“Job Hopping” (Sık iş değiştirme) yerini “Job Hugging”e (İşine sıkıca sarılma) bıraktı… Artık birçok kişi, belirsizlik ve ekonomik kaygılar nedeniyle işine sıkıca sarılıyor; ancak bu sarılma, gerçekten bağlılıktan mı doğuyor, yoksa korkudan mı? Güvende kalmakla yerinde saymak arasındaki ince çizgiyi bu yazıda ele aldık.
Son dönemin dikkat çeken kariyer trendlerinden biri, “Job Hugging”, yani işine sıkıca sarılma! Bu durum korku hissinden mi yoksa sadakat duygusundan mı kaynaklanıyor dersin?
Yeni iş tekliflerine sırt çeviren birçok çalışan için bu soru artık kariyerin en sessiz dönüm noktası…
Belirsizlik çağında yeni bir güvenlik stratejisi, işine sarılmak; ama bazen tutunmak, ilerlemeyi en çok engelleyen şey olabilir.
Büyük istifa ve sessiz istifa gibi dalgaların ardından gelen bu yeni trend, çalışanların mevcut işlerine sıkıca tutunmasını ifade ediyor; ancak bu sarılma, her zaman sevgi ve bağlılıktan kaynaklanmıyor. Genellikle belirsizlik, ekonomik kaygılar ve piyasadaki daralma gibi dış faktörlerin yarattığı bir güvenlik arayışı olarak karşımıza çıkıyor.
Peki, bu yeni eğilim kariyer psikolojimizi nasıl etkiliyor ve gerçekten en doğru strateji bu mu?
Job Hugging’in psikolojik etkileri
Job Hugging, kulağa “sadakat” gibi gelse de altında derin psikolojik dinamikler yatabilir.
Güvenlikten doğan huzur ve…Duraklama!
Ekonomik çalkantıların olduğu dönemlerde, mevcut işimize tutunmak kaygı seviyemizi düşüren bir numaralı faktör olabilir. Tanıdık bir ortamda kalmak, yeni iş arama stresinden, mülakat maratonlarından ve adaptasyon sürecinin bilinmezliğinden bizi korur; ancak bu “güvenlik kalkanı” aynı zamanda profesyonel gelişimimizde bir duraklamaya yol açabilir. Konfor alanında fazla kalmak, yeni beceriler kazanma ve piyasa değerini artırma motivasyonunu köreltebilir.
Korkunun gölgesinde karar vermek
Job Hugging’in en büyük tehlikesi, kararların “ne istediğimiz” yerine “ne kaybetmekten korktuğumuz” üzerine kurulmasıdır. İşinden memnun olmayan, ama işini kaybetme korkusuyla kalan bir çalışan, zamanla tükenmişlik ve motivasyon kaybı yaşayabilir. Bu durum, uzun vadede sadece çalışanın değil, şirketin verimliliğini de olumsuz etkiler.
Stratejik kariyer yönetimi: Ne zaman sarılmalı, ne zaman ilerlemeli?
“İşine sarıl!” ya da “Hemen işini değiştir!” gibi net bir tavsiye vermek, herkes için her zaman doğru bir tavsiye değildir. Burada önemli olan bilinçli kariyer yönetimini yapmaktır. Örneğin; Job Hugging trendine kapılmadan önce kendine şu soruları sorabilirsin:
- Gelişim yolculuğum devam ediyor mu? Mevcut işin sana yeni beceriler, yükselme imkanları ve sektör bilgisi katmaya devam ediyor mu? Yoksa sadece maaş için mi çalışıyorsun? Eğer cevabın ikincisiyse, “Job Hugging” senin için kariyerini yavaşlatan bir pranga olabilir.
- İç motivasyonum ne durumda? İşine duyduğun bağlılık korku mu, yoksa amaç mı? Gerçekten tutkuyla yaptığın işler, zorlu ekonomik dönemlerde bile seni ayakta tutar.
Güvenlik arayışı doğal olsa da en büyük kariyer güvenliği her zaman sahip olduğun yetkinlikler ve piyasadaki değerindir. Bu değer, yeni işleri araştırarak ve kendine yatırım yaparak artar.
Eğer mevcut işinde tükenmişlik yaşıyor, maaşın piyasa ortalamasının altında kalıyor veya gelişimin durduysa; sırf “güvende kalmak” için bu duruma sarılmak, aslında en büyük riski almak demektir.
Belki şu an hemen aksiyon alamayacaksın, ancak piyasayı takip etmek ve kariyer seçeneklerine açık olmak her zaman en stratejik yaklaşımdır.
