Yüksek çalışan bağlılık oranını yakalamak günümüzde şirketlerin en önemli önceliklerinden biri. Fakat çalışan bağlılığını sağlamak kolay bir iş olmadığı gibi çalışanların bağlılık oranlarını tespit etmek de o kadar kolay değil. Çalışan Bağlılığı Uzmanı Bertay Fişekçi, bu noktada size yardımcı olacak 7 önemli soruyu paylaştı.

ABD’de ayda 4.5 milyon çalışanın istifa ettiğini ve “büyük istifa” dalgasının gelmekte olduğunu izliyoruz. Çalışanlar ancak bağlı oldukları şirketlerde kalarak performans gösteriyorlar. Bağlılık bir çalışanın şirketinin vizyonuna, misyonuna, ekibine, yaptığı hizmete, müşterisine karşı gösterdiği tutkuya etki eden güçlü bir duygu. Biliyoruz ki bağlı çalışanlar olmadan hiçbir şirket potansiyeline ulaşma imkanına sahip değil. Mutluluk, tatmin, iyi hissetme gibi diğer parametrelerden daha yoğun ve daha sonuca katkı sağlayan kavramın “çalışan bağlılığı” olduğunu görüyoruz.

Bağlı olmayan çalışanların şirkette olmaları çok fazla anlam ifade etmiyor ki bu çalışanlar yapabileceklerini de yapmıyorlar, en iyi performanslarını vermiyorlar.

Bağlılık anketi dışında çalışanlarınıza hangi spesifik soruları sorarsanız onların bağlılık durumunu anlayabilir, hissedebilirsiniz? Gelin bunlara bakalım;

Kendini hesap verebilir durumda hissediyor musun?

İster inanın ister inanmayın tüm çalışanlar hesap verebilir olmak, işini kendi alanı içinde sahiplenmek ve sorumluluk almak ister. Bu soruyla çalışanınızın bu konudaki görüşünü alabilirsiniz.

Çalışanların kendilerini hesap verebilir hissetmemelerinin yaygın nedenleri şunlar olabilir:

  • Hedefleri net değildir,
  • Sonuca gidecek eylemi yapmak için otoriteleri/yetkileri yoktur,
  • Açıklığı teşvik etmeyen ve ödül/ceza ortamında, cezaya yakın bir kültürde kendilerini ifade etmekten çekiniyor olabilirler,
  • Kendi liderlerinin hesap verebilir tavrını gözlemlemiyor olabilirler.

Ekibe & kültüre ait hissediyor musun?

İnsanlar sosyal varlıklardır ve iş yerindeki sosyal etkileşimimiz bağlılığımızı ve performansımızı belirliyor. Bir topluluk & ekip duygusu çalışanları işe gitmeye heveslendirebiliyor. Topluluğa ait hissetmeyenler kendi alt gruplarını oluşturma eğilimi gösterebiliyorlar.

Çalışanların ait hissetmeme sebepleri şunlar olabilir;

  • Kendilerini şirket kültüründen uzak hissedebiliyor olabilirler,
  • İşe girdiklerinden bu yana kültürün onların hoşuna gitmeyecek yönde ilerlediğini düşünüyor olabilirler,
  • Becerilerini veya performanslarını çok az kullandıklarını hissediyor olabilirler veya aşırı çalışma yükü onları böyle hissettiriyor olabilir,
  • Yaptıkları iş onların en güçlü yönlerini desteklemiyor olabilir. Bu yönde bir cevap duyarsanız şirketin hedefleri ile çalışanın becerileri arasında bir uyum yakalamak için tekrar düşünebilirsiniz.

Adil bir şekilde değerlendirildiğini düşünüyor musun?

Yapılan bir çalışmada çalışanların yüzde 70’i adil değerlendirilmediklerini düşündüklerini ifade etmişler. Performans değerlendirmelerinin adil olmadığını, terfi ve promosyon imkanlarının olmadığını hisseden bir çalışanın bağlılığı zayıflamış olabilir.

Çalışanların adil bir şekilde değerlendirilmediklerini düşünmelerinin sebepleri ise şunlar olabilir;

  • Süreç şeffaf olmayabilir veya öyle algılanmıyor olabilir,
  • Değerlendirme kriterleri işin sonuçlarına veya çalışanın kattığı değerle bağlantılı olmayabilir,
  • Kriterler açıklama olmadan çok sık değiştiriliyor olabilir.

Fikirlerinin duyulduğunu ve değerlendirildiğini hissediyor musun?

Çalışanlar fikirlerini ifade ettiklerinde duyulduklarını hissetmek isterler. Özellikle fikir toplayan platformlardaki risk, fikirlerin toplanıp arkasından eyleme geçilmemesidir.

Çalışanların duyulmadıklarını düşünmelerinin sebepleri şunlar olabilir;

  • Küçük ekip içinde veya şirket çapında yeteri kadar fikir & geri bildirim & öneri toplamıyor olabilirsiniz,
  • Anketler yapıyorsunuz ancak hiç değişiklik olmuyor olabilir,
  • Çalışanlar bir şeyler “ima” ediyor, net olarak ifade edemiyor olabilirler.

Gelişmekte olduğunu görüyor musun?

Gelişmiyorsak ölüyoruz. Bir çalışan organizasyon içinde kendi geleceğini göremiyorsa, ayrılacağı günü sayıyor olabilir. Kişisel ve profesyonel gelişimi ile ilgili fırsatlar gördüğünde tekerlekler bağlılık yönüne dönmeye başlar.

Çalışanların gelişmediklerini ifade etme sebepleri de şunlar olabilir;

  • Gelişim programlarınız zayıf veya çalışanlara ulaşmıyor olabilir,
  • Kariyer olanakları gri ve belirsiz olabilir,
  • Sağlıksız bir rekabet ortamı gelişmeye ket vuruyor olabilir.

Hayatında denge olduğunu düşünüyor musun?

Yapılan çalışmalar, iş ve özel hayatlarını dengede görmeyen ve kendi zihin, vücut ve duygularına yatırım yapmayan çalışanların tükenmişlik sendromuna 2.6 kez daha fazla yakalandığını ortaya koyuyor. Bu konuda da çalışanın görüşü çok değerli.

Çalışanın hayat dengesinin olmadığını söylemesinin sebepleri şunlar olabilir;

  • Çalışan sayısı yetersiz olabilir,
  • İş süreçlerinde verimsizlik olabilir,
  • Kültürünüz bu bireysel dengeyi destekler görünüyor, fakat arkasını doldurmuyor olabilir.

Buradaki misyonuna inanıyor musun?

Şirketin misyonuna inanan ve bu konuda tutkulu olan çalışanların daha bağlı olduklarını, daha zor ayrıldıklarını ve daha iyi performans gösterdiklerini biliyoruz.

Bu soruyla birlikte çalışanınıza “misyondan” ne anladığını da sorabilirsiniz. Bu kritik soruda bir “Evet” yanıtı almadıysanız, almanız için ne yapabileceğinizi de sormak çok anlamlı olabilir.

Tüm sorulara “Evet!” yanıtı almanın yolu ne olabilir?

Çalışanınıza bu soruları sorup, hangi sorulara “Evet” yanıtını almadığınızı görüp bu konularla ilgili özelleştirilmiş çalışmalar yapabilirsiniz. Bir nabız anketi ile de ilerleyebilirsiniz.

Konuk Yazar: Bertay Fişekçi /Çalışan Bağlılığı Uzmanı
Yazara ait diğer yazıları okumak için buraya tıklayabilirsiniz!