Hava fotoğrafçılığına nasıl başladınız?

Benim fotoğrafçılığım endüstri fotoğrafçılığı ile başladı. İnsan fotoğrafı, portre fotoğrafı çekmedim, amatör dönemlerimde de bu tarz fotoğraflarım fazla olmadı. 1986 yılına kadar mimari fotoğrafçıydım; endüstriyel fotoğraflar, şantiyelerde binaların fotoğraflarını çekiyordum. Sonra 1986 yılında sivil havacılık başlayınca havacılık merakımla fotoğrafçılık merakım birleşti ve hava fotoğrafçılığı yapmaya başladım. Hava fotoğrafçılığı masraflı bir iş. Yani ben hava fotoğrafı çekmek istiyorum diyerek helikopter kiralayıp uçarsanız çok masraf olur.

Peki siz finansman kısmını nasıl idare ediyorsunuz?

Ticari iş çıkartarak yapıyoruz. Yine eskiden olduğu gibi sanayi kuruluşlarının, fabrikaların, şantiyelerin fotoğraflarını çekerek bu işin ticari yönünü hallettik. Örneğin Adana’da bir iş varsa Adana’ya gidinceye kadar yolun üzerinde ne kadar tarihsel nokta varsa onları çekerek gidiyoruz. Bu sayede o bölgedeki doğal güzelliklerin hava fotoğrafını da çekmiş oluyoruz.

Eşiniz de size yardımcı oluyor değil mi?

Evet, bazen o da çekimlere katılıyor ya da asistanlık yapıyor.

Endüstriyel fotoğraflarla uğraşırken arkeolojiye yönelmeniz nasıl oldu?

Hava fotoğrafçılığı yaparken Amerika’da Prof. Kenan Erim’le tanıştım. “Madem helikopterle tüm Türkiye’yi dolaşıyorsunuz, ticari yerlerin, turistik yerlerin fotoğraflarını çekiyorsunuz, arkeolojiyle de ilgilen” dedi. Çünkü arkeolojik kazı yapan tüm profesörlerin, hocaların; kazı yaptıkları ören yerinin hava fotoğraflarına ihtiyacı var. Balondan çekmeye çalışıyorlar ama çok zorlanıyorlar. Türkiye’yi dolaşırken arkeolojik yerlerin fotoğraflarını çekmemi ve kazı yapanlara yardımcı olmamı önerdiler. Bunun karşılığında hiçbir ticari amaç gözetmedim. Türkiye’de bu yıl 130 yerde kazı yapılıyor, bunların sanırım 4 ya da 5 tanesinin hava fotoğrafı çektirme bütçesi vardır. Çoğu bağışlarla ve devletin çok az verdiği bütçeyle çalıştıkları için hava fotoğrafına ayıracak bütçeleri olmuyor.

Türkiye’de hava fotoğrafçılığı yapan bakşa fotoğrafçılar var mı?

İstanbul’da birkaç tane ve Antalya’da turistik amaçlı birkaç tane daha hava fotoğrafçısı var ama tüm Türkiye’yi dolaşan Diyarbakır’a Mardin’e giden tek benim. Keşke daha fazla hava fotoğrafçılığıyla ilgilenen olsa. Küçük bir ülke olan Belçika’da 36 tane hava fotoğrafçısı var. Türkiye’de 36 tane hava fotoğrafçısı olması bizim pastamızı küçültmez.

Sizce pahalı bir uğraş olduğu için mi fazla ilgi gösteren çıkmıyor?

Evet çok masraflı gerçekten, biz de mesela 3-4 sefer bu helikopter masrafları yüzünden battık. Bazen bize geliyorlar hava fotoğrafçılığı nasıl, öğrenmek istiyoruz diye ama profesyonel anlamda yapacak kadar cesaretli çıkan olmadı. Ama öğrenmek isteyenleri İstanbul uçuşlarında uçuruyoruz.

Hava fotoğrafçılığı için ne tür ekipmanlar gerekiyor?

Bildiğimiz fotoğrafçılıkta kullandığınız ekipmanlarla hava fotoğrafçılığındaki tüm ekipmanlar aynı. Fotogrametrik anlamda hava fotoğrafçılığı yapıyorsanız farklı ekipmanlar gerekir. Zaten fotogrametrik hava fotoğrafçılığını insanlardan çok uçaklar yapıyor, uçağa monte ediyorlar ve belirli periyodlarla fotoğraf çekiyor ve sonra üstüste bindiriyor. O harita fotoğrafçılığı, onun da alternatifi şimdi uydu fotoğrafçılığı. Bizim yaptığımız biraz daha görsel. Bizimkilerden ölçek alamazsınız, yatay bir açıyla çekildiği için daha görsel, daha tanıtıma yöneliktir. Onun için de kaliteli bir makine olduktan sonra her makineyle yapılabilir. Önemli olan alışkın olduğunuz bir makine olması. Ben Hasselblad kullanıyorum. Amatörlüğüm de onunla başladı ve hep onunla devam ediyorum. Bu işi yapanlar da genelde Hasselblad kullanıyorlar. Objektif olarak genelde 120mm kullanıyorum. Geniş arazi çekimleri olursa o zaman geniş açı kullanıyorum. Dia film ve 65 ASA kullanıyorum. O mesela hep yanlış bilinir. Helikopter hareketli, yüksek ASA film kullanalım diyorlar, o zaman da gren dediğimiz olay oluyor. Helikopter istediğiniz aman duruyor, onun için 64 ASA kullanıyorum. Diyaframı yükseltip enstantaneyi de olabildiğince düşürüyorum, 30’a kadar düşük enstantane ile çekebiliyorum.

Tehlike atlattınız mı?

Sadece heyecan yaşadık, Anadolu’da dağlarda rüzgarda uçmak zorunda kaldığınızda büyük heyecan yaşıyorsunuz.

Çekimleri helikopterin kapısı açıkken yapıyorsunuz değil mi?

Artık onu pek kullanmıyoruz. Helikopterde küçük bir cam açıyoruz 25 x 35 gibi. O camdan çekebiliyoruz.

Hava fotoğrafçısı olmanın incelikleri var mı?

Hava fotoğrafçısı olmak için sadece fotoğraf bilginizin çok iyi olması yeterli değil; biraz da havacılık bilginizin olması gerekir. Yanınızdaki pilottan ne isteyip ne istemeyeceğinizi bilmeniz lazım. İkincisi de pilot önemli. Pilotun da en azından sizin kadar fotoğrafçılığı bilmese bile fotoğrafı sevmesi lazım. Fotoğrafçı gözü olması lazım ki size istediğiniz açıyı versin. Bir binayı yerden çekmek için ideal iki ya da üç nokta vardır. Ama havaya çıktığınız zaman o binayı çekmek için deklanşöre basabileceğiniz o kadar çok nokta var ki. Yine ideal noktayı yakalamak için de çok fazla bir şansınız yok, o ideal nokta sayısı beşi geçmez. O açıları yakalayabilmek ve o pozisyonda helikopterin manevra yapmasını sağlamak için pilota doğru bilgiler vermeniz lazım; çünkü pilot bizim gözümüzden bakmıyor. Mesela büyük bir yerdir ama geniş açı kullanıyorsunuzdur, o kadar uzaklaşmanıza gerek kalmaz. Kendi elinizdeki imkanları düşünerek ne çekeceğinizi kafanızda oluşturmanız ve pilotu ona göre yönlendirmeniz gerekir.

Helikopterleri nereden kiralıyorsunuz?

Helikopter kiralayan şirketler var piyasada. Benim şu an çalıştığım 3 tane pilot var. Hangisi uygunsa onunla çalışıyorum. Devamlı aynı pilotlarla çalışmaya özen gösteriyorum.

Nerelerde hava fotoğrafı çektiniz?

Yurtdışında Meksika, Dominik, Yunanistan, Mısır, İspanya’da Kanarya Adaları’nı sayabilirim öncelikle. 87 ülke gezdim. Almanya’daki bir turizm şirketi için Meksika kataloğu çektik. Onların Türkiye kataloglarını da yapmıştık. Çalışmadan memnun kalınca diğer ülkelerdeki tanıtımlar için de çalışma yapmamı istediler. Türkiye’de ise gitmediğim yer yok. Turizmle ilgili çalışırken genelde Ayvalık-Alanya arasında çok sık çalışıyordum. 2000 yılından beri Anadolu’ya daha çok ağırlık vermeye başladım. Çünkü Anadolu o kadar büyük ve o kadar güzel ki.

Başka hangi çalışmalara katıldınız?

Havadan İstanbul’un 2. baskısını yapacağız, tüm fotoğrafları yenilendi. Panorama İstanbul kitabı gibi o da sponsor bekliyor. Sponsor bulursak ikisini birden çıkartacağız. Bir de daha kapsamlı bir çalışma olan Anadolu Antik Tiyatroları var. 196 tane fotoğraf yer alıyor bu çalışmada. Anadolu’daki tiyatroların, kervansarayların, külliyelerin, antik limanların, antik mabedlerin hava fotoğraflarını, yerden detay fotoğraflarını, mimari fotoğraflarını çekip hazırladık. Sponsor buldukça tüm bu çalışmaları paylaşmayı düşünüyoruz.

İstanbul’un 330 derecelik fotoğrafını çektiniz. Bu çalışma nasıl oldu?

Öncelikle kafanızda birleştirmeniz lazım ki çekerken ona göre kadrajınızı vs ayarlayın. Bu panorama fotoğraf için yaklaşık bir aya yakın ince hesap yaptık, her kare üzerinde çalıştık. 330 dereceyi Hasselbald’ın 110 mm’lık objektifi var, onunla 3 parçada da çekebilirsiniz. Ama ne kadar geniş açıyla çekerseniz kenarları tutturmanız zorlaşır. Onun için 30 derecelik dar bir açıyla çektik, görüntüyü bozulmadan fotoğrafları birleştirdik. 12 parçada çektik, bir parçayı koymadık, o parçaya deniz denk geldi.

Başka hangi fotoğraflar var bu çalışmada?

Bu fotoğrafın dışında 29 tane daha çektik. Yine İstanbul, Üsküdar, Boğaz’ın diğer tarafından bu tarafa doğru var, onların birleştirilmesi şu anda devam ediyor. Hepsi bittikten sonra sponsor bulabilirsek kitap hazırlayacağız ve bir sergiyle fotoğrafları sergileyeceğiz.