Üst yönetim hikayeleri değil, rakamları duymak istiyor. Değer yaratıyorsanız, artık onu sayılarla görünür kılmanın zamanı. Çalışan Bağlılığı Danışmanı Bertay Fişekçi, görünmez başarıların kariyer hayatını nasıl gölgelediğini bu yazısında anlatıyor.
Geçen hafta bir danışanım dedi ki: “Bertay, her gün sabah 7’den akşam 8’e kadar çalışıyorum. Ekibimi motive ediyorum, sorunları çözüyorum, hedeflere ulaşıyoruz, ama üst yönetim toplantısında ismim bile geçmedi. Sanki ben yokmuşum gibi.”
Tanıdık geliyor mu?
Orta kademe yönetici olarak tanık olduğum en büyük sorunlardan biri bu: Siz değer yaratıyorsunuz, ama üst yönetim bunu görmüyor ya da daha doğrusu, siz göstermeyi bilmiyorsunuz.
Şirket bütçe kıstığında, “verimliliği artırma” projesi başladığında ya da yeniden yapılanma konuşulduğunda ilk soru şu oluyor: “Bu müdürler gerçekten ne kadar değer katıyor?”
Ve eğer cevabınız “Ekibim mutlu, işler yürüyor” ise kötü bir haberim var: Bu kariyeriniz ve algınız açısından yeterli değil.
Sorun şu: Üst yönetim rakamlarla düşünüyor, siz hikayelerle anlatıyorsunuz.
Genel müdürünüz sabahları finansal raporlara bakıyor. Satış rakamlarını inceliyor. Kârlılık oranlarını hesaplıyor. Operasyonel maliyetleri gözden geçiriyor. Siz ise ona “Bu çeyrekte ekip morali çok arttı” diyorsunuz.
O “Peki bu ne kadar tasarruf sağladı?” diye soruyor. Siz sessiz kalıyorsunuz.
İşte sorun burada başlıyor.
Orta kademe müdürler genellikle üç hatadan birini yapıyor:
Hata 1: Görünmez çalışıyorlar. “İşimi yapıyorum, yeter” diye düşünüyorlar. Sonra terfi zamanı geldiğinde şaşırıyorlar.
Hata 2: Duygusal dille anlatıyorlar. “Ekip bağlılığı arttı, atmosfer iyileşti” diyorlar, ama rakam yok, ölçüm yok.
Hata 3: Başarıları kendilerine mal etmeyi “kibirli” buluyorlar. Sonuçta başarı ekibin, değil mi? Evet, ama o ekibi kim yönetiyor?
Sonuç? Değerli müdürler görünmez kalıyor. Üst yönetim onların katkısını anlamıyor ve bütçe kısıtlaması geldiğinde ilk sorgulanacak isimler arasında oluyorlar.
Çözüm: Değerinizi Rakamlarla konuşturun
İyi haber şu: Orta kademe müdür olarak yarattığınız değeri ölçmek ve göstermek sandığınızdan çok daha kolay olabilir.
İşte üst yönetimin gerçekten önemsediği ve sizin de kolayca ölçebileceğiniz 3 somut değer göstergesi:
Çalışan devir hızını (Turnover) düşürdüğünüzü gösterin
Bir çalışanın işten ayrılması şirkete ne kadara mal oluyor biliyor musunuz?
Ortalama maliyet: Çalışanın yıllık maaşının %50 ila %200’ü arasında.
İşe alım sürecindeki maliyetler, eğitim masrafları, adaptasyon dönemindeki verimlilik kaybı, diğer çalışanların üzerine düşen ekstra yük… Bu süreç pek de ifade edilmeyen maliyetlere yol açıyor.
Siz ne yapabilirsiniz?
Ekibinizdeki ayrılma oranını takip edin ve geçen yılla karşılaştırın. Diyelim geçen seneye göre 2 kişi daha az ayrıldı.
Şimdi bunu paraya dökün: Kabaca ekibinizdeki bir çalışanın ortalama maaşının 2 yıllık karşılığını tasarruf etmiş oldunuz.
Üst yönetime raporunuzda şunu yazın:
“Bu yıl ekip bağlılığını artırmaya odaklandım. Bire bir görüşmeler, geri bildirim kültürü ve gelişim planları sayesinde şirkete iki çalışanımızın yıllık maliyeti kadar tasarruf sağladım.
Şimdi sizi görmeye başlayabilirler.
Ekip verimliliğini ölçülebilir hale getirin
“Ekibim daha verimli çalışıyor” demek yetmiyor. Ne kadar daha verimli?
Verimlilik her sektörde farklı ölçülür, ama temel mantık aynı: Aynı kaynakla daha fazla çıktı mı üretiyorsunuz?
Örneğin, şu parametrelerden hangilerini ekibiniz için etkileyebildiğinizi not edebilirsiniz:
- Aylık üretim miktarı kişi başına,
- Hata oranı (kalite),
- Sipariş tamamlama süresi,
- Aylık kapanan anlaşma sayısı,
- Müşteri memnuniyet skoru (NPS),
- Ortalama çözüm süresi,
- Zamanında teslim edilen proje oranı,
- Proje bütçe uyumu,
- Sprint başına tamamlanan task sayısı vb.
Bir basit örnekle bunu finansal etkiye çevirelim: Müşteri hizmetleri müdürüsünüz. Ekibinize etkili iletişim ve problem çözme eğitimi verdiniz. Eğitim öncesi ortalama problem çözme süresi 48 saat iken eğitim sonrası 24 saate düştü diyelim. Bunu mali etkiye çevirirsek:
“Ekip eğitimi ve süreç iyileştirmeleri sayesinde çözüm süremizi %50 azalttık. Bu sayede ek eleman almadan aylık 150 yerine 225 müşteriye hizmet veriyoruz. Yeni işe alım planladığımız 2 pozisyona gerek kalmadı. Yıllık ₺720,000 maliyet artışını engelledik.”
Artık genel müdürünüz etkinizi daha net görebiliyor.
Krizleri önlemenin maliyetini hesaplayın
Orta kademe müdürlerin en değerli ama en görünmez işi şudur: Büyük sorunları, daha küçükken çözmek.
Ekipteki gerginliği fark edip çözüme kavuşturuyorsunuz. Müşteri şikayetini büyümeden hallediyorsunuz. Süreçteki aksaklığı kriz olmadan düzeltiyorsunuz.
Ama üst yönetim bunu görmüyor. Çünkü sorun büyümeden çözdünüz.
İşte burada farklılaşmanız gerekiyor. Engellediğiniz potansiyel sorunlar ve tehlikelerden sonra şunu sorabilirsiniz : “Bu sorunu çözmeseydim ne olurdu?”
Örneğin; ekibinizden bir işten ayrılmayı engellediyseniz, bu yaklaşık bir yıllık bir çalışan maliyeti kadarlık bir tasarruf demektir veya bir müşteri sorununu kriz haline gelmeden çözdüğünüzde o müşterinin yıllık ticaretinin riske girmesini engellemiş oldunuz aslında…
Bu örnek olayları bir araya getirip çeyrek toplantınızda “etkinizi” rakamsal olarak ifade etmeniz “görülmenizi” sağlayacaktır. Orta kademe müdür olarak yarattığınız değer muazzam ama onu göstermeyi öğrenmezseniz, yokmuş gibi algılanacak.
Başlamak için şunu yapın:
Bu hafta 30 dakikanızı ayırın. Geçen 6 aydaki başarılarınızı listeleyin ve her birini yukarıdaki 3 yöntemden biriyle rakamlaştırın:
- Kaç kişinin ayrılmasını engellediniz?
- Verimlilikte ne kadar artış sağladınız?
- Hangi krizleri önlediniz?
Sonra bu önemli bilgiyi “kimin” “ne zaman” ve “ne şekilde” duyması gerektiği üzerine notlar alın ve bir eylem planı oluşturun. Bazen bir e-postada iletilebilir, bazen aylık iş performansınızın konuşulduğu sunuma girebilir, bazen de 1:1 görüşmenizde bu bilgileri masaya getirebilirsiniz.
Eğer bu konuda ekibinizi daha stratejik yönetmeyi, liderlik davranışlarınızı geliştirmeyi ve üst yönetime daha etkili raporlama yapmayı öğrenmek istiyorsanız, bana ulaşabilirsiniz.







