Levent Ölmez, Anadolu Lisesi’nin ardından Fatih Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü dereceyle bitirmiş bir genç. Doğum sırasında meydana gelen “Serebral Palsi (SP)” hastalığı nedeniyle duruş, hareket ve denge sorunları yaşıyor. Annenin hamilelik esnasında geçirdiği hastalıklar veya kullandığı ilaçlara, doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalmasına veya doğumdan sonra geçirilen beyin kanaması, sarılık veya başka hastalıklara bağlı olarak gelişen bu hastalığın tedavisi bulunmuyor. Levent Ölmez SP hastalığıyla nasıl başa çıkılması gerektiğini şöyle anlatıyor:
“Asıl sorun yürüme ve hareket güçlüğü, kaslarda aşırı gerginlik, konuşma güçlüğü ve görme bozukluğudur. Ailelerin en çok önem verdiği konulardan biri çocuğun kendi başına yürümesidir. Çevresiyle iyi iletişim kurabilen, eğitimi aksatılmamış, iyi bakılan çocuklar kendi kendilerine bakabilen özgür bireyler olabilirler. Sonuç olarak çocuğun kendine bakabilmesi, giyimi, genel görünümü akranlarıyla ilişkilerini ve çevreye kabulünü kolaylaştırır. Çevresinden ilgi ve destek gören, dışlanmayan çocuk kendine güven kazanır, toplum hayatında başarılı olur. SP kalıcı bir sorundur. SP’li çocuk büyüyerek SP’li bir erişkin olacaktır. Bugünün çocuklarını yarının büyükleri olarak aramızda görmek istiyorsak onların eğitilmeleri, varolan becerilerini kullanabilmeleri ve yeni beceriler kazanabilmeleri için ebeveynler, hekimler ve terapistler olarak el ele vermeliyiz.”
Hastalığının getirdiği zorluklarla mücadele etmekten yılmayan, hayata dört elle sarılan Levent Ölmez, başarılı bir öğrencilik hayatından sonra kendini yepyeni bir mücadelenin içinde buluyor: Hemen her yeni mezuna kabuslar yaşatan iş arama ve bulma mücadelesi. Ama onun önünde herkesten daha fazla engel var çünkü eğitimine rağmen bir iş başvurusunda öncelikle karşısındakine bu işi yapabileceğini kanıtlaması gerekiyor. “Önyargı çok büyük bir sorun,” diyor Ölmez. “Görüşme yapanlar bizlerin yetkinliklerini ve yapabileceklerimizi sorgulamadan bizim adımıza yorumlarda bulunuyor. Görüşmeler sırasında yaşadığım olaylara ben de hayret ettim doğrusu. Gördüm ki sadece kamu sektöründe olduğunu zannettiğimiz bazı uygulamalar özel sektöre de aynen yansımış.”
Yeni İş Kanunu doğrultusunda belli bir sayının üzerinde çalışanı olan her şirketin belirli bir oranda engelli çalışan istihdam etmesi gerekiyor. Şirketlerin genel politikası ise bu kotayı doldurmak için engellileri, bireysel niteliklerini göz ardı ederek fazla nitelik gerektirmeyen pozisyonlarda istihdam etmek oluyor. Levent Ölmez, iş arama ve başvuru sürecinde bazı tatsız deneyimler yaşıyor: “Bir tanıdık vasıtasıyla, cam sektöründe lider bir firmaya iş görüşmesine gittim. İlgili kişi Şirketlerinin engellileri çalıştırmak için belirledikleri belli pozisyonların mevcut olduğunu ve bunun dışına çıkamayacaklarını belirtti. Bu pozisyonları açıklamalarını isteğimde aldığım sonuç, engellileri ikinci sınıf vatandaş yerine koyduklarını gösteriyordu.”
Tek başına ayakta durma mücadelesine kararlılıkla devam eden Levent Ölmez, daha sonra üniversitedeki bir hocasının referansıyla Hedef Grup İnsan Kaynakları Yöneticisi Berrin Tavman ile görüşüyor. Görüşme çok iyi geçiyor ve İnsan Kaynakları Departmanı’nda çalışmaya başlıyor. Ölmez yeni işinden çok memnun. “Bu benim ilk işim ve henüz fazla tecrübem yok. Şu an İnsan Kaynakları eğitimi alıyorum Yöneticilerimden çok memnunum. Bana İnsan Kaynakları alanında öğrenmem gereken her şeyi zamanında gösteriyorlar. Bu arada her ikisinin de sabrına hayran olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim. Acemi olduğum için olmadık şeyler başıma geliyor. İşleri rahatsızlığımdan dolayı bazen geç yapabiliyorum. Yani bir dakikalık işi bazen iki yada üç dakikada yapabiliyorum. Biraz zaman kaybediyorum, asıl sorunum bu. Ama zamanla onu da aşabileceğimi düşünüyorum.” Engellilerin kariyer planlarını yaparken de diğer insanlara göre daha fazla özen göstermeleri gerekiyor. Ölmez, öncelikle kişinin kendiyle barışık olması gerektiğini vurguluyor: “Engelli olmak hiçbir zaman utanılacak yada ayıplanacak bir durum değil. Kişi durumunu kabul etmeli ki hayatını ona göre yönlendirebilsin. Önemli olan kişinin engel durumuna uygun planlamalar yapması. Örneğin ellerini hiçbir şekilde kullanamayan birini bilgisayar başına oturacağı bir işin hayalini kurması hayal kırıklığından başka bir şeyle sonuçlanmayacaktır!”
Daha önceki iş başvurularını tanıdıklar ve İŞKUR vasıtasıyla gerçekleştiren Ölmez’i Kariyer.net Engelli Veritabanı’yla tanıştıran da Berrin Tavman oluyor. Birlikte Kariyer.net’te özgeçmiş oluşturuyorlar ve hemen başvuru yapıyorlar. Tavman’ın amacı, engelli olup nitelikli ve eğitimli kişilerin Kariyer.net’le daha kolay iş bulabildiğini kanıtlamak. Gerçekten de Ölmez yaptığı başvuruların sonucunu bir hafta içinde alıyor ve birkaç iş görüşmesine gidiyor. Ancak daha sonra Hedef Grup’un teklifi daha cazip geliyor ve orada çalışmaya karar veriyor. “Eskiden sadece İş-Kur aracılığıyla engelliler kurumlara yada şirketlere yerleştiriliyordu. Fakat şimdi internette iş arayanlara uygun iş imkanları sağlayan, aynı zamanda iş verenlere de kendilerine uygun kişileri daha kısa sürede bulma imkanını veren Kariyer.net gibi istihdam sitelerinin oluşmasıyla bizim gibi arkadaşların daha avantajlı bir duruma geldiklerini söyleyebilirim.