İş yerinde dedikodunun gizli maliyetini biliyor musunuz?

İş yerindeki dedikodu sadece birkaç kötü niyetli çalışanın sorunu mu, yoksa liderin yarattığı şeffaflık boşluğunun doğrudan bir sonucu mu? Bu fısıltıların gizli maliyetini (güven kaybı, verimlilik düşüşü) farkında mısınız? Çalışan Bağlılığı Danışmanı Bertay Fişekçi, dedikodudan daha gür bir ses çıkarmayı gerektiren, dürüst bir liderlik modelini ve radikal şeffaflık stratejisini bu yazıda masaya yatırıyor.

İş yerinde dedikodu “duymamış” olanımız yoktur değil mi? Şu veya bu şekilde insanlarla ilgili, terfilerle ilgili, şirketin gidişatı ile ilgili farklı tonlarda, farklı gerçekliklerle cümleler dolaşır durur. Bu aslında şirket kültürlerini içten içe çürüten bir zehirdir. Liderler bu zehirle genellikle teke tek konuşmalar ve kendilerine göre “doğruyu” iletmekle mücadele ettiklerini düşünürler fakat durum genelde öyle olmaz. Bu şekilde bilerek veya bilmeyerek yangını söndürmek yerine sadece dumanı artırırlar.

Gelin bu konuda biraz da radikal düşünelim. Bu yazıda, dedikoduyu kökünden kazımak için tasarlanmış, alışılmışın dışında, rahatsız edici derecede doğrudan ve şaşırtıcı derecede etkili bir stratejiyi paylaşıyorum. Dürüstlük üzerine kurulu bir kültürü geri almak için cesur bir adıma ihtiyaç olabilir!

Dedikodu, sizin yarattığınız boşlukta büyür

Önce acı gerçeği kabul edelim: İnsanlar, yanlarına kâr kaldığı için dedikodu yapar. Ayrıca “bilmemek” bir virüs gibi yayılarak dedikoduyu yaratır, dedikodu bilinmezliğin açtığı boşluğu genelde “olumsuz senaryolarla” doldurur. Bu, kötü niyetli birkaç kişinin sorunu değildir; bu, liderin şeffaflık yerine fısıltılara alan açtığı bir kültürün doğrudan sonucudur. Eğer ekibiniz doğrudan konuşmak yerine arkadan konuşmayı tercih ediyorsa, bu boşluğu yaratan ve bu davranışa izin veren sizsiniz. Sorumluluk sizde başlıyor.

Dedikodunun gizli maliyeti

Bir lider olarak, bu fısıltıların yarattığı görünmez maliyeti farkında mısınız? Dedikodu kültürü;

  • Güveni yok eder: Ekipler arası ve ekip içi güveni dinamitleyerek iş birliğini imkansız hale getirir.
  • Verimliliği düşürür: İnsanlar enerjilerini iş yapmak yerine, senaryolar üretmek, taraf tutmak ve kendilerini korumak için harcarlar.
  • En iyi yetenekleri kaçırır: Kimse belirsizlik ve güvensizlik ortamında uzun süre kalmak istemez. Yetenekli çalışanlarınız, bu toksik ortamdan kaçmak için ilk fırsatı değerlendirir.
  • Psikolojik güvenliği sıfırlar: Çalışanların fikirlerini açıkça söylemekten veya hata yapmaktan korktuğu bir “düşük performans” alanı yaratır.

Radikal şeffaflık

Dedikoduyla savaşmak istiyorsanız, basit bir kural var: Dedikodudan daha gür bir ses çıkarın. Odayı biraz rahatsız edecek, hatta insanları koltuklarında sıkacak kadar radikal bir dürüstlük ve şeffaflık standardı belirlediğinizde dedikodu nefes alamaz.

Öyle bir dürüstlük seviyesiyle hareket etmelisiniz ki ortam dedikoducuların içinde barınamayacağı kadar aydınlık olsun.

İşte size bu partiyi başlatacak basit bir senaryo:

Dedikodunun dolaştığı ve zarar verici bir hal aldığını gördüğünüzde, tüm ekibin bir araya geleceği bir toplantı organize edin ve konuyu doğrudan masaya yatırın. Sakin, ama kararlı bir şekilde şunu söyleyin:

“Arkadaşlar, kulağıma bazı söylentiler ve endişeler ulaştı. Tahmin yürütmek veya konunun kendi kendine büyümesine izin vermek yerine, herkese aklındaki soruları sorması veya endişelerini dile getirmesi için bu fırsatı yaratmak istedim. Kim başlamak ister?”

Bu cümleyi kurduktan sonra tek yapmanız gereken arkanıza yaslanıp beklemektir. Evet, o ilk sessizlik rahatsız edici olabilir; ancak dedikoducuları ışığa çıkardığınızda, güçlerini kaybederler.

Bunu yaptığınızda iki şeyden biri olur:

  1. Dedikoducular, odanın yeni standardına ulaşmak için kendilerini geliştirmek zorunda kalır.
  2. Ya da bu yeni şeffaf ortamda beslenecekleri gölgeleri bulamadıkları için kendi kendilerini yok ederler.

Her iki senaryoda da kazanan, dürüstlük ve kurum kültürüdür.

Işık, en güçlü dezenfektandır

Bu stratejinin arkasındaki temel ilke aslında çok basittir.

“Gölge davranışları ışığa çıkardığınızda, güçlerini kaybederler.”

Bu yaklaşım, dedikodu yapıldığında bunun “ödülünün” herkesin içinde dedikoduyu seslendirmek ve hesap vermek olacağını gösterdiği için dedikodu azalacaktır.

Nihai hedefiniz her söylentiyi kontrol etmek değil. Hedefiniz, dedikodu yapmayı sürdürülmesi yorucu bir eylem haline getirecek şekilde liderlik etmektir.

Işıkla liderlik edecek kadar cesur musunuz?

Bütünlük ve şeffaflık pasif durumlar değil, aktif ve cesur liderlik kararlarıdır. Bir lider olarak göreviniz herkesi rahat ettirmek değil, ne pahasına olursa olsun dürüst bir kültür inşa etmektir. Bu, bazen bilinçli olarak rahatsızlık yaratmayı gerektirir. Çünkü gerçek değişim, konfor alanının bittiği yerde başlar.

Peki siz, dürüstlük adına odayı biraz rahatsız edecek kadar cesur musunuz?

Loading spinner
Bertay Fişekçi, 23 yıllık kurumsal hayatının ardından çalışan bağlılığı, kültür dönüşümü, orta kademe yöneticilerin beceri gelişimi alanlarına odaklanmıştır ve bu konularda şirketlere profesyonel destek vermektedir. İnsan odaklı organizasyonların daha da geliştirici, kârlı ve çekici olduğu inancıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Fişekçi; yüz yüze seminerler, online etkinler, podcast yayınlarıyla bilgilerini aktarmanın yanında; kişisel blogunda ve İK Blog'da yayınlanan içerikleriyle de okuyucularla buluşmaktadır.
**İçeriklerimizle ilgili görüş ve önerilerinizi editor@kariyer.net adresinden bize iletebilirsiniz.