Matematikte polinomlar birden fazla değişkeni, dolayısıyla da birden fazla tanımı olan ifadeler. Acaba polinomlar, çok sayıda farklı değişkenin bir araya gelmesiyle elde edilen motivasyon bilmecesine de uygulanabilir mi?
Maslow’un motivasyon teorisinden günümüze kadar motivasyon üzerine ciltlerce kitaplar yazıldı. Davranışbilimciler, psikologlar ve işadamları bir kişinin bir işi tekrarlayarak yapmasını sağlayan nedenler üzerine birçok araştırma yaptı. Kurumlar sürekli olarak çalışanları motive etmenin, çalışanların moralini yükseltmenin ve daha iyi çalışma ortamları yaratmanın farklı yollarını araştırdılar. Ancak motivasyon, iş yaşamının ve İnsan Kaynakları alanının çözülmemiş en önemli düğümlerinden biri olarak hala “gizemini” koruyor.
Son zamanların motivasyon üzerine ilginç teorisi, Amerikalı İnsan Kaynakları uzmanı Miguel Premoli tarafından ortaya atıldı. Premoli’nin matematikteki polinomları esas alan teorisine göre, çalışan motivasyonu birçok faktörün bir araya gelmesiyle elde edilen bir sonuç ve bu değişkenlerin denklemdeki ağırlığı, her birey için farklı. Diğer bir deyişle bir çalışanın motivasyonu, farklı faktörlerin kombinasyonundan oluşuyor. Bu faktörlerin sırayla farklı bir ağırlığı var ve tüm faktörlerin toplamı, çalışma motivasyonuna eşit oluyor. Tıpkı bir polinomun aldığı her değer için farklı bir sayıya eşit olması gibi…
Motivasyon hataları neler?
Bazı kurumlarda çalışanlarının moraliyle ilgili bir sorun yaşandığında, morali bir anda yükseltebilecek büyülü bir kampanya düzenleyebileceğine inanılıyor. Bu kampanyayla tüm sorunların bir anda çözülmesini bekleniyor. Bu anlayış içinde İnsan Kaynakları uzmanlarının çalışanları motive etmeleri veya bunu sağlayacak programlar geliştirmeleri isteniyor ve çalışanların moralini yükseltmek için kısa vadeli motivasyon planları uygulanıyor. Bu tür yüzeysel programları uygulayan kurumlar çoğunlukla kısa vadede beklenilen iyi sonuçları elde edebiliyor. Ancak uzun vadede bu eylemlerin etkileri olumsuz oluyor çünkü çalışanlarda tepkisizleşmeye ve alaycılığa neden oluyor. Diğer yandan, çalışan motivasyonuna gerçekten önem veren şirketler çalışma ortamıyla ilgili veri topluyor, bu verileri yöneticilere iletiyor ve yöneticiler çalışanlarıyla moralin yüksek tutulması ve doğru adımlar atılması üzerine iletişim kuruyor.
İnsanları neler motive ediyor?
Polinom teorisine göre, kurumlar motivasyonu sağlamakta önemli ancak dolaylı bir rol oynuyor. Kurumlar bireyi motive edemiyor, sadece bireysel motivasyonun oluşmasını sağlayabilecek çalışma ortamlarını yaratabiliyor. Her bireyin motivasyon faktörleri farklı olduğundan, bireyler doğru ortamı bulduklarında kendi motivasyonlarını yaratıyorlar.
Şimdiye kadar motivasyon üzerine yapılan çalışmalardan çıkan ortak sonuç, motivasyonun insanların yaşamsal ve psikolojik süreçleriyle yakın ilişkili olduğu yönünde. Artık İnsan Kaynakları uzmanları ve yöneticiler, her bireyin, bir işi, projeyi ya da eylemi gerçekleştirirken motivasyon seviyesine bağlı olarak farklı sonuçlar üreteceğini kabul ediyor. Genellikle çalışanların motivasyonu, organizasyonlar, bireysel görevler ve kurumun değerleri birbiriyle uyum içinde olduğu sürece üst seviyede seyrediyor.
Motivasyonu belirleyen faktörler neler?
Farklı etkenlerin farklı kişileri motive ettiğini kavrayabilmek, yöneticiler için büyük önem taşıyor. Polinom teorisinde bu etkenler “motivasyon belirleyicileri” olarak adlandırılıyor. Bu belirleyicileri değerlendirirken, insanların bir tek etkenle motive olmadıkları; aksine bir dizi etkenin onları motive ettiğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Bir çalışan, kişisel hayatı veya kariyeriyle ilgili bir değişim sürecinden geçtiğinde çoğunlukla onun motivasyonu belirleyen etkenler de değişime uğruyor. Ancak insanlara hangi etkenlerin kendilerini çalışmaya motive edeceği sorulduğunda cevaplar genellikle değişmiyor:
  • Çalışılan kurum
  • Çalışma ortamı
  • İşverenleri yöneticiler
  • Para
  • Özel bir rol oynadıklarında alabilecekleri karşılıklar
  • Fark edilmek
  • Pozisyonun sağladığı güç
  • Statü
  • Çalışma arkadaşları
  • Çalışma saatleri            

 Bu faktörleri değerlendirmenin en basit yolu, polinom sisteminde olduğu gibi ,tek tek motivasyon faktörlerini eklemek.

A çalışanını örnek olarak alalım:

A’nın motivasyonu = Ücret + patronu + çalışma çizelgesi + iş atmosferi + iş arkadaşları.

Her bir faktör A’nın motivasyon formülünde farklı bir orana denk düşüyor.

A’nın motivasyonu = Ücret( %20 ) + patronu( %50 ) + güç( %10 ) + çalışma çizelgesi ( %10 ) + iş atmosferi( %5) + çalışma arkadaşları( %5 ).

Buradan anlıyoruz ki, A’nın motivasyonu sırasıyla patronundan, ücretinden, gücünden, çalışma çizelgesinden ve iş ortamıyla çalışma arkadaşlarından geliyor.

Sürekli değişim
Daha önce de belirtildiği gibi, motivasyon değişimleri, başka birçok faktörle birlikte, kişinin yaşamındaki ve kariyerindeki evrelere bağlı olarak meydana geliyor.

A, üniversiteden henüz mezun olmasına ve iş hayatına ilk adımlarını atıyor olmasına bağlı olarak, öncelikli motivasyon kaynağını işvereni oluşturuyor. Diyelim ki, işvereni, A’ya yol gösteren ve sürekli yeni şeyler öğrenmesini sağlayan, mükemmel bir lider.

A için motivasyonu belirleyen etkenler, örneğin bir araba almak için kredi başvurusu yaptığında değişiyor ve ücret önem kazanıyor.

A evlenip çocuk sahibi olduğunda, bu sefer çalışma saatleri onun için anahtar etken haline geliyor. Çocuklarına daha fazla zaman ayırmak isteyeceğinden, çalışma saatleri onun belirli bir pozisyonda çalışmasında bir motivasyon unsuru oluyor.

Polinom teorisi, analiz edilen kişinin analiz anındaki durumuna göre, motivasyonu belirleyen etkenlerin nasıl değişebileceğine dair bir bakış açısı da sağlıyor.

Uygulama ne kazandırıyor?
İnsanların motivasyon seviyesini anlamak, etkili bir lider, yönetici veya takım üyesi olabilmek adına büyük önem taşıyor. Motivasyonu belirleyen etkenler kavranabilirse, motivasyonun oluşabileceği bir iş atmosferi yaratmak kolaylaşıyor. Bu atmosferi yaratmanın belirli bir formülü yok olmasa da motivasyonun önemi ne kadar özümsenebilirse, çalışanları memnun etmeyi sağlayacak tutumların alınmasına o kadar yaklaşılabiliyor. Eğer bu özümsenmezse çalışanlar etkisiz, hatta verimsiz davranışlarda bulunabiliyor. Örneğin işinde bir terfi bekleyen bir çalışana maaş artışı sağlanırsa, bu tutum onun motivasyonuna küçük bir etkide bulunuyor. Öte yandan örneğimizdeki çalışan beklentisiyle bağlantılı bir pozisyonda görevlendirilirse, bu yaklaşım onun tutumuna pozitif bir etki yaratıyor.

Kurumların ellerinde çalışanlarının motivasyonunu sağlayacak sihirli bir değnek olmadığına göre, çalışanlarının motivasyonunu belirleyen etkenleri sürekli izleme ve değerlendirme ödevi liderlerine ve yöneticilerine düşüyor. Kişisel motivasyonu harekete geçirebilecek etkenleri kavrama becerisi iyi bir liderle, vasat bir lider arasındaki farkı ortaya koyuyor.