Atateks daha çok Örme Giyim ve Morera markalarıyla biliniyor. Bu bilinen kısmın arkasında neler var?

Atateks 1990 yılında kurulmuş bir Şirketler Grubu. Bugün, Avrupa’nın en büyük gipe iplik üreticisi konumunda olan Atateks, elastomerik ipliğin yanında; Atateks Boya Pazarlama ile boyalı iplik, Moda Örme markasıyla örgü kumaş, Moda Konfeksiyon markasıyla örgü dış giyim ve Atateks Dikişsiz Giyim ile Seamless Wear üretimi yapıyor. Türkiye’de yeni bir üretim şekli olan dikişsiz giyim alanında Atateks, Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın 3. en büyük üreticisi durumunda. Dikişsiz Giyim markamız olan Morera, hem iç piyasada hem yurtdışında, rahatlığı ve şıklığı bir arada sunmasıyla geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyor.

Türkiye’de ilk kez elastromerik iplik üretimine başlayan Atateks; bu öncülüğünü, Türkiye’de Dikişsiz Giyim üretimine başlayarak da devam ettiriyor. Türkiye’de birçok ilke imza atan Atateks, 2003 yılında başladığı kojenerasyon projesi ile de alanında ilk olma özelliğini devam ettiriyor. İleri teknoloji kullanılarak gerçekleştirilen Arge faaliyetleri ile de birçok iplik çeşidi Dünya’nın ilkleri arasına girmiş bulunuyor.

Merkezi Merter’de olan Atateks’te şu an 1800 kişi çalışıyor. Çorlu’daki 80.000m2’si kapalı olan 120.000 m2’lik üretim tesislerinde elastomerik iplik, boyalı iplik ve tekstüre üretimine devam ediliyor. İkitelli lokasyonunda ise 21.000 m2 kapalı alanda örgü kumaş ve dikişsiz giyim üretimi yapılıyor.

Atateks ayrıca ISO 9001 belgesine ve üretiminde çevreye duyarlılığını belgeleyen Öeko-Tex 100 sertifikasına sahip.Yeniliğe ve değişime verdiği önem; nitelikli insan gücüne ve teknolojiye yaptığı yatırımlarla, hızla büyümeye devam ediyor.

Türkiye tekstil sektörünün şu anki durumu içinde Atateks’i nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tekstil sektörü Türkiye’nin önemli sektörlerinden biri. Yapısal olarak gün geçtikçe atelye yaklaşımından kurumsal şirketlere doğru önemli bir yönelim var. Bu gelişmenin, sektörün gelişmesinin yanı sıra müşterilerin de kalite beklentilerinden kaynaklandığını düşünüyorum. Sektöre şekil veren aslında her yerde olduğu gibi müşterilerin beklenti ve istekleri. Türk teksil sektörü, müşteri gözünden bakabilme yetisini kazanmaya başladı.

“2005 Tehlikesi” herkesin bildiği ve çözüm yolları aradığı bir konu. Biz Atateks olarak bunu nasıl aşacağımızı iki yıldır tasarlıyoruz ve bu konuda önemli adımlar attık. Tüm şirketlerimizde, termin, kalite, maliyet başlıklarını içeren iyileştireme ve yeniden yapılanma çalışmaları başlattık. Süreçlerimizi yeniden tasarladık. Organizasyonumuzda da buna dair önemli değişiklikler yaptık. Yeni ürünler geliştirmeye ve markalaşmaya bu perspektifle ağırlık verdik.

Atateks kurulduğu yıldan bu yana müşteri odaklılığı benimsemiş bir kuruluş; çalışmaları hep müşteri memnuniyeti üzerine kurulu. Yüzü hep dışarı dönük. Bu bakış açısı, kısa zamanda büyük bir gelişime sebep olmuş. Bunun büyük bir hızla devam ettiğini görmek benim için gerçekten heyecan verici. Atateks, müşteri odaklılığının yanı sıra, hızlı ve doğru karar verme özelliği, değişimi öngören, değişime yön veren insan kaynakları bileşimi sayesinde ilerde dünya teksil sektörünün amiral gemilerinden birisi olmaya aday.

Atateks İnsan Kaynakları Departmanı olarak çalışmalarınız ne yönde? Şu anki öncelikleriniz neler?

Atateks Merkez İnsan Kaynakları ve Stratejik Planlama Departmanı olarak tüm Atateks Grubu’nun kurumsal kimlik, seçme yerleştirme, performans değerlendirme, profesyonel ve kişisel gelişim, eğitimler gibi geleneksel insan kaynakları fonksiyonlarının yanı sıra süreç çalışmalarının yapılandırılmasını da yürütüyoruz.

Bu çalışmalarda, tüm şirketler grubumuzun hammaddeden üretime, satışlardan müşteri boyutuna, finans boyutundan çalışanlar boyutuna, tüm süreçlerini en ufak detayına kadar çalıştık. Süreçlerin “Should” tasarımlarını termin, kalite, maliyet başlıkları merkezde olmak üzere yeniden tanımladık. İyileştirme, yeniden yapılandırma, yatırımlar, modifikasyonlar konusunda proje takımları oluşturup, onların çalışmalarını merkezi düzeyde izleyip yönlendirdik. Bu çalışmalar halen devam etmektedir. Tüm bu çalışmalarda strateji geliştirme ve uygulama boyutunda yüzümüzü hep dışa döndük. Sanıyorum bu insan kaynakları açısından yeni bir yaklaşım. Bahsettiğim şey, Stratejik İnsan kaynakları yapılanması değil. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Grubun vizyonuna uygun stratejinin geliştirilmesi ve uygulamasındaki yapısal sorunları çözmek, silolarla ( departmanlar ) yönetim mantığından uzaklaşıp, süreçlerle yönetim yaklaşımını seçmek, nerdeyiz nerde olmak istiyoruz ve nasıl gideriz sorularına cevap aramaktır. Böylelikle tüm yapımızı gözden geçirme, maliyet, kalite ve termin başlıklarında yenilenme şansımız oldu.

Rekabetin hızla tırmandığı ve kural tanımadığı günümüzde kuruluşlar bulundukları sektörlerde rakiplerine göre, kaliteli, fiyat olarak uygun ve hızlı servis yapabildiği sürece varlıklarını koruma, büyüme ve gelişme şansına sahip olacaklardır. İnsan Kaynaklarını bu savaşın dışında düşünmek bence oldukça büyük bir eksiklik olurdu. İnsan Kaynaklarının kuruluşların stratejilerine yön verecek iş ve Pazar bilgisine sahip olması, işlem bazlı çalışmayı bırakıp, çözümlere odaklanıyor olması gerekiyor. Atateks’te İnsan Kaynakları yapısı bu perspektifle oluşmuş ve gelişmektedir.

İnsan Kaynakları konusundaki vizyonunuzu nasıl tarif edersiniz?

Atateks; kendi geleceği ile grubun geleceğini birleştiren, değişimi fark eden ve değişimi yönlendirme iddiası taşıyan, genç, dinamik, değer yaratan insanların oluşturduğu bir gruptur. Bu bağlamda İnsan Kaynakları politikamız üç düzeyden oluşuyor: İlk olarak insan kaynaklarının en etkin ve verimli şekilde kullanılması ve bu gücü, grup hedefleri doğrultusunda yönlendirilmek. İkinci olarak kaliteyi iyileştirici süreç ve sistemlerle, bireysel performansı ve takım performansını geliştirmek. Son olarak da çalışanlara profesyonel bir iş ortamı, kişisel gelişme ve kariyer geliştirme fırsatları yaratmak.

Atateks; tüm bu politikayı tasarlarken ve gerçekleştirirken, öncelikli olarak “insan” faktörünü göz önünde bulunduruyor. İnsan kaynakları politikamız; ortak kurumsal değerleri temel alan genel yönetim ilkeleri, öncülük, saygınlık, kalite, katılımcı yönetim, değer yaratma ve yetkilendirme kavramları çerçevesinde bütünleşiyor.

Sizce “doğru aday” nedir?

Bu konuda Türkiye’deki insan kaynakları alanında çalışan arkadaşlarımdan biraz farklı bir şey söyleyeceğim galiba. Biz Atateks olarak “doğru işe doğru insan” demiyoruz. Sadece *doğru insan* diyoruz. Yapımız gereği çok hızla büyüdüğümüz ve geliştiğimiz için bizim tempomuzda yaşayacak, bizim hayallerimizi paylaşacak, kendi hayallerini bizim hayallerimiz yapacak nitelikteki insanlarla birlikte olmak istiyoruz. Bu çok özel bir tanımlama ve biz seçme yerleştirme yaparken de bu persfektife sahip ‘Atateksliler’ arıyoruz.

İşe alımlarda Kariyer net’ten nasıl faydalanıyorsunuz?

Seçme yerleştirmede kariyer net önemli araçlarımızdan biri. Kariyer.net’ten, aradığımız özelliklere sahip adaylara ulaşmamız gerçekten çok daha kolay. İşe alımlarımız %70 kariyer.net üzerinden gerçekleşiyor. Bunun yanı sıra değişik üniversitelerle ilişkilerimiz, insan kaynakları şirketleri ile bağlantılarımız da devam ediyor.