İş hayatında başarı, şüphesiz ki ekip olarak iyi iş çıkarmakla mümkün oluyor. Bir ekibin uyum içinde çalışması ve her koşulda takım ruhunu koruması için de bazı önemli noktalar bulunuyor. İşte, başarıya giden yolda bir ekipte bulunması gereken en önemli 4 değer!

Seçme değerlendirme süreçlerinde, kişilik envanterlerinde veya mülakatlarda “Takım çalışması mı bireysel/tekil çalışma mı size daha uygun?” sorusuna oldukça fazla rastlarız. Neredeyse son 10 yıldır bu soruyu direkt sormak yerine “takım çalışmasına uygunluk” konusu; örnek olay soruları, vaka veya grup çalışmalarıyla daha detaylı analiz edilmeye çalışılıyor.

Değişen çalışma hayatı, artan proje yaratma ve iş geliştirme kültürü, takımdaşlık vurgusunun daha fazla yayılmasına olanak sağladı. “Ben” duygusundan öte “biz” diyebilmek, hataları birlikte kabul etmek, birlikte öğrenmek, başarıyı beraber hissetmek ve kutlamak çok daha kıymetli oldu.

Merak edip bu yazıyı okuyorsanız, muhtemelen, “Nasıl iyi bir takım kurabiliriz? Başarılı bir takımın özellikleri nelerdir?” sorularına yanıt veren makaleler okumuş veya eğitimlere katılmış olabilirsiniz.

“İyi bir takım olma”yı sağlayan değerlere ve davranışlara, her yerde çok sık değinsek de uygulamakta ve onları gerçekten hissetmekte güçlük çekebiliyoruz.

Takım değerleri önemsenmelidir çünkü;

  • Takımın davranış tarzını ve takımın karakterini oluşturur,
  • Takımın kararlarına yön verir,
  • Takımı orta noktada buluşturan temel prensiplerdir,
  • Takım üyelerinin birbirlerine verdikleri taahhütlerdir.

Peki, çok detaya girmeden, takım ruhunun içinde barındırdığı değerlerden “yıldızlı” olanları,  “en sade kelime anlamları” ile vurgulamaya ve “gerçekten içselleştirdik mi?” sorusunu kendinize sormaya ne dersiniz?

Saygı

Not alınız: İyi bir takım; önce birbirlerine olan iletişimlerinde dikkatli, özenli, kontrollü davranan bireylerden oluşur. Bir an için tersini düşünün… Konuşmalarında, davranışlarında ölçüsü ve oto kontrolü olmayan, sizi sıklıkla rahatsız eden, siz konuşurken sizi dinlemeyen biriyle kendinizi ne düzeyde “ekip arkadaşı” olarak hissedebilirsiniz? Takımınız için “saygı”yı oluşturan örnek davranışları tanımlamayı ve bu “altın değeri” sık sık hatırlatmayı unutmayın.

Cesaret

Cesareti daha uzun anlatalım ve hadi cesarete iki boyut katalım. Birinci boyutu hedef odaklıdır; güç durumlarda bile güven duygusuyla bizi hedefe doğru harekete geçirir.

Takım olarak zor dönemlerde veya zor koşullarda hemen pes etmezsiniz. Birlikte mücadele edersiniz. Yani cesaretin birinci boyutu sizi hedefleriniz için harekete geçiren iç güçtür.

İkinci boyutu ise iletişim odaklıdır. Eğer ekipler kendi “iletişim konforları”nın dışına çıkmaz ise zıt görüşleri veya rahatsız oldukları durumları söylemezlerse gerçek ve samimi takım ruhundan bahsedilmesi güçtür. İdeal iletişim; “cesur” şekilde kendi düşüncelerinizi, duygularınızı aktardığınız, rahatsız olduğunuz konuları karşınızdaki “Ne düşünür?” diye kaygılanmadan söylediğinizde sağlanır.

Empati

İşte, çok sık kullandığımız ve yine “tanımını içselleştirme” konusunda zorlandığımız bir terim daha!

Peki “duygudaşlık” sağlamak kolay bir şey midir? Elbette hayır. Önce, “empati kuruyorum” diyen çoğu kişinin, aslında sadece empati kurmaya “çalıştığını” kabullenelim. Kendimizi “bir başkasının yerine koymak” hiç de kolay değil. Empati yeteneği gelişmiş takımların “birlikteliği” çok daha sağlam olmaktadır. Empati becerinizi geliştirmek için mutlaka takım oyunlarına vakit ayırın ve birbirinizi “dinleme”nizi sağlayacak ortamlar yaratın.

Güven

Bildiğiniz gibi takım olmanın klasik tanımında “ortak hedefe” koşmak vardır. Kendinize şu soruyu sorun: “Güvenmediğiniz kişinin tavsiye ettiği rotada ilerler misiniz? veya onun yaptığı işi hiç kontrol etmeden işleme alır mısınız?”

Peki güven duymak, “kuşkulardan arınmak/birine inanmak” nasıl sağlanır?

Birincisi birbirinizi çok iyi tanımalısınız… Bunun için birbirinizle konuşmalısınız, iyi bir dinleyici olmalısınız, birbirinize taahhütler vermeli ve bu taahhütleri yerine getirme düzeylerini görmelisiniz.

İkincisi; dürüst olmalısınız. Bilmediğiniz şeyler için “bilmiyorum”, yapamayacağınız şeyler için “yapamayacağım” diyebilmelisiniz. Bir hatayı siz yaptıysanız, sorumluluk alarak kabul etmelisiniz.

Güven; tüm ilişkilerde olduğu gibi takım ilişkilerinin de gücünü belirleyen en temel etmendir. Değerlerimize  uygun olmayan davranışlar veya durumlar ile karşılaşmamız hayatın olağan akışında elbette çok normal. Önemli olan yaşayabileceğiniz  “değerlerden sapma” durumlarının iyi analiz edilmesi ve alışkanlık haline gelmemesi için taahhütler verilmesidir. Takımınızın altın değerlerine sadık kalın ve onlardan ödün vermeyin.

Şimdi mevcut takım değerlerinizi gözden geçirin ve bu dört değerin yanına yıldızınızı ekleyin…

Konuk Yazar: Pınar Özçelik, Porte İnsan Kaynakları Direktörü