, hayal kırıklığını ve hatta “Acaba benimle çalışmak istemiyorlar mı?” diye sorguladığınız o olumsuz girdabı çok iyi bilirsiniz.
Geçenlerde bir danışanım, tam olarak bu durumu yaşadı. Yöneticisinden aldığı geri bildirim o kadar kırıcıydı ki tüm motivasyonunu kaybetmiş ve kendini savunmacı bir pozisyona itilmiş hissetmişti. İlk tepkisi, “Benimle çalışmak istiyor musunuz?” diye sormak olmuştu. Bu, tehdit altında hisseden ilkel beynimizin verdiği tipik bir “savaş ya da kaç” tepkisidir. Ancak bu olumsuz girdaba kapılmak, kariyerimize hizmet etmez. Peki, bu tür anlarda kontrolü nasıl ele alabilir ve yıkıcı bir deneyimi, gelişim için bir fırsata nasıl dönüştürebiliriz?
Sorun sizde değil, tepkinizde saklı
Öncelikle şunu kabul edelim: Türkiye’deki birçok yöneticinin, ne yazık ki yapıcı geri besleme verme konusunda gelişim alanları var. Eleştiriyi kişiselleştirme, genelleme yapma veya başkalarıyla kıyaslama gibi hatalara sıkça düşüyorlar. Ancak biz, geri beslemeyi verenin üslubunu kontrol edemeyiz ve bundan sorumlu da değiliz. Kontrol edebileceğimiz tek şey, o geri bildirimi nasıl karşıladığımız ve işlediğimizdir. İşte bu anlarda sizi sabote eden iç seslerinize (“Sabotajcılarınıza”) teslim olmak yerine, durumu bilgece yönetmenizi sağlayacak adımlar:
-
Mesajı ambalajından ayırın
Yöneticinizin sert üslubu, kaba tavrı veya haksız karşılaştırmaları, geri bildirimin “ambalajı”dır. Bu ambalaj genellikle zehirlidir. Sizin göreviniz, bu zehirli ambalajı bir kenara bırakıp, içinde eğer varsa, işinize yarayacak “mesajı” aramaktır. Kendinize şunu sorun: “Bu konuşmanın tüm olumsuzluğundan bağımsız olarak, benim gelişimime hizmet edebilecek ne tür mesajları var? Bu konuşmadan ne tür bir gelişim eylemi alarak ayrılabilirim?
-
Savunma yerine anlama amaçlı sorular sorun
“Ama ben…”, “Aslında o öyle değil…” gibi savunmacı cümleler kurmak yerine, karşınızdakinin ne demek istediğini daha derinden anlamak için sorular sorun. Bu, hem tansiyonu düşürür hem de size durumu analiz etmek için zaman kazandırır.
- “Bu konuyu biraz daha açabilir misiniz? Tam olarak hangi noktada bir sorun görüyorsunuz?”
- “Beni X kişisiyle karşılaştırdığınızı duydum. O kişinin tecrübesi ve benim rolümün farkını düşününce, tam olarak hangi konuda bir paralellik kurduğunuzu anlamak isterim.”
- “Söylediklerinizden anladığım kadarıyla, performansımda %100’lük bir beklentiniz var, doğru mu anlıyorum?”
Bu sorular, diyaloğun kontrolünü size geri verir ve karşınızdakini de daha somut ve yapıcı olmaya teşvik eder.
-
Sorumluluk alın ve sınır çizin
Eğer geri bildirimin içinde haklı bir nokta varsa, sorumluluğu almaktan çekinmeyin:
“Bu noktada bir dikkatsizliğim olmuş, kabul ediyorum. Tekrarlanmaması için gerekli notlarımı aldım.”
Ancak, haksız veya yapıcı olmayan kısımlar için de kendi sınırınızı çizin:
“Bu geri beslemeyi benimle paylaştığınız için teşekkür ederim, ancak hatalarımın tüm ekibin olduğu bir WhatsApp grubunda paylaşılması, beni mahcup ediyor ve öğrenme motivasyonumu düşürüyor. Bu tür konuları bire bir konuşmamızın daha yapıcı olacağına inanıyorum.”
-
Kendi gelişim planınızı sunun
Yöneticinizin geri beslemesini, kendi gelişim planınızı sunmak için bir fırsat olarak kullanın. Danışanımın durumunda, sistemin karmaşıklığı ve ekip arkadaşlarından destek almakta zorlanması gibi dış etkenler vardı.
“Bu hataların bir kısmının, sisteme henüz tam hakim olmamamdan ve diğer arkadaşlardan soru sorarak destek alma konusunda rahat bir ortam bulamamamdan kaynaklandığını düşünüyorum. Öğrenme sürecimi hızlandırmak için sizin de desteğinize ihtiyacım var.”
Bu yaklaşım, sizi kurban rolünden çıkarır ve çözümün aktif bir parçası haline getirir.
Kurban değil, kaptan olmak
Unutmayın, kimsenin sizi “yetersiz hissettirme” gücü yoktur. Onların sözleri, ancak sizin zihninizde bir düşünceye ve yoruma dönüştüğünde bir duygu yaratır. Yıkıcı bir geri besleme aldığınızda, bu durumu bir felaket senaryosu olarak yorumlayan “Sabotajcı” seslerinize inanmak yerine, durumu bir öğrenme fırsatı olarak gören bilge tarafınızı (“Bilge”) devreye sokabilirsiniz.
Bu, bir gecede kazanılacak bir beceri değil, zamanla geliştirilecek zihinsel bir kastır. Ancak bu kası her geliştirdiğinizde, kariyerinizin ve iç huzurunuzun kaptanı olma yolunda daha da güçlenirsiniz.