2026 İK trendleri: Stratejik liderlikten yapay zekâya yeni öncelikler

İnsan kaynakları dünyası, her yıl değişen iş gücü dinamikleri, teknoloji ve çalışan beklentileriyle yeniden şekilleniyor. 2026 yılında gündemde olacak konular, yalnızca çalışanların değil, kurumların da geleceğe bakışını değiştirecek nitelikte. Peki, 2026 yılında İK profesyonellerinin radarına hangi başlıklar girecek? İşte öne çıkan trendler…

Algoritmik İK karar süreçlerini güçlendiriyor

İK süreçlerinde; işe alımdan performans yönetimine kadar, algoritmalar sonuçları tahmin etmek, analiz etmek ve iyileştirmek için kullanılıyor. Bu, işletmelerin önyargıları azaltma, bilinçli kararlar alma ve İK süreçlerini düzene koyma potansiyelini fark etmesiyle ivme kazanıyor. Önümüzdeki dönemde ise veriden yararlanmaya daha fazla öncelik verilecek gibi duruyor.

Çalışan deneyimi (EX) önemini arttırıyor

Çalışan deneyimi, 2026 yılında daha da dijitalleşecek ve kişiselleştirilecek. Uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte olumlu bir çalışan deneyimi sağlamak; yetenek kazanımı ve elde tutmada kritik bir faktör haline gelecek. EX’e öncelik veren şirketler, daha yüksek moral, elde tutma oranları ve genel olarak daha iyi iş sonuçları elde etme potansiyeline sahip olacak.

CHRO’lar stratejik liderler olarak öne çıkıyor

CHRO’lar artık yalnızca insan kaynakları süreçlerini yöneten isimler değil; iş stratejisinin, dijital dönüşümün ve kurum kültürünün şekillendirilmesinde kilit aktörler olarak öne çıkıyor. Bu rol değişimi, İK’nın gelecekte şirketlerin en stratejik fonksiyonlarından biri haline geleceğini gösteriyor.

Üst performans gösteren şirketler, yöneticilerin idari yüklerini azaltarak çalışan gelişimine %40 daha fazla zaman ayırmalarına imkânı tanıyor

Toplam refaha odaklanılıyor

2026 yılı, çalışanların yalnızca fiziksel değil, zihinsel, duygusal, sosyal ve finansal sağlıklarını da kapsayan bir refah anlayışının ön plana çıktığı bir dönem olacak. Kişiselleştirilmiş sağlık koçluğu, esnek zihinsel sağlık kaynakları gibi uygulamalar, çalışanların bireysel sağlık hedeflerine ve yaşam tarzlarına uyum sağlayacak şekilde sunulacak. Bu yaklaşımla, çalışan bağlılığını arttırmak ve organizasyonel verimliliği yükseltmek hedeflenecek.

Anlam arayışı ve toplumsal etki gündemde

İK’nın geleceği, yalnızca kâr odaklı değil, aynı zamanda toplumsal etki yaratmayı hedefleyen organizasyonlarla şekillenecek. Çalışanlar, işlerinin sadece bir gelir kaynağı olmanın ötesinde, anlamlı ve toplumsal fayda sağlayan bir amaca hizmet etmesini bekliyor. Bu dönüşüm, organizasyonların stratejilerini yeniden şekillendirecek ve çalışanların işlerine olan bağlılıklarını arttıracak.

İK tükenmişliği: Bir kriz olarak ele alınması gereken bir durum

İK departmanları, değişen iş yeri dinamiklerinin tam kalbinde yer alıyor. Pandemi süreci, uzaktan çalışan ekipleri yönetmekten artan çalışan kaygılarını gidermeye kadar İK’yı daha önce keşfedilmemiş sorumluluklarla karşı karşıya bıraktı.

Son yıllarda İK profesyonellerinin artan baskı ve taleplerle karşı karşıya kaldığı ve bunun İK’da tükenmişlik eğilimini güçlendirebileceği öngörülüyor. Uzaktan çalışmanın yaygınlaşması ile çalışanların refahı ve ruh sağlığına dair sorumlulukların artması, İK profesyonelleri için karşılaşılan zorlukları muhtemelen daha da derinleştiriyor.

Gallup’un verileri, bu baskıların yalnızca bireysel değil, kurumsal verimlilik üzerinde de etkili olabileceğini düşündürüyor. Bu nedenle tükenmişlik, artık yalnızca bireysel bir sorun olarak değil, kurumların dikkate alması gereken stratejik bir konu olarak değerlendiriliyor.

Başarılı şirketler, İK teknolojisine yatırım yapma ve sistemlerini düzenli olarak güncelleme konusunda 3 kat daha fazla eğilim gösteriyor

Eş zamansız çalışmanın yaygınlaşması

Eş zamansız çalışma, ekip üyelerinin gerçek zamanlı etkileşimlere ihtiyaç duymadan görevler üzerinde çalışmasını sağlayacak. Bu model, farklı zaman dilimlerinde çalışan ekipler için esneklik sunacak ve sürekli kesintileri azaltarak derinlemesine çalışmayı teşvik edecek. Çalışanların en uygun zamanda yanıt verebileceği bir ortam yaratılacak, bu da üretkenliği artıracak ve iş-yaşam dengesini iyileştirecek.

İnsanlar ve botlardan oluşan yeni bir karma iş gücü

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, iş yerleri bir paradigma değişimi yaşıyor. Profesyonel alanlarda robotların ve yapay zekanın ortaya çıkışı, insanların ve robotların birlikte çalışacağı karma bir iş gücüne ortam hazırlıyor. Bu yaklaşım, her iki tarafın da güçlü yönlerinden yararlanarak optimize edilmiş operasyonlar, gelişmiş verimlilik ve gelişmiş kullanıcı deneyimleri sağlayabilir.

Yüksek performans gösteren şirketlerin %83’ü, önümüzdeki üç yıl içinde çalışanlarına AI eğitimi vermeyi planlıyor

Kaynaklar: 123

Loading spinner
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Özden, Bilgi Üniversitesi’nde İnteraktif Pazarlama alanında yüksek lisans yapmıştır. Lisans öğreniminin ilk yıllarında TRT Haber’de asistan muhabirlik yaparak meslek hayatına başlamıştır. Mezun olduktan sonra farklı dönemlerde TV8 Haber ve Cem TV’de; yapımcı, yönetmen ve editör olarak görev almıştır. Dijital dünyadaki gelişmelerle birlikte editoryal deneyimini online platformlara taşımış, Markafoni’de ve Mudo’da içerik editörlüğü yapmıştır. Kurumsal markalar için freelance SEO editörlüğü de yapan Özden, 2018 yılı itibarıyla kariyerine, Kariyer.net içerik editörü olarak devam etmekte ve online/offline içerik üretmektedir.
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.