gamzetBayraktar Holding İK Grup Başkanı Gamze Türker, sabırlı ve pozitif yapıya sahip olduğunu ve her gün yaptığı işten daha da keyif aldığını belirtiyor: “Kişiliğimle İnsan Kaynakları yönetiminin ihtiyacı olan özelliklerin örtüşmesinin şirket içindeki olumlu katkılarını gördükçe bu mesleğe daha çok bağlandım” diyor.

Bayraktar Holding İK Grup Başkanlığı görevini 6 yıldır Gamze Türker yürütüyor. Gamze Türker,  1979 yılında Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra, 1984 yılında Boğaziçi Üniversitesi, İdari Bilimler Fakültesi Siyasi Bilimler Bölümü’nde Lisans eğitimimi tamamladı. Okul yıllarında Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmayı planlayan Türker, o dönemlerde yurtdışındaki elçiliklere yapılan saldırılardan dolayı ailesinin bu alanda çalışmasına çok sıcak bakmadığını belirtiyor. Çalışma hayatına 1985 yılında NCR Bilişim Sistemlerinde adım atan Türker, uzun yıllar çeşitli pozisyonlarda çalıştı. 1994 yılından bu yana İnsan Kaynakları alanında çalışan Türker, kişilik  olarak destek fonksiyonunda çalışmayı sevdiğini ve başkasının hayatını kolaylaştırmanın kendisine keyif verdiğini söyledi. İşinin en zor tarafının hem adil, hem tutarlı  hem de mutlu eden olmak olduğunu anlatan Türker, iş hayatına yönelik sorularımızı yanıtladı.

İş hayatına nerede atım attınız?

Çalışma hayatıma 1985 yılı başında NCR Bilişim Sistemleri A.Ş Dış Ticaret Bölümü’nde İthalat Uzmanı olarak göreve başladım. 1985-1994 yılları arasında Ürün Yönetim Müdürü, eşzamanlı kalite müdürü ve bankacılık satış bölümü içinde satış destek müdürü olarak farklı görevler aldım.

İK ile ne zaman tanıştınız? Kaç senedir İK alanında çalışıyorsunuz?

NCR, IT sektörünün öncü firmalarından biri. Dünyada da kişisel gelişime çok yatırım yapan bir kuruluş. Beni işe başladıktan kısa bir süre sonra yetiştirme grubuna dahil ettiler. İnsan Kaynakları bölümü 1989 yılından itibaren kariyer planımın içindeydi. 1994 yılı sonunda İK Müdürü pozisyonunda bir açılım olunca bu göreve atandım. 16 yıldır İK alanında çalışıyorum. Bunun son 6 yılında ise Bayraktar Holding İK Grup Başkanı olarak görev yapıyorum.

“SABIRLI VE POZİTİFİM”

İK’yı çalışma alanınız olarak seçmenizin sebebi nedir?

Her zaman iş yaşamında hareketli ortamı sevmişimdir. İK da çalışıyorsanız bu hareketlilik sizin doğal bir parçanız oluyor. Ayrıca sabırlı ve pozitif yapıya sahip olduğumu düşünüyorum. Kişiliğimle İnsan Kaynakları yönetiminin ihtiyacı olan özelliklerin örtüşmesinin şirket içindeki olumlu katkılarını gördükçe bu mesleğe daha çok bağlandım ve her gün yaptığım işten daha da keyif aldım.

Eğitiminizin İK hayatınıza ne gibi etkileri var?

Bu konuyu son yıllarda daha sık irdeliyorum. Sanırım Notre Dame de Sion’da 8 yıl geçirmiş olmamın bazen kendimi bile şaşırtan sabrımda büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Her tür düşünceye saygılı olmayı öğrendik. Boğaziçi Üniversitesi ise araştırmacı yönümü geliştirdi.

FARKLI ALANLARDA DENEYİM FIRSATI

Kendinizi İK alanında nasıl geliştirdiniz?

NCR İK Müdürü olarak atandıktan 2 ay sonra firmayı satın almış olan AT&T ile birleşme süreci başladı. ABD’de NCR Genel Merkezi’nde 2 özel göreve gönderildim. Bu kısa süreli görevlerde önce birleşme yönünde eğitim aldım ve çalışmalar yaptım, sonrasında ise İK’nın uluslararası yeniden yapılanması için oluşturulan çalışma gurubunda görev aldım. 1995-2004 yılları arasında yapılan tüm organizasyonel değişiklikler benim farklı alanlarda deneyim kazanmama fırsat verdi. İçinde yaşarken zorluk olarak gördüğünüz tüm bu iniş çıkışlar sizin daha da bilenmiş olarak meslek hayatınızda ilerlemenize imkan sağlıyor. Tabii ki altyapı uygulamalarına yatırım yapan çok uluslu bir teknoloji şirketinin parçası olmak bu gelişim sürecinde önemliydi.

Uzun bir İK geçmişiniz var. Bu kadar senede Türkiye’de İK anlamında neler değişti?

Ben şanslı bir İK’cı olduğumu düşünmüşümdür. 1988 yılında kariyer planlaması yapan ve 1998 yılında sanal  NCR Üniversitesi’nden online eğitimler alabildiğimiz bir şirkette 20 yıl geçirdim. 2005 yılı başında Bayraktar Grubu ile yollarımız birleştiğinde Türkiye’deki İK uygulamalarına daha yakından bakma imkanım oldu. 1990’lı yıllardan itibaren genelde her işletme muhakkak bir İK yapılanması olması gerektiğini düşünüyor ve kurumsal yapısına uygun gelse de gelmese de birtakım çalışmalar yapıyordu. Bu alanda danışmanlık veren kurum ve kişilere, genelde yurtdışı uygulamaları körü körüne tavsiye edebiliyordu. Çalışanlar ise üstlerine tam oturmayan bu elbiselerle hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Bugün İK işletmelerin yönetim modelinin bir parçası diyebiliriz. Gelişen teknolojik altyapılar, iletişim imkanları ile geçmişte zor olanlar artık yaşamımızın bir parçası.

“MESLEĞİMİN HER YÖNÜNÜ SEVİYORUM”

Mesleğinizin keyif aldığınız ve zor bulduğunuz yanları neler?

Ben kişilik olarak destek fonksiyonunda çalışmayı seven birisiyim. Başkasının hayatını kolaylaştırmak bana keyif veriyor. Bu yüzden mesleğimin her yönünü gerçekten seviyorum. Bazen günün sonunda “ne iyi etmişim de bu alanda çalışmaya başlamışım” dediğim oluyor. İşimizin en zor tarafı hem adil, hem tutarlı hem de mutlu eden olmak. Bazen herkes için bunları bir arada dengede tutmak zor oluyor.

İK’da kariyer yapmak için sizin tavsiyeleriniz neler olur?

Herşeyden önce kişilik özelliklerinin uyumlu olması lazım. Bu alanda kariyer yapacakların insanı sevmesi, hoşgörülü ve hizmet etme içgüdüsüne sahip olması lazım.

Bir İK’cı olarak adaylarda en çok dikkat ettiğiniz özellikler neler? Görüşmeler için sorduğunuz bir favori sorunuz var mı?

Kendi gelişimlerinin sorumluluğunu alan, kendileri ile ilgili hedefleri olan, araştırmacı adaylar genelde her alanda başarılı oluyorlar. Özellikle favorim diyebileceğim bir soru bulunmuyor. Adayı tanımaya ve kurum kültürümüzle ne derece uyuşabileceğine yönelik soruları belli bir senaryo içinde soruyorum.

HEDEFLERİ OLAN, ARAŞTIRMACI ADAYLAR BAŞARILI OLUYOR

Hayatım boyunca unutamayacağım dediğiniz görüşme anılarınız var mı?

Yıllar önce ilk İK’da göreve başladığım aylarda İşkur’dan yönlendirilen engelli 2 aday ile yaptığım görüşmeyi hiç unutamam. İyi eğitimli ancak engelli oldukları için son derece ümitsiz bir şekilde görüşmeye gelmişlerdi. Gözlerindeki bıkkınlığı hala hatırlarım. İkisini de işe aldık. Yıllarca beraber çalıştık.

Görüşmeye giren adaylara tavsiyeleriniz neler olur? 

Doğal olmaları ve rahat hissetmelerini öneririm.

Çalışanlarla aranızda nasıl bir iletişim vardır? 

Samimi bir iletişim olduğunu düşünüyorum. Çalışanlara yakın olmayı seviyor ve bana ihtiyaç duydukları her yerde yanlarında olmaya çalışıyorum.

İK ekibiniz kaç kişiden oluşuyor, İK alanında hedefleriniz neler?

6 kişilik bir ekibimiz var. 7 şirkette 400 kadar beyaz yakaya hizmet veriyoruz. Ayrıca fabrikalarımızda Personel ve İdari İşler Bölümleri ağırlıklı olarak mavi yakaya destek oluyor.

EĞİTİM PROJELERİ YILI 2011

Son zamanlarda ajandanızda hangi İK projeleriniz var? 

Perakende yapılanmamız ile ilgili çalışmalarımız var. 2011 yılında eğitime ayrı bir önem veriyoruz. Hem ticari şirketlerimiz hem de İzmir’deki fabrikalarımızda bu konuda projelerimiz var.

Sizin en çok zevk aldığınız İK projeleri hangi alanlarda oluyor?

Çalışanın da katılımı ile gerçekleştirdiğimiz projeler.

Mesleğiniz dışında kendinize vakit ayırdığınız zamanlarda neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Uzun yıllardır sivil toplum kuruluşlarında görev aldım. Bu tür faaliyetlerin kişisel gelişimime çok katkısı oldu. Yurtiçi ve yurtdışında seyahat etmek ve farklı kültürleri tanımak benim için önemli. Ekvator’dan Japonya’ya dünyanın farklı yerlerinde çok arkadaş edindim. Ayrıca doğa ile iç içe olmayı, bahçeyle uğraşmayı seviyorum.