Tiyatro sahnesinde bir araya gelen Dolunay Soysert ve Aslı Enver bu sefer birer beyaz yakalı olarak izleyiciyle buluşuyor. Sahnede iyi bir enerji yakalayan ikili, “Oyun oynamayı seviyoruz, tiyatro bizim oyun oynama alanımız” diyor.

dolunay soysert aslı enver

Kayıp dizisinden sonra tiyatro sahnesinde bir araya gelen Dolunay Soysert ve Aslı Enver, dört ay boyunca provasını yaptıkları Personel isimli oyunla Craft Tiyatro’da izleyicilerin karşısına çıkıyor. Oyun, bir iş sözleşmesinin özel hayata etkileri üzerinden sisteme yaptığı göndermelerle özellikle beyaz yakalı profesyonellerin oldukça ilgisini çekecek bir hikayeye sahip. Dekoruyla çalışanı için maksimum konfor sağlayan bir ofis ortamını yansıtan oyundan önce Soysert ve Enver ile görüştük. Dizide karşı karşıya oynadıktan sonra mutlaka sahnede de birlikte yer almak istediklerini aktaran Soysert ve Enver, hayallerinin gerçekleştiğini söylüyor. İlk profesyonel sahne deneyimini yaşayan Enver ile Afife Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu Ödülü” de dahil olmak üzere birçok ödülü bulunan Soysert oyunculuk kariyerleri ve tiyatroyu anlattı.

İkiniz de Türkiye’nin en beğenilen oyuncularındansınız. Röportajımıza Aslı Enver ile başlayacak olursak… Pera Güzel Sanatlar Lisesi ve Haliç Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezunsunuz. Bu tercihleri yaparken size en çok kim destek oldu?
Aslı Enver: Bu kararı verdiğimde çok küçük bir yaştaydım, ailemin desteği olmasaydı daha geç başlayabilirdim. Bende sadece oyun oynama isteği vardı. Ailem de bunu farkedip o yöne yönlendirdi. Lisede güzel sanatlar okumama izin verdikleri ve destekleri için onlara çok teşekkür ediyorum.

Alaylı değil de okullu bir oyuncu olmak şart mı sizce?
Dolunay Soysert: Okullu bir oyuncu olmak şart değil, eğitimli bir oyuncu olmak şart. Eğitimi bir sistemden almak zorunda değilsiniz. Ama kendinizi geliştiren ve geliştirmeye devam eden bir oyuncu olmanız mesleki olarak başarıya ulaşmanız için gerekli. Okullu olup da okuldan sonra kendini geliştirmek için hiçbir şey yapmamak okulsuz, eğitimsiz olmak kadar kötü. Oyunculuğun uzun bir yolculuk olduğunu kabul edip her zaman eğitime devam etmek gerekiyor.

aslı enverOyuncu olmak aynı zamanda şöhrete adım atmak demek. Peki, siz tanınır olmaya, hayatınızın değişmesine nasıl hazırlandınız?
Aslı Enver: Oyuncu olmayı şöhrette bir kapı olarak görmüyorum. Oyuncu olmak, oyun oynamayı seven kişi demek. Bizim aslında yapmaya çalıştığımız şey; bir şeyi gerçek kılmaya çalışmak ve bunun oyun olduğunu bilerek yapmak. Günümüzde öyle bir kapı da var. Fakat bunu bilinçli bir şekilde aralayıp arasından süzülmedim. Bu, hayatın size getirdiği bir takım seçeneklerden oluşan bir dönemdir ve zamanı da nasıl değerlendirdiğinizle ilgilidir.

Kariyerinizde tiyatronun yeri nedir?
Dolunay Soysert: Kariyerimde tiyatronun ayrı bir yeri var. Çünkü tiyatroyla başladım her şeye. Diğerlerinden farkı sadece canlı olarak bir şeyi sunup ardından reaksiyonu o anda hissetmenin bambaşka bir adrenalini ve keyfi var. Sinema ve televizyonda sonradan reaksiyon alıyorsunuz. Tiyatro o an yaşadığınız hazzı size sunuyor. O yüzden de farklı. Ama genel olarak tiyatro oyunculuğunu, sinema oyunculuğunu veya dizi oyunculuğunu ayırmıyorum. Ben oynamayı seviyorum ve neresi olursa olsun oynadığım sürece bana iyi geliyor.

Kameraya verdiğiniz oyunla salondaki seyirciye verdiğiniz oyun arasında ne gibi farklar olduğunu söyleyebilirsiniz?
Aslı Enver: Sahnede seyircinin reaksiyonunu direkt ve o anda almak çok farklı. Kamera önünde oynarken yönetmenine o anda güveniyorsun. Yönetmenin komutlarıyla şekillenen oyunculuk tarzınız oluyor. Fakat sahnede yalnızsın ve sadece partnerin ya da partnerlerin oluyor. Oyuna başladığımız andan bitimine kadar duygu devamlılığı gerekiyor. Bu sayede oyun çok rahat akıyor. Bazen de seyircinin tepkisine göre şekillenmen gerekiyor. Bu çok güzel bir deneyim. Televizyonda kendini sonradan izleyip yaptıklarını görebiliyorsun fakat sahnede hissediyorsun. Oyunculuğun temeli de hissetmek.

dolunay soysertDiziler de oyuncuların geçim kaynaklarından biri. Genç bir oyuncunun seçici davranma şansı var mı sizce
Dolunay Soysert: Hayatta herkes bir seçim yapmalıdır; herkes seçici olmalıdır. Sadece oyunculukta yapılan seçimler açısından düşünmemek lazım. Hayatta bir seçiminiz her zaman olmalı, bu mesleğinize de yansımalı. Nasıl yaşayacağınıza da, vizyonunuza da, politik olarak nerede durduğunuza da, ne konuştuğunuza da… Hayat bir seçim üzerine kuruludur. Genç oyuncuların da seçim yapması gerekir. Ama her dizide oynayıp oynamama gibi bir şey üzerinden soruyorsanız bu seçimi; bu da kişinin kendini nerede iyi hissettiği ile alakalı. Bunu yargılama hakkına sahip olduğumuzu düşünmüyorum. Bize farklı görünen projelerde oynayan arkadaşlarımız seçici değil de, daha çok kitlelere hitap eden projelerde yer alan arkadaşlarımız daha fazla seçici diye bir şey yok! Dolayısıyla seçici olmalıyız ama herkesin seçimi kendiyle ilintili bir şey. İyi ya da kötü diye bir şey olmadığı gibi doğru ya da yanlış diye de bir şey yoktur.

Nasıl bir oyunculuk idealiniz var?
Aslı Enver: Önümüzü göremediğimiz için ideallerimiz olamıyor. Ama en azından bir proje geldiğinde içime sinene kadar direniyorum. Bu yolu takip ettiğim sürece kısmen de olsa idealime ulaşabiliyorum.

Kayıp dizisinde birlikte rol almıştınız, şimdi de tiyatro sahnesindesiniz. Aslı Enver’in oyunculuğunu nasıl buluyorsunuz?

dolunay-soysert-asli-enverDolunay Soysert: Aslı benim önceden beri takip ettiğim ve izlemekten çok zevk aldığım bir oyuncuydu. Kayıp’ta birleştiğimiz zaman da çok mutlu olmuştum. Tiyatro sahnesinde buluşmaksa bizim düşümüzdü. Bu projeyle birlikte hayalimiz gerçek oldu. Şimdi birlikte paylaşıp beraber üretmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ben tecrübenin yaş ile alakalı olduğuna inanmıyorum. Zaten her an bir şey öğrenmeye hazırsanız bu eğitiminize katkıda bulunuyor. Yapmadığım, hata yaptığım, görmediğim bir sürü şey var ve onun yakalayıp çok samimi bir yerden konuşması benim için mutluluk verici. Bir de ortak yarattığımız enerji var ki, o daha keyifli. Çünkü oynamasını seviyor ve ben de seviyorum; orası bizim oyun oynama alanımız. Çok keyif alarak çalışıyoruz. İzleyicileri, bu enerjiyi geçireceğimizi düşündüğümüz bir oyun alanına çağırıyoruz.

Dolunay Soysert gibi deneyimli bir oyuncuyla aynı sahneyi paylaşmak nasıl bir duygu? Ondan neler öğreniyorsunuz?
Aslı Enver: Dolunay, biz tanışmadan önce de beğendiğim bir oyuncuydu. Sonradan arkadaşım olması ve ilk oyunumun da onunla olması benim için büyük bir şans. Her şeyi ona sorabiliyorum. Yanlış yaptığımda bana çok net söyleyebiliyor. Ona güveniyorum ve profesyonelliğine hayranım. Oyunu tıkandığı noktada toparlayıp; inanılmaz kurtarışlar yapabiliyor. Bunun bir anda öğrenilebilecek bir şey olduğunu düşünmüyorum, izleyerek öğreneceğim. Belki bu da bir yetenektir.

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Dolunay Soysert: Genel olarak insanların kadınlar ve erkekler olarak ayrılmasına karşı bir duruşum var. İnsan olarak bakmayı öğrenmemiz gerekiyor. O zaman “kadınların” iş hayatındaki yeri üzerine konuşmamıza gerek kalmaz. İş, iştir herkes için. Çalışanlar da, çalışanlardır. Performanslar kişilerin cinsiyetlerine göre değişiklik göstermemelidir.