işçıkışİnsan Kaynakları, işten ayrılan çalışanlarla yaptıkları işten çıkış görüşmeleriyle şirket içindeki memnuniyetsizliklerin nedenini öğrenmeye çalışıyor. Ancak yönetici ne yapmış da çalışanı bıktırmış, ne sıkıntılar yaşamış gibi bilgiler alınırken yapılan yönlendirme ve sübjektif yaklaşımlar işten ayrılan çalışanın ateşini körükleyebilir.
Toplantı odasında sıkıntılı bir hava var. Ama sessizlikten ziyade hararetli konuşmalar hakim odaya. Koridordan geçerken camdan kafasını uzatanlar bir erkek ve bir kadın görüyorlar içeride. Erkek sürekli anlatıyor, kadın ise onun söylediklerini onaylamak için devamlı kafasını sallıyor.
İş için bir araya gelmiş iki insandan çok dertleşen iki dost gibiler.
Erkek hararetle ama sesini kısarak devam ediyor konuşmaya:
-Bülent Bey, Bülent Bey var perde arkasında, yerin kulağı vardır Yeşim’ciğim, bu bilgi sende kalsın ama gerçek bu. Şimdi ben bu konuyu yöneticimle, Damla Hanım’la birkaç defa konuşmak istedim. Fakat o her seferinde bir bahaneyle dinlemek istemedi beni. Çok sübjektif, çalışanlara adaletli yaklaşmak konusunda çok eksiklikleri var. Aslında yeni de değil, yılların yöneticisi ama neden böyle yapıyor anlamadım, yönetimsel anlamda çok zaafları var. Ekipteki herkes şikayetçi kendisinden.
Yeşim daha fazla dayanamıyor ve araya giriyor:
-Ben dışarından bir göz bir İnsan Kaynakları çalışanı olarak baktığımda sizin ekipteki huzursuzluğu hissediyorum aslında. Yönetimsel anlamda zafiyet kesin var. Bu noktada Damla Hanım ile birebir çalışan birisi olarak senin değerlendirmelerin bizim için çok kıymetli. Bugün ayrıca bir işten çıkış formu doldurtacağım sana, orada yöneticini puanlarken gerekeni de yaparsın.
Yeşim’in söylediklerinden sonra Yavuz daha da hırslanıyor. Aklından hemen şöyle geçiriyor:
-Demek bir form dolduracağım ve yöneticimi değerlendireceğim. Harika! Şimdi yaktım seni Damla!
Aslında Yavuz, Damla Hanım’a tepkiliydi ama bu kadar da vahim boyutlarda değildi iş. Ne olduysa konuşmaya başladıktan ve Yeşim’in yorumlarını dinledikten sonra olmuştu. Yeşim onun ateşini söndüreceğine, yangına körükle gitmişti sanki.
Yavuz dolduracağı forma bakarken dayanamadı ve sordu:
-Sana anlattıklarım, formda vereceğim bilgiler gerçekten değerlendiriliyor mu? İnan kendim için değil, en azından benden sonrası için bir şeyler düzelsin diye soruyorum bunu.
Yeşim:
-Değerlendirilmez mi! Üst yönetime tüm bilgileri aktarıyoruz. İşten ayrılan çalışan neden ayrılmış, çalıştığı sürece ne sıkıntılar yaşamış, yönetici ne yapmış da çalışanı bıktırmış gibi bilgilerle her şeyi anlatıyoruz.
-Anlatın vallahi Yeşim. Şu şirkette çalıştığım dört yıl boyunca neler yaşadığımı bir ben bilirim, bir de Allah bilir. Damla Hanım da belki kendine çeki düzen verir.
İçinde “Damla” geçen her cümleden sonra dert yanmalar sel olup akıyordu. Aslında Damla Hanım’a tepkili olan yalnızca Yavuz değil gibiydi. Yeşim de Damla’ya kızgın gibiydi ve bu işten çıkış mülakatıyla sanki intikam almak istiyordu.
Bir yirmi dakika daha konuşup dertleştiler. Görüşmenin sonunda Yavuz formu büyük bir zevkle önüne çekti ve yönetici değerlendirme bölümlerinde “yetersiz” seçeneğinden başka bir şey işaretlemedi. Yazdıkça, işaretledikçe rahatlıyor gibiydi.
Böylece görüşme tamamlandı ve Yavuz, Yeşim ile vedalaştı. Artık iki ayrı şirketin çalışanıydılar.
Yavuz eski şirketinden çıkarken mutlu gibiydi. Fakat mutluluğu uzun sürmedi, daha binanın köşesini dönmemişti ki içini bir sıkıntı kapladı. “Acaba Damla’ya biraz haksızlık mı ettim?” sorusu kafasına dank etti. Fakat sıkıntısının haksızlık etme düşüncesinden mi, yoksa ileride eski yöneticisinin “olumsuz referans” ile intikam alabileceğinden mi geldiğini anlayamadı.
Yeşim ise görüşmeden çıkar çıkmaz soluğu İnsan Kaynakları müdürünün yanında aldı. Ona edindiği kendince gizli bilgileri hevesle anlattı. Fakat karşılığında yöneticisinden hiç beklemediği bir tepki aldı.
Yöneticisi onu kişisel sorunlarını işe yansıtmakla, çalışanı yanlış yönlendirmekle, objektifliği zedelemekle, üslubunun profesyonel olmamasıyla ve işten çıkış görüşmesini ağlama duvarına çevirmekle suçladı.
Kısaca, hararetle başlayan işten çıkış görüşmesi o gün son bulsa da, katılımcılarının göğsündeki ateşi bir süre daha onları yakmaya devam etti.