Çalışanlarına özgür bir çalışma ortamı ve gelişim olanakları sunan Sanofi’nin, şirket kültürünü, motivasyon yöntemlerini ve gelecek planlarını Sanofi Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Senem Korol’dan dinledik…

Yapılanmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? Şu anda bünyenizde kaç kişi çalışıyor?

Sanofi Türkiye insan kaynakları ekibimiz farklı eğitim, tecrübe ve yaş gruplarına sahip 22 kişiden oluşmakta. Ortak hedeflere odaklanarak farklılıklarımızdan beslenen bir ekip kompozisyonu ve dinamiği yarattığımıza inanıyorum.

İnsan kaynakları ekibimiz İstanbul’daki merkez ofisimiz ve Lüleburgaz’daki üretim tesisimiz olmak üzere iki ofiste çalışmalarını yürütüyor. Böylece Tuzla dağıtım merkezimizden saha çalışanlarımıza, merkez ofisimizden Lüleburgaz’daki üretim tesisimize kadar 1800’ü aşkın çalışanımıza dokunabiliyor ve kariyer yolculuklarında onları sürekli destekleyebiliyoruz.

Firmanızda İK departmanı hangi süreçleri yönetiyor?

Sanofi insan kaynakları ekibi olarak, çalışanlarımıza dokunabileceğimiz tüm alanlarda faaliyet göstermeyi amaçlıyoruz. İşe alım süreçlerimizde aday olarak tanıma fırsatı elde ettiğimiz kişilerin, işe girişlerinden işten çıkışlarına kadar dahil oldukları her süreci bir bütün olarak yönetmeye özen gösteriyoruz. Kusursuz bir çalışan deneyimi yaratmayı hedefleyerek süreçlerimizi tasarlıyoruz. Seçme ve yerleştirme süreçlerinden performans yönetimi, yetenek yönetimi, eğitim ve gelişim süreçlerine; çalışan bağlılığı ve çalışan motivasyonundan bordro, özlük işleri ile ücretlendirme süreçlerine kadar insanı odak alan her yerde rol alıyoruz.

Sektörünüze özel adayları seçerken hangi niteliklere önem veriyorsunuz?

Aday seçimlerini yaparken, Sanofi’nin global yetkinlik modeli çerçevesinde hareket ediyoruz. Hem kendine hem de varsa ekibinin gelişimine odaklanan, değişime ayak uydurabilen ve etkileşimsel iş birliğine açık aday profillerini Sanofi ailesine dahil etmek için çaba gösteriyoruz.

Sektörel deneyimin ve pozisyona dair uzmanlığın yanı sıra genç yetenekleri sektöre ve şirketimize kazandırabileceğimiz ‘’Young Power’’ adında uzun dönemli staj programımız bulunuyor. Bununla birlikte, 18 aylık bir rotasyon sürecini içeren Management Trainee programımız, New Gen ile de Sanofi’nin geleceğine güç katabilecek potansiyellere odaklanarak seçme ve yerleştirme süreçlerimizi yönetiyoruz.

Çalışanlarınıza yönelik motivasyon uygulamalarınızı anlatır mısınız? Çalışan bağlılığı için neler yapıyorsunuz?

Çalışanlarımızın hayat kalitesini, motivasyonunu, performansını ve bağlılığını arttırmak için Mayıs 2014’te ‘Sanofi’de Hayat’ programını  uygulamaya başladık. Program, çalışanların iş-yaşam dengesini ve gelişimini desteklemek adına fayda sağlamayı hedeflemektedir.

İş-yaşam dengesini desteklemek amacıyla;

  • Uzaktan çalışma ayda 4 gün olarak uygulanmaktadır.
  • Esnek çalışma saatleri uygulaması yapılmaktadır. 08:00-09:30 saatleri mesai başlangıç, 17:00-18:30 arası mesai bitiş saatleri olarak belirlenmiştir.
  • Çalışanlar iş günlerinde 18:30’dan sonra, hafta sonları ve tatil günlerinde acil bir durum olmadıkça aranmamaktadır.

Şirketimizin global ve lokal markalaşmış gelişim programları mevcut. “Yetenek yönetimi ve liderlik gelişim süreci” alanlarında pek çok başarı hikayesi yaratan bir program yürütüyoruz. Her türlü yönetsel becerileri geliştirmeyi hedefleyerek yönetim koçluğu ve Sanofi yetkinlik gelişimine odaklanan eğitim programlarıyla çalışanlarımızı destekliyoruz. Ayrıca çalışanlarımıza lokal ve uluslararası, aynı zamanda yatay ve dikey kariyer fırsatları sunuyoruz. Böylece çalışma arkadaşlarımızın potansiyellerini gerçekleştirmelerine ve mutlu oldukları bir çalışma yaşamı kazanmalarına rehberlik ediyoruz. Bu da bize, şirketimizde yüksek bir performans kültürünü istikrarlı bir şekilde yönetme ve ekiplerimizin güçlü bir bağlılık ve memnuniyetle çalışmalarını sağlama olanağı veriyor.

Bir arada vakit geçirebileceğimiz ve özel günleri kutlayacağımız etkinlikleri gerçekleştirmek de önem verdiğimiz konulardan biri. Her yıl düzenlediğimiz ‘Büyük Sanofi Ailesi’ buluşması bunların en güzel örneklerinden. Sağlık sektöründe olmamızın da verdiği etkiyle çalışanlarımızı bu anlamda da desteklemeye çalışıyoruz. Bu kapsamda uzman diyetisyenimiz çalışanlarımıza danışmanlık veriyor, mutfaklarımızda sağlıklı beslenmeye özen gösteriyoruz ve ofiste yoga imkanı sunuyoruz. Bununla birlikte çalışma arkadaşlarımızın kurduğu 13 sosyal kulübümüz, spor ve sanat alanlarında kişisel gelişim alanları yaratıyor.

Son olarak dijitalleşmeyi, İK uygulamalarımızı destekleyen ve güçlendiren bir araç olarak kullanıyoruz. İşe alım, performans, yetenek yönetimi gibi temel insan kaynakları süreçlerini dijital platformlar üzerinden yönetiyoruz. Bunun yanı sıra, çalışanlarımızı e-öğrenme platformumuzu kullanmaya ve bazı eğitimleri online olarak almaya teşvik ediyoruz. Bu eğitimler; yetkinlik gelişim, oryantasyon, teknik eğitimler ve İngilizce eğitimi gibi farklı alanları kapsıyor. Bu şekilde hem zaman tasarrufu sağlanıyor hem de daha fazla kişiye eğitim imkanı sunulmuş̧ oluyor.

Gelecek dönemdeki projeleriniz arasında neler var?

Çeşitliliğin sağlandığı, farklılıkların bir değer olarak görüldüğü, iş ve yaşam dengesinin sağlıklı bir şekilde kurulduğu ve gelişimin sürdürülebilir kılındığı iş ortamları yaratmak ana gündemimizi oluşturuyor.

Yeni nesil çalışma dinamikleri ise esnek çalışma saatlerinden ofis tasarımlarına dek pek çok alanda değişim yaratıyor. Teknoloji ile birlikte hızla dönüşen günümüz dünyasına uygun çalışma sistemlerini hayata geçirmeye odaklanmak oldukça önemli. Örneğin; yapay zeka temelli teknolojilerle birlikte hem çalışanların teknoloji okuryazarlığı konusunda gelişimlerini desteklemek hem de bu süreçlerin doğru ve akıcı bir şekilde hayata geçmesini sağlamak için İK ekipleri kritik görev üstleniyor.

Sanofi Türkiye olarak tüm bu alanlarda güçlü çalışmalarla sektörümüze liderlik etmekten mutluluk duyuyoruz.