İşten çıkarmalar, ilk bakışta maliyetleri azaltıyor gibi görünse de uzun vadede şirketlere düşündüklerinden çok daha fazlasına mâl olabilir. Peki, bu kararların göz ardı edilen etkileri neler?
Forbes’ta yer alan habere göre; yakın zaman önce PwC ABD’de toplam iş gücünün %2’sine denk gelen (yaklaşık 1.500 kişi) işten çıkarmaları duyurdu. Panasonic ise 2026’ya kadar yaklaşık 10.000 kişilik bir işten çıkarma planladığını açıkladı. Ekonomik baskılar ya da kâr beklentileri arttığında, birçok şirket lideri ilk tasarruf önlemi olarak işten çıkarmalara yöneliyor. Kağıt üzerinde bu karar daha az bordro yükü ve daha yüksek verimlilik gibi görünse de işin aslı pek de öyle değil.
İşten çıkarmaların yaratabileceği uzun vadeli kayıplar, kısa vadeli kazanımları kolayca gölgede bırakabiliyor. Bu nedenle, şirketlerin bu gizli maliyetleri de dikkate alması gerekiyor.
Görünmeyen operasyonel giderler
İşten çıkarmalar yalnızca tazminatla sınırlı değildir. Evrak işleri, danışmanlık ücretleri ve yasal uyumluluk süreçleri gibi operasyonel yükler de süreci daha maliyetli hale getirir. Kâğıt üzerinde “tasarruf” gibi görünen bu kararlar, aslında ciddi idari yükler yaratabilir.
Azalan verimlilik
İşten çıkarmaların ardından kalan ekiplerin verimliliği düşebilir. Moral kaybı, iş yükünün artması ve geleceğe dair belirsizlik, çalışanların motivasyonunu olumsuz etkiler. Bu da toplam iş çıktısında kayda değer bir azalmaya neden olur.
Artan gönüllü ayrılıklar
Bir ekipten çalışanlar çıkarıldığında, kalanlar da güvenlerini yitirip yeni fırsatlara yönelebilir. Gönüllü ayrılmalar artar ve bu da yeni işe alım ve oryantasyon maliyetlerini beraberinde getirir. Üstelik ayrılan çalışanlarla birlikte bilgi birikimi de kaybedilir.
İşsizlik sigortası yükü
İşten çıkarmalar, işsizlik sigortası primlerinin artmasına neden olabilir. Bu da şirketin bordro yükünü dolaylı olarak artırır. Göz ardı edilen bu gider kalemi, uzun vadede finansal dengeleri etkileyebilir.
İtibar kaybı
İşten çıkarmalar şirketin kamuoyundaki algısını da etkiler. Çalışanlar, potansiyel adaylar, müşteriler ve yatırımcılar şirketin güvenilirliğini sorgulamaya başlar. Bu da hem işe alımları zorlaştırır hem de müşteri güvenini zedeleyebilir.
Kurum kültürünün zarar görmesi
İşten çıkarma kararları çalışanlar arasında güvensizlik yaratabilir. “Bir sonraki ben miyim?” endişesi, ekip ruhunu zayıflatır. Bu durum, iş yerinde bağlılık duygusunu ve pozitif kurum kültürünü baltalayabilir.
Kurumsal bilginin kaybı
İşten çıkarılan ya da gönüllü olarak ayrılan deneyimli çalışanlar, yıllar boyunca edinilmiş kurumsal bilgiyle birlikte giderler. Bu kayıp, inovasyonun yavaşlamasına, müşteri ilişkilerinde kopukluklara ve pazar değişikliklerine verilen tepkilerin gecikmesine yol açabilir. Bu da gelecekteki fırsatların kaçırılmasına neden olabilir.
Peki, ne yapmalı?
İşten çıkarmalar büyük kayıplara neden olabilir; ancak bazı stratejilerle bu etkiler azaltılabilir:
- Yönetim katmanlarını optimize edin: Gereksiz hiyerarşik katmanları sadeleştirerek, doğrudan üretime katkı sağlayan ekipleri destekleyin.
- Doğal kayıptan yararlanın: Açık pozisyonlar ve doğal işten ayrılmalarla iş gücü azalmasını yönetin.
- Süreci insan odaklı yönetin: Mecburi işten çıkarmalarda şeffaf iletişim kurun, saygılı ve destekleyici olun.
İşten çıkarmalara karar verirken yalnızca kısa vadeli maliyetleri değil, organizasyonun bütününü etkileyen bu görünmeyen maliyetleri de göz önünde bulundurmak gerek. Unutmayın, sürdürülebilir başarı ancak en değerli kaynağa yatırım yaparak sağlanır ki o da “insan gücü”dür.
Kaynak: Forbes